VİTRİN CAMI

    Arsız beklentilerin zaman içinde ki hikayesini anlatacağım sizlere. Satırlarımla bir yolculuğa  çıkacaksınız. Zamanın istekler evinde kendini geçme arzusuna tanık olacaksınız.

    Kimi zamanlar hayat eskitir kendini. Eskiyen hayat değildir aslına bakarsak. Anıların zamanın gerisinde saklanmasından ileri gelir. Sadece zaman da değildir geri de olduğu. Anılar yüreğinide bazen gerisinde bırakılabilir. O vakit eskiye dönme arzusuna kapılıverirsin. Bir özlem buğusu yürekte beliriverir. Yağmurlarınla yıkansa da silinmez özlemin!

        Yüreğin portmantoya asılı kalır .Vitrin camı arkasından öylece baka kalmıştır.Susmak istese susamaz. Vitrin camına yapışmış özlemden kurtulamaz .Gözlerindeki yitirilmiş sevgiyi yok sayamaz. Bir kez gelmiştir özlem. Çağrılmadan yerleşmiştir yüreğin vitrin camına!

        Uzaklarda ah çeken yaşanmışlık gelmiştir akla. Tanıdıktır yaşanmışlık. Bir gülüşle cevap verir hafıza. Önce tebessümle bakar bu gelişe. Hoş bir seda yükselir. Uzaklarda kalınmışlığın acısını çıkartmak ister. Sonra tadını unuttuğunu anımsar. Dokunmak ister anıların yüzüne hafıza, yüzyıllar önce dokunmuş gibi. Soluğu kesilir.

        Nefesi kesilir gibi hisseder. Gerçekten de nefes alamaz. Anılar birden canlanıverir. Öylece gömülü olduğu yerden  çıkıverir. Boylu boyunca uzandığı mezarından geliverir. Gerçek olabilecek kadar sahiden gelir.

       Yürek alt üst olmuştur. Olan bitene seyretmekle yetinir. Anlamaya çalışırken zihni, söyleyecek söz bulmakta yetersizdir.

       Akıl ise reddeder her şeyi, hep yaptığı gibi. Mantıklı bir açıklama bulmak ister. Arar durur yorulmadan usanmadan. “Sorulan soruların cevapları yoksa!” diye başlar cümleler. Neden’ler Niçin’ler yanıtsız kalır. Mantıklı bir cevap bulunamamıştır. Öyleyse gerçek değildir!

         Yürek dinlemez mantığı, hep yaptığı gibi. Dünde bugünde yaşamanın ne önemi var ki! Özlem kapısını çaldığından beri anıları yeniden yeşertir. Yine yaşamaya başlar aynı yaşanan şu an gibi.

        Sonra gerilerde derinlere saklanmış bir ses gelir. Özlemin elini dokunduğu her yere yerleşen bir ses!

     “Kavuşma isteği son buldu!” derken acı bir seda yerleşiverir. Ortalığa dökülüp saçılıveren ayrılığın sesi! Ses gelmeye devam eder inleme gibi. Ayrılık gelişini ortaya dökmüştür bir kere! Kırıklar çıkıklar öylece yerlere dökülmüştür bir kere!..

       Kırıklarından tutturulan, çıkıklarından zor bela yapıştırılan bir hafıza düşer ellerimize!

       Hafıza yaralı, hafıza yorgun, hafıza suskun! Yalnızca suskun oluşu değil boynunu büken. Kızgın, kırgın oluşuna suskunluğu ve bir o kadar da gidişine mağlup olma duygusu zoruna giden. Canı acımakta hafızanın.İçinde alev alev yanan bir kor, anıların gelişiyle.

        Bir geliş ki, mutluluğu getiren. Bir geliş ki, mutsuzluğu getiren. Sevinci hüzne kardeş kılan!.Vitrin camına yerleşmiştir artık özlem…

       Sevdanın yaşadığı ikilimler yansır vitrin camına. Güneşin ısıttığı sevinçler belirir. Gündüzden farkı olmayan yaz geceleri gelir. Bir göz kırpmasıyla ısınmıştır. Her yeri ve her şey yolundadır vitrin camında.

        Anılar mutludur. Anılar hürdür artık. Hapsedilip kapatıldığı kafesten çıkmıştır. Nefes alışını davullarla zurnalarla kutlanmaktadır. Oysa yürekte mevsim kıştır!

      Esen soğuk rüzgarlar yüreğin içini soğutur. Ayaza çeken hafızayı çağırır. Anılara dokunduğu yerler de kesikler başlar. Bile bile kesen buzdan bıçaklarıdır.

     Anılar cayır cayır yaksa da ortalığı, buzları eritememiştir . Hafızaya zarar verse de, yok etmeyi başaramamıştır.Yüreği yerle bir etse de, şiddetli sarsıntıdan yara aldıramamıştır.

    Vitrinin arkasından acı bir tebessümle bakar yürek. Anıların yüzüne son bir gülücük armağan eder, yıkılmayışını ilan edercesiöe..

       Anılar yavaş yavaş toplanmaya başlar.Gelip yerleşmeyi denemiştir.Bütün köprüleri yakmıştır gelişiyle. Ne zihni saymıştır, nede hafızaya hürmet göstermiştir. Gelmiştir bir kere. Ayrılığın getirip bıraktığı tüm yıkıntıları, tüm günahları, tüm vebalini sırtına yüklenip gelmiştir. İyi ve kötü bütün yaptıklarına rağmen kabul görmemiştir. Yürek kendisini istememiştir. Hatta kızmış, kırmış, dağıtmıştır. Mabedine geri dönmek ister. Anılar geri dönmelidir de! Can bulduğu mezarına dönmelidir. Yüksek sesle bağıra çağıra geldiği yoldan sessiz sedasız dönecektir.

            Anılar dönüş yolunu tutarken, yürek yine üzgündür.  Anılara zararı olduğunu düşünmüş ve üzülmüştür. Gidişin ardından iki damla süzülür.Vitrin camının ardında yine hüzne bürünür.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Elif Öztürk Arşivi