
ELMA VE TARÇIN KOKUSU
Son zamanlarda bir yanda elma ve tarçın kokusu diğer yanda saraydan olma merakı hızla hayatımızın içinde yer alıverdi. Reklamlara, yediklerimize, içtiklerimize, saç boyamızın rengine kısaca hayatımıza fazlasıyla yansıdı diyebilirim. Lokantalardaki yemeklerdeki isim değişiklikleri ve şimdiye kadar neden yapılmadı da bizde yiyemedik dediğimiz yemekler… Bademli pilavın tereyağı kokusu ve üstündeki kuru üzümlerin oluşturduğu renge katkıda bulanan safran… Gösterişe ve şatafata dayalı bu yeni akım sayesinde market reyonlarındaki değişimi hayretle takip ettiğimi söyleyebilirim. Osmanlı şerbeti satışa başlanılmıştır logoları arasında bir şişeyi elime alıyorum ve üstünde yazan ibareye bakıyorum. İçindekiler tarçın elma, erik ve üzüm vb… Ya da diğer reyonda bir başka firma elma ve tarçın kokulu bulaşık el deterjanı imal etmekte gecikmemiş. Osmanlıyı yerle bir eden bu gösteriş merakının içine farkına varmadan bizde girmeye mi başlıyoruz. Kim bilir yoksa geçmiş tarihimizin kıymetini anladık ta bu şekilde özlem mi gideriyoruz?
Özellikle Mola Kitaptan çıkan iki cami arasındaki aşk isimli Mürvet Sarıyıldız’ın kaleme aldığı bu kitabın en çok satanlar listesinde olmasına kitabı okuduktan sonra hak verdim. Mihrimah ile Mimar Sinan arasındaki aşkı çok derin kalbi duygularla anlatmış. Bravo o zamanı okurken yaşatan onlarca kitabın arasından tek kitap dedim. Bu kadar tarihimize sahip çıkan örneği gözümüze soktuktan sonra elma ve tarçın kokan başka bir yayından Vuslat Dergisinden bahsetmesem sanırım bu eğitici dergiyi hazırlayanlara büyük haksızlık etmiş olurdum. İslam toplum yapısı, tarih ve din bilgileri ile topluma kandil niteliğindeki bu dergiyi okuduğum her ay farklı bir heyecan yaşıyorum. Özellikle geleneksel kasım aylarına özgü otuz akademisyen ve yazarla topluma sunulan hizmetin güzelliğinden dolayı gurur duyuyorum… Tarçın kokusu ve Elmanın renk kattığı bu dergiyi herkesin okumasını tavsiye ederim. Birkaç güzel takdir ettiğim örneklerle ve fazlasıyla gösterişli bulduğum has bahçe standardındaki betimlemelerle şuan yaşadığımız akımdan nasıl etkilendiğimizi hatırlatmak hatta gözünüze sokmak istedim diyebilirim. Osmanlının o en bilindik kokusu elma ve tarçın kokusu. Şatafatlı ve eğlenceli yapısı yanında daha çok araştırmamız gereken kültüre ve bilgiye dayalı benim hayran kaldığım muhteşem yapısı… Dostça kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.