
Uluslararası Bir Toplantı: Ak Parti Kongresi
Geçtiğimiz hafta sonu – 30 Eylül 2012- Ankara’da Ak Parti 4. Büyük Olağan kongresini büyük coşku içerisinde gerçekleştirdi. Başbakan ve Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan kendisinden beklenildiği gibi yaklaşık 2 saatlik bir konuşma gerçekleştirdi. Konuşmaya Sezai Karakoç’un ‘’ Sürgün Ülkeden Başkentler Başkentine ‘’ şiiri ile başlayan Erdoğan, gerek salonda bulunanların gerekse evlerinde kongreyi takip edenlerin yüreklerine hitap etmeyi başarmıştır. Bu yazımda kongrede verilen mesajlardan ziyade kongreye katılan uluslararası misafirlerin önemi ve onların dile getirdiği önemli mesajlar üzerinden devam etmek istiyorum.
Ak Parti kongresi sadece bir iç politika meselesi olarak değil, dış basının da dikkat çektiği gibi uluslararası bir ayağının da olduğu bir kongre olarak anılacaktır. Kongreye yaklaşık 100’e yakın çeşitli ülkelerden önemli görevlerde bulunan liderler, grup ve parti başkanları katıldı. Bu katılım fazla olmasında şüphesiz ki partinin son 10 yılda uyguladığı dış politika ivmesi ve değişikliği bulunmaktadır. Bunun yanında Ak Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik’in de büyük çalışmaları bulunmakta ve takdir edilmeyi hak etmektedir. Birbirinden farklı coğrafyalardan temsilcileri bir araya getirmek gerçekten ciddi bir çalışma gerektirecek bir iştir. Peki, kongreye kimlerin katıldı dersek; sadece Ortadoğu ve İslam coğrafyasından ülke liderleri değil, Avrupa Parlamentosu Temsilcisi, Asya Parlamenterler Asamblesi Grup Başkanı, Bosna Hersek’ten, Lübnan’dan, Pakistan’dan da temsilcilerin bulunması kongrenin geniş katılımlı bir vizyonun olduğunu göstermektedir.
Kongreye katılan ve selamlama konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan sonra en çok alkışı alan Hamas lideri Halid Meşal oldu. Onun arkasından ise Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi geldi. Bu kişilerin salondan çok fazla alkış almalarının sebebi gerek uluslararası kamuoyundan, gerekse kendi ülkelerinde öteki olarak konumlandırılması ve verdikleri mücadelelerin anlamlı olmasından kaynaklanmaktadır.
Kongre’ye katılan uluslararası konuklardan önemli gördüklerimin mesajlarını burada belirtmek istiyorum. Arap Baharı sonrası iktidara gelen Mısır Cumhurbaşkanı Mursi kongre’de ‘’ Suriye’deki gelişmelere değinerek, Suriye topraklarında Suriye halkı sabah akşam öldürülmektedir, tecavüze uğramaktadır. Kendi halkını öldüren rejimin yönetimi altında yüz yılın trajedisini yaşıyor. Uykumuzu kaçırıyor bu trajedi ‘’ diyerek yeni bir yönetiminin demokrasiye ve insan haklarına olan görüşünü bir kez daha belirtmiştir. Türkiye ile Mısır ilişkilerine değinen Mısır Cumhurbaşkanı Mursi, ‘’ Türk ve Mısır halkının barış ve istikrar selamı, tüm dünya halkına mesajımız olsun ‘’ dedi. Mısır’ın değiştiğini ve yeni yönetimin bu sözleri her şeyi açıklar niteliktedir. Ortak hedeflerimiz arasında özgürlük, bütün dünya halklarının özgürlüğü, adalet, kalkınma, büyüme ve sosyal adalet vardır sözleri çok önem taşımaktadır.
Diğer önemli ve bir o kadar tartışılan lider Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’dir. Barzani konuşmasında Başbakan’ın Erbil ziyaretine ve Diyarbakır konuşmalarına atıfta bulunarak başladı ve devamında, Türkiye’nin hem bölgesinde hem de uluslararası düzeyde üstlendiği rolle öne çıktığını belirten Barzani, bölgede akan kanın son bulması için ellerinden geleni yapacaklarını belirterek, ‘’ Kan dökülmesinin son bulması için elimizden gelen ne varsa Sayın Erdoğan’a yardımcı olmaya hazırız, inşallah bu konuda her ne lazımsa yapılacaktır ve biz yapmaya hazırız. ‘’ diyerek Kürt sorunun çözümü için önemli mesajlar verdi.
Hamas lideri Halid Meşal konuşmasına ‘’ Ey kardeşim Erdoğan, Allah’a şükret sana çok şey verdi ve sen buna layıksın. Dua et ki şanını daha da yüceltsin. Sen sadece bir Türk lider değilsin artık İslam aleminde de bir lidersin ‘’ diyerek başladı. Daha sonra konuşmasında, Türkiye’nin yeni konumunu, Davos ve Mavi Marmara’dan sonra Ortadoğu halkları üzerindeki algısını, Filistinlilere verdiği desteğin çok önemli olduğunu belirterek konuşmasına son verdi. Hamas liderinin katılması çok önemli bir gelişmedir. Uluslararası kamuoyunda terörist olarak gösterilen bir kişi aslında kendi ülkesinde halkın oyları ile seçilen bir liderdir. Batı’nın kimi terörist kimi demokratik lider tanımlanması çifte standartlara bağlı olduğu için bu konuda kimse neden kongreye katıldı diyerek eleştirilerde bulunmaya hakkı yoktur.
Bosna Hersek Cumhurbaşkanlığı Konsey Başkanı ve Demokrat Hareket Partisi Genel Başkanı Süleyman Tihiç de konuşmasında, kurduğu partinin başkanı olarak Aliya İzzebegoviç’in izinde gittiğini belirterek, Erdoğan’a ‘’ Aliya’nın emanetine kendileri kadar sahip çıktığı’’ için minnet duygularını iletti.
Sonuç olarak; gerçekleştirilen kongrenin iç politikadaki yansımaları olduğu kadar, dış basında ve dış politikada da yansımaları bulunmaktadır. Kongre’ye katılan konukların önemli oldukları uluslararası basın ve kamuoyu tarafından dikkatlice incelenmiş ve kongrede verilen mesajlar önemle analiz edilmiştir. Bu kongrenin Türk Dış Politikasının eksen kayması değil aksine eksenin rayına oturması olarak yorumlayabiliriz. Sadece İslam âleminden ve Ortadoğu’dan değil dünyanın değişik bölgelerinden gelen temsilcilerin varlığı bu söylemimizi temellendirmektedir. Avrupa Birliği üyelik sürecinde gerçekleştirdiğimiz reformlar sayesinde demokratik bir Müslüman devlet olan Türkiye’nin bölge halklarına ve ülkelerine model olması bizler için onur vericidir. Avrupa Birliği üyelik sürecinin tıkanması hiçbir şeyi değiştirmeyecektir. Ülke olarak ileri demokrasi standartlarına yönelik yaptığımız her reform çalışmaları bizleri diğer coğrafyalarda bir adım ileri götürecektir. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.