İzmirde 9 Eylül İzlenimlerim

9 Eylül 1922. Türk ordusunun, Yunan işgali altındaki İzmir’e girmesini belirten tarihtir. 9 Eylül 2012 yani tam 90 yıl sonra Türk ordusunun İzmir’e girdiği yerde toplandık bütün İzmir halkı olarak. Sağcısıyla solcusuyla, hangi etnik köken ve mezhepten bakılmaksızın binler toplandı basmane meydanında. İktidar ve muhalefet partisi milletvekillerinin yanı sıra, büyükşehir belediye başkanı, ilçe belediye başkanları, parti yöneticileri törende hazır bulundular. Sabah saat 09.30’da Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay’ın kortej alanına gelmesiyle yürüyüş başlamış oldu.

9 Eylül İzmir’in esaret altından özgürlüğe karşı adım attığı bir gün olarak anılmaktadır. Yani kurtuluş bayramıdır. Ancak; gerek yürüyüş sırasında gerekse tören alanı boyunca halktan gelen tepkiler bugünün diğer günlerden bir farkının olmadığını göstermiştir. Hükümet temsilcisi olarak törene katılan Ertuğrul Günay şahsında yapılan hakaretler ve protesto gösterileri İzmirliye yakışmamıştır. Peki, bu gösterileri günün anlam ve önemine göre değerlendirdiğimizde haklılık payı göremez miyiz diyecek olanlar mutlaka çıkacaktır. Ancak; günün anlam ve önemi yukarıda belirttiğimiz gibi kurtuluş bayramıdır. İzmirlilerin şehrine gelen bakana ve misafirine karşı hoşgörüsüz ve tahammülsüz bir tavırla davranması gerek İzmir’e gerekse İzmir’in her platformda savunduğumuz temel değerlerine gölge düşürmüştür.

Tören alanında analiz ettiğim diğer bir husus ise kalabalık içerisinde özellikle bir grubun törene sadece protesto etmek amaçlı geldiği gerçeğidir. Türkiye’de son dönemde siyasilere özellikle iktidar partisi mensuplarına karşı yapılan protesto gösterilerinin mimarları Türkiye Gençlik Birliği üyeleri ve İşçi Partisi yine etkisini göstermiş ve tören alanında olayların çıkmasına neden olmuştur. Attıkları sloganlarla, yaptıkları pankartlarla siyasette şiddetin dilini önemsediklerini bir kez daha ortaya koymuşlardır. Günün anlam ve önemine yakışmayan bir şekilde davranışta bulunmuşlar ve kendilerini marjinal bir konuma getirmişlerdir. Hâlbuki bugün tören alanında bu gösteriler yerine, ülkemizde yaşanan son terör olaylarından sonra hepimizin ihtiyacı olan birlik ve beraberlik mesajlarının güçlü bir şekilde verilmesi gerek şehrimiz gerekse ülkemiz açısından son derece önemli bir gelişme olacaktı. Ancak, her fırsatta siyasette şiddeti hâkim kılan, konuşma, diyalog ve uzlaşma kültüründen yoksun kitlelerin başvurduğu protesto yöntemi her zaman olumsuz sonuç doğurmuştur. Demokrasi diye meydanlara çıkanların, şehirlerine gelen bir bakanın konuşmasını engellemeleri demokrasi tanımı içerisinde yer almakta mıdır? Demokrasi; öncelikle ne olursa olsun fikir ve ifade özgürlüğüdür. Bundan dolayıdır ki bu sene yapılan kutlamalara bu iki kesim damgasını vurmuştur. Siyaseten ayrı düşünebiliriz. Ama bu diğer kesimin söz hakkını engellememelidir. İzmir halkı bugün bu olgunluğu ne yazık ki gösterememiştir.

Diğer önemli gördüğüm bir husus ise ilde iktidar partisi konumundaki CHP’nin son dönemde izlediği politikalar nedeniyle İzmirlilerin göstermiş olduğu sessiz ama ciddi tepkileridir. Törende Büyükşehir Belediye Başkanı sürekli olarak Bakan Ertuğrul Günay’a karşı desteklenmiş, kutlamalarda bir nevi bilek güreşi yaşanmıştır. Siyaseten baktığımızda yerel seçimlerin erkene alınmış olması önümüzdeki dönemde seçimlerin başa baş gideceğini göstermiştir. İzmir halkının CHP’nin genel politikalarını tasvip etmediğini değişik kesimlerle yapmış olduğum birebir görüşmelerden aldığım neticeler sonucuyla birleştirdiğimde İzmir’de yerel seçimlerde Ak Parti’nin işi bazı kesimlerin dediği gibi zor ya da imkânsız değildir. İzmir, eğer bugün hoşgörüden ve diyalog kültüründen eksik kalmışsa bu biraz da yerel siyasetçilerin suçudur. Bundan dolayıdır ki önümüzdeki yerel seçimlerde sonuçlar sürpriz olabilir, önümüzdeki 9 Eylül kutlamalarını Ak Partili büyükşehir belediye başkanlığı tarafından organize edildiğini görebiliriz.

Törende dikkatimi çeken diğer bir nokta ise atılan sloganların içinin tam olarak doldurulamamış olmasıdır. Kortej başladıktan; hükümet konağına bayrağın çekilmesine kadar ki olan kısımda atılan sloganlar şunlardır : ‘’ Mustafa Kemal’in Askerleriyiz ‘’, ‘’ Türkiye Laiktir Laik kalacak ‘’, ‘’ Gün Gelecek Devran Dönecek AKP Halka Hesap Verecek ‘’ sloganları etrafında şehrimizin en önemli günü olan kurtuluş günümüzü/ bayramımızı tamamladık. Bunlardan en önemli gördüğüm ise hesap verme metaforudur. Ak Parti 2002 yılında kurulmuş halkın takdirini kazanarak bugüne kadar 3 dönem üst üstte tek başına iktidar olmuştur. Yerel seçimlerde ve referandumlarda oyunu sürekli arttırarak belirli aralıklarda yapılan seçimlerde halka gereken hesabı vermiştir. Atılan sloganların içinin boş olduğu buradan anlaşılmaktadır. Bakan Günay’ın da dediği gibi önümüzde 3 seçim olacaktır. Hükümet gerekli hesabı seçimlerde halkın karşısına çıkarak verecek, demokrasilerde halkın talepleri dikkate alınacaktır. Peki ya hesap isteyenler gerçekten demokrasiye inanıyorlar mı? Orası ayrı mı bir tartışma konusudur.

Sonuç olarak sözü fazla uzatmadan 9 Eylül İzmir’in kurtuluşu şehrimize ve ülkemize kutlu olsun. Bu tören bize göstermiştir ki siyaseten ayrı düşündüğümüz, ayrı yerlerde olduğumuz kesimlerle diyalog ve hoşgörü kültürünün yokluğu nedeniyle bir araya gelemediğimiz gerçeğidir. Meydanları içi boş sloganlar ile doldurmak yerine, meşru talepleri farklı yol ve yöntemler ile karar alıcı mekanizmalara iletmeyi öğrenmeliyiz. İzmir’in değerlerini, demokrasi standartlarının yükseltmek ve tüm dünyaya göstermek önemlidir. Ama bugün gerçekleşen törenlerdeki manzara ile bunun gerçekleşmesi imkânsızdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Gök Arşivi