
Milletçe üşüyoruz
Muhsin Yazıcıoğlu, ülkemizin yetiştirdiği nadir değerlerden biriydi.O, bütün hayatını ve enerjini davasına, milletine ve vatanına feda etmiş, Anadolu’nun bağrından çıkmış has bir yiğitti. Yaşamının her anı dava adamı olmak için örnek alınmaya değer mert bir şahsiyetti. Her zaman ülkemiz için doğru olanı yaptı ve doğru olanın yanında yer aldı. Yiğit ve dik duruşluydu. Sonucu acı da olsa gerçekleri söylemekten çekinmeyen, vatanı ve milletini canından çok seven bir liderdi.
Merhumu Konya’ya yaptığı bir ziyaretinde tanımıştım.Bize Mamak yıllarından bahsetmişti. Bütün mahkumlara, ülkücü olsun, sol görüşlü olsun, maddi ve manevi olarak dayanılmaz, bu köşede yazmaya korktuğum işkenceler yapıldığını söylemişti. Sol görüşlü mahkumların bu durumu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine şikayet ettiklerini ve oradan cezaevlerini kontrol için gözlemciler geldiğini ve bu gözlemcilerin kendilerine işkence yapılıp yapılmadığını sorduklarında: “hayır bize söylenildiği gibi herhangi bir işkence yapılmıyor” dediklerini, anlatmıştı. Ama aslında işkencenin, akıllara durgunluk vereninin yapıldığını, fakat ülkemizi, kurumlarımızı Avrupa’ya şikayet etmek bize ağır ve zül geldiği için, bize de işkence yapıldığını söyleyemedik, demişti. Arkasından da eklemişti, ama yanlış yapmışız, aslında “işkence var demeliydik” demişti.
Üzücü olan, Muhsin beyin “sonsuzluğun sahibine” ulaşması değildir. Bu kaza bile şüpheyle karşılanmalı.Çünkü ecel, bizim inancımıza göre, geldiği zaman ne bir salise gecikir, ne de erken vaki olur. Bizi üzen, milletin içinden nadiren çıkardığı güzel insanların kıymetinin vefatından sonra anlaşılması ve devlet dediğimiz aygıtın ve demokratik düzenin vazgeçilmezi saydığımız medyanın bu evsaftaki insanları sağlıklarında, haksız yere incitmesidir. Halkına yanlış ve yetersiz tanıtılmasıdır. Ne demek, yedi buçuk sene, beş yılı tek başına, birkaç metre karelik beton zemin, beton duvar hücrede tutacaksınız, sonra suç bulamayınca, hayatının en önemli döneminde yedi buçuk yılını gasp ettiğiniz bu kişiyi, bir özür bile dilemeden serbest bırakacaksınız. Olur şey değil.Bunun hesabını bile soramıyorsunuz. Yatmışsan, yatmışsındır. Birilerinin keyfi için, birilerinin millete egemen olabilmesi için, bu vatanın gerçek evladı, öz vatanında hapse mahkum edilmektedir. İnsan hayatı bu kadar ucuz bu ülkede. Bir insanın haksız yere zamanının çalınmasının ötesinde işkence altında tutulmasını anlayabiliyor musunuz? Bir empati yaparak, onun yerine kendinizi koyun ve sonra düşünün. Tehlike olarak görülen, bir vatan evladının, asıl tehlike olanlar tarafından vatanseverliği sorgulanıyor. Bu ne yaman bir çelişkidir. Anlamadık gitti. O kendinden menkul vatanperverlerin bugün vicdanları acaba ne kadar rahat? Millet adına iş yaptıklarını söyleyen bazıları, Muhsin beyin çok sevdiği, uğruna çile çektiği, milletinin kalbinden coşan, ona olan sevgi selini görünce ne düşünüyorlar merak ediyorum. Yaptıkları yanlışlar vicdanlarını ısırıyor mudur? Kendilerine karşı bu milletin kalbinde bir nebzecik sevgi olmadığının bilincinde midirler?
Güçlünün hakim olduğu bir ülke ne yaparsın? Hala çeşitli nedenlerle , çeşitli yerlerde vatanını, milletini seven, ona bir şeyler vermek isteyen insanlar, güç benim elimde, yetki benim elimde diyenlerce, ve güya kanunlar uygulanarak, mağdur edilmekte, çile çektirilmektedir. Öz vatanında garip, öz vatanında paryasın.
Vicdanlar rahat mı tekrar soruyorum?
Ne olur bu ülkede, hiçbir kimse, hiçbir kimseye zulüm etmesin!
Yetki erki elinde olanlar vereceği bir kararla, nice masumlara zulüm edebileceğinin farkında olsun. Bizler, “kenarı Fırat’ta yese bir kurt bir kuzuyu, yine Ömer mesul “ diyen bir liderin inancına mensubuz. Şu kısacık hayatta,insanın, insana zulmünü haklı kılacak şey ne olabilir?
İnanıyoruz ki, Muhsin Yazıcıoğlu, şehittir ve şu an cennettedir.Belki de bizim üzüntülerimizi yersiz ve anlamsız buluyordur. Bir Müslüman için ölüm bir son değil, asıl hayatın başladığı andır. “Allah yolunda ölenlere, öldü demeyiniz. Onlar diridirler, bilakis siz bilmezsiniz” (bakara suresi, 154.Ayet) ayeti kerimesinde de denildiği gibi o bir Alperen’di . O Allah (c.c.)’nun yolundaydı. O ölmedi; biz öyle sanıyoruz. Allah mekanını cennet eylesin !
Başta ailesi olmak üzere, bütün milletimize başsağlığı, sabır ve metanet diliyorum!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.