Hadi can havliyle darbe yaparlarsa????

Birilerine suç isnat edildiği zaman o kişi veya kişiler ağır bir “suç işlediği” şüphesi söz konusuysa (CMK- Madde 100) hukuken, tedbir olarak tutuklanması veya göz altına alınması söz konusudur. Bu anayasaya ve yasalara göre herkesin tabi olduğu bir durumdur.

    Tutuklamanın nedeni, suç delillerinin yok edilmesi ihtimali, yurtdışına kaçma ihtimali, en önemlisi de” isnat edilen suçun gerçekleşmesi” ihtimali.

Şimdi bakıyoruz 102 tane TSK mensubu ” sivil iktidara karşı darbe hazırlığı” yapmakla itham ediliyorlar. İthamlar da öyle yenilir yutulur cinsten değil. “Camiler bombalanacak”, “halkın bir kısmı ezilecek”, “Yunanistan’la savaş çıkartılacak” gibi isnat edilen bir sürü suç. Hani düşman bacayı saracak, halkın can güvenliği tehlikeye girecek, ordu da onların canlarını kurtaracak, halkta bunu yutacak. Hep öle olmamış mıydı?. Yine aynı senaryo. Üstelik bu sefer “geçmiş darbelerden ders alınacak ve ılımlı olunmayacaktır”. Burada “düşman” Türk halkı oluyor. Yani ellerindeki silahın finansörü ve aldıkları maaş ve ayrıcalıklı lüksün hesabını ödeyenler. Onlar da bu halkın can güvenliğini koruyacak olanlar milletin memurları. Öyle ya, canımız tehlike altındaysa diğer değerlerin ne anlamı var ki?

    Neyse lafı uzatmayalım. Şimdi bu 102 silahlı kuvvetler mensubu isnat edildikleri suça ve bu konuda da kuvvetli delillerin olduğu söylenmesine rağmen makamlarında duruyorlar. Eğer durum böyle ise, ki bunun böyle olup olmadığı da ancak yargı tarafından belirlenebilir, onların oradan süratle uzaklaştırılması gerekmez mi? Hadi yarın isnat edilen suçu işlerlerse? Bu büyük bir risk değil midir?

    Bırakın görevden el çektirmeyi, Genel Kurmay Başkanlığı’nda bu arkadaşları nasıl kurtarırız planları yapılıyor sabahlara kadar. Şimdi sen şüphelenme de dur.  

    Bunu söylediğimiz zaman askeri yıpratmış oluyoruz, öyle mi?

Peki onların milletin gözünün önünde yaptıkları ve millete karşı yaptıkları bu planlara ne demeli?

            Bu kasetler Başbakan Erdoğan’a veya sıradan muhafazakar insanlara ait olsaydı, piyasada dolaşan PKK’lılarla çekilmiş resimler, hükümetten birine ait olsaydı , yıkmaz mıydı malum basın dağları hükümetin ve Ak Partinin başına? Paşalar da o“çok sevdikleri” Türk milletini de onların elinden kurtarmaz mıydı o zaman? Demeç, demeç üstüne verilmez miydi? Bu ne çifte standarttır böyle yahu?

            Eee, onlar bu ülkenin has evlatları, millette onların hizmetçileri olunca böyle oluyor işte. Ne zaman hizmetçiler ile efendiler eşit oldu ki? Ne zamandan beri efendiler hizmetçilere yaptıklarından hesap verdi ki? Görülmüş bir şey mi bu? Ama anayasa herkes yasalar önünde eşittir diyor, o ne olacak? O silahın yoksa öyle oluyor azizim.

            Şimdi bu “sanık” askerler yerlerini koruduklarına göre hadi yarın darbe yaparlarsa ve “planlarını” uygularlarsa ne olacak??

           

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Ali Can Arşivi