
SERVİSCİ AMCA !
Bizim çocukluğumuzda bakkal amca, manavcı amca, fırıncı amca varken değişen zamanla birlikte şimdiki çocukların ek olarak birde servisçi amcaları oluverdi. Büyük beyaz bir servis her sabah kapıda kornasını çalar saat gibi zamanını sektirmeden ötüyor. Servisin içinden çıkan minik çıtı pıtı bir abla, o köşedeki binadan inen kızıl saçlı çocuğun elinden tutarak koltuğa oturtuyor… Oysa bizim zamanımızda öyle miydi? Biz mahalleden birkaç çocuk toplanır yağmura çamura karşı, kahraman savaşçılar gibi karşı koyarak okula gidip gelirdik. Yok, olmadı kar yağıp etraf buzla kaplandığı vakitlerde ise kol kola girerdik ki; birimiz düştüğünde diğerimiz onu tutabilsindi. Tabi sonuçta hepimizin birlikte düşmesi esastı ya yine de çocukluk işte! Seviniyorum şimdi ki çocuklar şanslı diyorum… Nerde kalmıştık bu servisçi amcalardan bahsediyorduk. İçlerinde çok bilinçli olmayanları var maalesef! Yolda ilerliyorum kaldırımın kenarında gümbürtülü bir ses duyuldu. Affedersiniz az kalsın kaldırımın üstünde beni ezecek vaziyette arabayı park etti. Herhâlde özür dileyecek falan ben derken içerden sacları diken diken olmuş bir abla çocuğu yaka paça kapıya fırlattı… Servisçi ise bağırıyor neye bağırdığı niçin bağırdığı hiç belli değil tabi… Çocukcağızın sırtında yaklaşık kendinin üç katı büyüklüğünde bir çanta boynu yerde kapının yolunu afallayarak tuttu. Çocuk zaten öyle başı öne eğik ki sanırsınız tüm dünyayı üstünde taşıyor. Öyle kötü bir ruh halinde olduğu hissediliyor ki bir yanım onun için çok üzülüyor. Ağlasam mı gülsem mi bilmiyorum bu servisçiyle yaşadığımız duruma ama şuan bile nedense sinirimden kahkahalar atıyorum. Sevmiyorsanız bu işi yapmayın kardeşim diyorum. Bir sürü, o kadar çocukla uğraşmak zor bunu hepimiz biliyoruz ama çocuğu çuval gibide kapıya atacaksanız bırakın çocuklar okullarına kendileri gidip gelsinler. Ya da aldığı parayı hak edenler götürüp getirsinler. Sonra çocuk daha içeri girmeden servis bastı gaza yola devam. Tabi o sırada çocuk ne yazık ki parmağı zilde kapı açılmasa dışarıda kalacak bu belli oldu. Çünkü ortalıkta servisin egzoz tozu bile kalmadı. Gitti giden kalan sağlar başını çaresine baksınlar meselesine iş döndü… Servisçi amcaları bu kıssayla yerden yere vurmak istemedik. Amacımız biraz karşılaştığımız bir durumu velilere ulaştırmak biraz da bu işi sevenlerin doğru yapanların yapmasını desteklemek diyelim… Yoksa o şirketin kocaman logosu vardı bende bilirdim buradan üzümcüyü dövmeyi ama bizim amacımız üzüm yemek… Lütfen sevgili arkadaşlar okulların açıldığı şu dönemde taşıdığınız mal, odun, ya da ticari ürün değil sizlere canlarımızı emanet ediyoruz. Bu canların özellikle çocuk olduğunu unutmayalım… Bazı gerekli kuralları eminim ki siz bizlerden iyi biliyorsunuz ve öğreniyorsunuz. Çuval bırakır gibi çocukları kapıya atmayalım. Dostça kalın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.