(İşçisin sen işçi kal. Giy dedi tulumları....)
“Rahmetli Cem Karaca’nın yıllar önce yaptığı bu şarkı, tamirci çırağı nezdinde hafızamdaki işçi kavramını taze tutmaya yetiyor. Sarı, dalgalı saçları ve ojeli tırnaklarıyla arabasını tamire gelen o kadın, çırağın dünyasında neye tekabül ettiğini hiçbir zaman anlayamaz. Çünkü “Beyaz Türk” olmak,sınıflar dünyasında önemli bir mertebedir. Onun gözünde bir işçi en fazla bir serseri olabilir ve emeğinin hakkını alamadığı gibi duygularının da hakkını alamaz...”
Dün bir işçi bayramını daha geride bıraktık. Eskiden beri solun olan bu meydanlar ilk kez islamcı gençlerin de içinde olduğu büyük bir mesaja ev sahipliği yaptı. Adalet denen kavramın herhangi bir ideolojinin kanatları altına girmeyi gerektirmeyecek kadar mecburi bir tarafı var. Üstelik hepimiz için. İnşaatlarda ölen, çadırlarda yanan, tersanelerde, kum ocaklarında, madenlerde kötü koşullarda günde 16 saat çalıştırılan, ezilen, horlanan, ve değersizleştirilen işçiler, Kur’anın tabiriyle mazlum
sınıfına zaten giriyorlar. Zalimin tarafında olmak da önce susmakla başlıyor...
Dünden beri medyada yapılan eleştirileri okuyorum. Bazılarına hak vermiyor da değilim. Allah’ın mesajına muhatap olan bir insanın, ezilenlerin haklarını savunmak için komünist yahut sosyalist olmasına gerek yok. “Kapitalist sisteme karşı olma” noktasında ortak bir gayede birleşseler bile, yöntem olarak ayrıldıkları kesin çizgiler var. Aliya İzzet Begoviç’in dediği gibi; “İslam vermeyi, sosyalizm el koymayı emreder.”
O nedenle islamda sınıf farkı yoktur. Gelir farkı vardır ve kişi mallarını canının istediği gibi tasarruf etme hakkına sahip değildir. Bir kenarda yığarak, biriktirerek zenginleşemez. Emeği, üretimi ve yardımı kapsayacak şekilde bir döngüye sokmak zorundadır. Gelirinin fazlalığı ona hukuki ve siyasi bir ayrıcalık tanımaz. Her ne kadar günümüz Türkiye’sinde özellikle siyasi yönden bunu göremiyor olsak
da kişilerin yanlışları islamın mesajından ayrı tutulmalıdır.
Sosyalizm ise herkesin aynı şeylere sahip olmasından yola çıkar. Değilse biri diğerine el koymalıdır. Parasız, Tanrı’sız, evsiz, tek tipleştirilmiş ama mutlaka eşit insanlar.
Kısaca toparlayacak olursak, islam hiçbir ...izm’in içine alınamaz. Her arayışa cevap verecek nitelikte kapsayıcı ve toplumsal yönüyle tüm cevapları içinde barındırır. Bu bağlamda sağ yada sol herhangi bir siyasi ekolün islama yakıştırılmasını doğru bulmuyorum. Bir mazlumun hakkını savunmak içinse sadece müslüman olmak yeterli. Bu meydanlar hepimize yeter...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.