Dünya Gündemi ve Türkiye

Son bir hafta içerisinde yaşanan gelişmelere baktığımızda bölgemizde ve medeniyet havzamızda önemli gelişmelerin gerçekleştiğini görmekteyiz. Türkiye’nin yakın çevresinde meydana gelen olayların hepsi karşılıklı bağımlılık ve küreselleşme sayesinde ülkemizi de ilgilendirmektedir. Dünya gündemini değişik basın organlarından takip ettiğimizde dört bölgede meydana gelen ve önemli gördüğüm bazı haberlerden bahsetmek istiyorum. Öncelikle Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler yine Suriye odaklı gözükmektedir. Geçtiğimiz haftalarda Mısır Devlet Başkanı Muhammed Mursi’nin İran’a karşı açıklamaları ve Suriye rejime karşı olan tavrını hepimiz basından takip ettik. Mursi’nin bir önerisini burada söylemek gerekirse; bölgede yaşanan bir olayın çözümünde yine bölge ülkelerinin rolü çok önemlidir. Bu yüzde Ortadoğu dörtlüsü adı verilen çalışma grubunun önümüzde haftalarda çalışmaya başlayacağını söyleyebiliriz. İran, Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin birer temsilcilerinin katılacağı toplantıda genelde Ortadoğu; özelde ise Suriye gündemi oluşturacaktır. Bu gelişmeyi iki açıdan önemli görebiliriz. Birincisi, Arap Baharının Tunus’tan sonra gerçekleşen ikinci ülkesi Mısır’da liderin rejimlerden yana değil halklardan yana tavır alması ve diğer bir önemli gördüğüm nokta ise Batı’nın uluslararası sistemden izole etmeye çalıştığı İran ile ilişkilerin geliştirilmesine ve bölgedeki gelişmelerin İran olmadan çözülemeyeceğine olan inancının somut olarak göstergesidir. Mursi bir bakıma Arap baharının görünen yüzüdür.

Ortadoğu’da diğer önemli bir gelişme ise, Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi’nin Irak merkezi hükümeti tarafından idam kararı ile cezalandırılmasıdır. Bu kararı siyasi bir sonuç olarak görmek gerekir. Haşimi’nin sünni bir mezhepte olması, Maliki’nin ise şii ağırlıklı olan inancı bu kararın çıkmasında etkilidir. Uzun bir süredir ülkemizde yaşayan Haşimi ise; Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşerek Türkiye’de kalmaya devam edecektir. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın açıklamaları da bu olguyu destekler niteliktedir. İleriki günlerde gerek iç gerekse dış kamuoyunda Türkiye-Irak ilişkilerinin seyrini bu faktör üzerinden konuşulacaktır.

Avrupa Birliğinde yaşanan son gelişmelere baktığımızda Almanya’dan sonra Yunanistan’da da ırkçılığın boyutunun arttığını görmekteyiz. Almanya’da sünnet yasağının ardından Yunanistan’da neo-nazi partilerine verilen desteğin arması Avrupa’da ırkçılığın sistemli bir şekilde ilerlediğini göstermektedir. Bunun birden çok nedeni bulunmaktadır. Ancak benim en önemli gördüğüm neden ise ekonomik istikrarsızlık ve kimlik sorunudur. Bugün Avrupa ülkelerinde yoğun bir şekilde kendini gösteren ekonomik kriz ülkelerde yapılan seçimlerde aşırı sağ partileri iktidara taşımaktadır. Hayat standartları, ekonomik refah ve istikrarın olmadığı Avrupa’da yaşanan bu gelişmeler öteki algısının güçlenmesine, orada yaşayan göçmenlere karşı sistemli bir karşı hareket başlatılmasına neden olmaktadır. Bu da göstermektedir ki Avrupa o çok savunduğu temel insani değerleri ve çokluk içerisinde birlik fikrini daha tam olarak oturtamamıştır. Çok kültürlülük temelinde değerlendirdiğimizde Avrupa’daki yöneticilerin tek kimlik ve kültür üzerinden ürettikleri politikalar sağlıksız sonuçlar vermektedir.

Orta Asya’da ise önemli bir adımın atıldığını düşünüyorum. Kazaklar ve Özbeklerin kendi aralarında Enerji’de işbirliği yapmaları Orta Asya ve Türk dünyası açısından önemli bir gelişmedir. Türk Başbakanın da önceki gün Azerbaycan’da imzaladığı yüksek düzeyli işbirliği ve enerji odaklı anlaşmalar ile önümüzdeki dönemde bir Türk dünyası ile ilgili yeni bölgesel oluşumların kurulması yolunda önemli adımların atılacağının sinyallerini almamasına neden olmuştur. Bunun en somut göstergesi ise Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Avrupa Birliği ile ilgili açıklamalarıdır. Türkiye’nin artık bütün yumurtalarını tek bir sepete(Avrupa Birliği) koymayıp, farklı bölgesel oluşumlarla da işbirliğine daha fazla önem vereceğini görmekteyiz.

Amerika’da yaşanan en önemli gelişme Demokrat aday Obama’nın rakibi Cumhuriyetçi aday Romney karşısında %6’lık bir oy farkının olmasıdır. 6 Kasımda yapılacak olan seçimlerde Obama’nın şansının olduğu anketlerde görülmektedir. Ancak; bugün Libya’da ABD Elçiliğine yapılan saldırıda elçinin ve üç personelin ölmesi Obama’yı zor durumda bırakacaktır. Romney’in Obama’ya en büyük eleştirisi onun döneminde İran’ın nükleer silah üretmesinde fazla ses çıkartmaması olarak görmektedir. Son yaşanan saldırıdan sonra Amerikan iç kamuoyunda bir tartışmanın çıkması olası ve Amerika’daki seçimlerde tekrardan Cumhuriyetçi bir liderin iktidarı ele geçirerek şahin politika dönemine geri dönmesine neden olacaktır. Bu da Amerika-Türkiye ilişkilerini ve özelde bölgemizi ilgilendiren sorunlarda daha fazla sertlik yanlısı dönemin başlaması olarak görülebilir.

Sonuç olarak; dünyamızda ve yakın çevremizde önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Bu yaşanan gelişmelerin birçoğu ülkemizi yakından ilgilendirmektedir. Küresel bir köy halinde yaşadığımız ve küreselleşmenin bu kadar hızlı bir boyut kazandığı 21.yüzyıl dünyasında bir ülkenin kendi coğrafyasında yaşanan bir gelişmeye kayıtsız kalması düşünülemez. Farklı coğrafyalarda yaşanan olaylara karşı önceden tedbir alarak sağlam ve kararlı politikalar üretilerek bölgesel ve küresel güç olma yolunda en önemli adım atılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Gök Arşivi