80 milyon polis.

    Devlet kavramının bilimsel tanımını falan yapmayacağım; sadece gerçekten devletin bu ülkede olup olmadığını sorguluyorum. Aslına bakarsanız,  şahsen devletin bu kadar büyük ve her alana egemen olmasına da karşıyım.Fakat devlet eğer bu ülkede varsa, ne işle meşgul ben de öğrenmek istiyorum.

 

    Toplumun ve coğrafyamızın her alanına hakim olan ve bunlardan kendisini sorumlu tutan devlet, mallarının bir takım çıkarcılar tarafından yağmalanmasına neden göz yumuyor acaba?

Bir vatandaş olarak benim gittiğim her yerde gördüğüm manzaraları acaba devlet, yani onun kuruluşlarının başındakiler neden görmüyorlar? Benim gözüme batanlar, görevi onları korumak olanların gözüne niye batmıyor da teğet geçiyor ? Bu demek değildir ki, her görevli işini savsaklıyor, sözüm savsakalayanlaradır
 
 Bir gün Alman bir hocamla konuşurken, Türk vatandaşların sorumluluk bilincinin gelişmediğini söylemişti ve ilave etmişti: ”Almanya’da 80 milyon polis var” demişti.

Ben ilk etapta biraz afalladım ama anlamıştım hocanın ne demek istediğini.

           
    Almanya’nın zaten 80 milyon nüfusu vardı; nasıl olur da, bu kadar çok polis olurdu?

Toplum bireyleri bilinçli ve sorumluluk sahibi olunca, elbette olurdu. Sizin de anladığınız gibi hoca bana , her Alman’ın bir polis gibi bir diğerinin yanlışını ve toplumun bütününe ait olan çevreye zarar verenleri gördüğü zaman bir sorumluluk bilinciyle gerekli yerlere ihbar ediyor demek istemişti. Evet gelişmiş toplumlar ve ülkeler diğer ülkelere bu konuda da fark atıyorlar.  Gerçek anlamda vatanperver olmak, milliyetçi olmak da böyle bir şey değil midir?

 
            Ülkemizde de başında Alo olan bir takım şikayetler için tahsis edilmiş telefonlar var ; mesela: Alo 155, 156.177. 181, 150, vs.Bunlardan en az birini derdinizi anlatmak için ararsanız,ya çalışmadığını veya sizi ilgili yerlere bağlamak için nasıl uzun uzun beklediğinizi görmek çok olası.Kendinize muhatap bulmak oldukça zor bu hatlar sözkonusu olunca. 
 
            Aslında şikayet kültürünün yanlış anlaşıldığı ve hemen hemen hiç gelişmediği bir toplumda yaşadığımız halde, bir de bu türden olaylarla karşılaşılınca, bilinçli vatandaşlar hem bir güvensizliğe, hem de ümitsizliğe kapılarak, bir diğer sefer herhangi bir olay ile karşılaşınca duyarlı olmaktan vazgeçiyor.
 
            Bir de deşifre olma korkusu var tabi. Aslında bilinçli ve duyarlı olanlar da  , ihbarda bulundukları zaman , kimliklerinin açığa çıkmasından korkuyorlar, her ne kadar bu yasa ile güvence altında olsa da  bir şekilde ihbar edilene ulaşılıyor maalesef. Kimlik ortaya çıkınca, sonuç da malum tabi. Kim böyle bir riski üstlenir ki? Hal böyle olunca, herkes bir yağmayı görüyor ama görmezlikten geliyor. Belki korkusundan da değil. Kendisi de bir yağmaya karıştığı için, kendisinin de ihbar edileceğinden çekindiği için yapmıyordur. Nedendir pek bilinmez ama bir gerçek var, o da devletin malını gücü yeten yağmalıyor. Bir taraftan ormanları, ırmakları, hazine arazilerini yağmalarken,  öbür taraftan  kirletiyor. Buna kim dur diyecek? Acaba bu saydıklarım devletin değil de, özel mülk olsaydı, aynı yağma olur muydu?
 
            Acaba Türkiye’de de 75 milyon polis oluşturamaz mıyız? Oluşturmak zorundayız, aksi takdirde ne olacağı ortada…
 
            İllaki şikayet mi olmalı devletin malını kötü kullananların cezalandırılması için? Elbette değil. Yoksa bu kadar görevli niye var demi? Ama onlar şikayet olunca bakıyorlarmış. Hem de yazılı…
 
            Bu yazıyla herkesi itham etmek istemiyorum kesinlikle. Benim derdim sadece biraz duyarlılık ve biraz daha fazla sorumluluk; bu ülke hepimizin; geleceğimiz dediğimiz ve uğruna her türlü zahmete katlandığımız çocuklarımıza daha güzel bir ülke bırakmak için, daha güzel bir çevre için ve bazılarının haksız kazanç elde etmelerine dur demek için..

        

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Ali Can Arşivi