Siz söyleyin

HACI BEKTAŞ VE MEVLANA

Bir adam kötü yoldan para kazanıp bununla kendisine bir inek alır. Neden sonra, yaptıklarından pişmen olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bektaş Veli’nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister.

Durumu Hacı Bektaş Veli’ye anlatırlar.

Hacı Bektaş Veli:

Helal değildir diye kurbanı geri çevirir. Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve aynı durumu Mevlana’ya anlatır.

Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder. Adam aynı şeyi Hacı Bektaş Veli’ye de anlattığını, ama onun bunu kabul etmediğini söyler ve Mevlana’ya bunun sebebini sorar.

Mevlana şöyle der:

-Biz karga isek, Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz, ama o kabul etmeyebilir.

Adam üşenmez, kalkar Hacı Bektaş dergâhına gider, Hacı Bektaş Veli’ye, Mevlana’nın kurbanı kabul ettiğini söyler.

Hacı Bektaş da şöyle der:

-Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana’nın gönlü okyanuz gibidir. Bu yüzden, bizim gönlümüz bir damlayla kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir, der.

 

 

 

DOĞRU ERKEK

Kadının biri kumsalda yürürken ayağı eski bir lambaya takılmış, kadın lambayı kumların içinden çıkarmış, ovalamış. Lambadan cin çıkmış ve:

-Sadece bir dilek hakkın var, iyi düşün, öyle dile demiş.

Kadın hiç tereddüt etmeden, cebinden bir harita çıkararak:

-Bütün dünyada zulmün, savaşın, açlığın bitmesini istiyorum. Bu haritayı görüyor musun? Bu ülkelerin birbiriyle savaşmayı bırakmasını, her yere barışın gelmesini istiyorum demiş.

Cin haritaya bakmış ve dehşetle:

-Allah aşkına kadın! Bu ülkeler binlerce yıldır savaşıyorlar. Tamam, işimde iyiyim ama o kadar da değil! Bunu yapabileceğimi sanmıyorum. Başka bir diklete bulun diye bağırmış.

Kadın birkaç dakika düşünmüş ve:

-Hayatım boyunca doğru bir erkek bulamadım. Bilirsin; hem ince düşünceli, hem dürüst, hem eğlenceli, sevecen, ilgili ve ömür boyu sadık olacak bir erkek diliyorum, demiş.

Cin derin derin bir iç çekmiş ve seslenmiş:

-Uzat şu kahrolası haritayı!!!...

 

 
BULUNMAZ KOCA
İkinci defa evlenen arkadaşına bir kaç günlüğüne misafirliğe gitmişti. Misafirliği süresince arkadaşının kocası, sofrayı kurdu, yemekleri verdi. Sofrayı topladı, kahve pişirdi. Bulaşıkları yıkadı. Yalnız kaldıkları bir sırada kadın:

-Kutlarım, dedi, kocan gerçekten eşi bulunmaz bir ev erkeği…

-Asıl eşi bulunmaz erkek ilk kocamdı, dedi öbürü.

-Ya! Neden?...

-O çamaşır yıkayıp, ütü yapmasını da bilirdi.

 

 
SİZ SÖYLEYİN
Kulak, burun boğaz mütehassısı doktor hastası olan kadını iyice muayene etti. Birtakım testler, analizler yaptı. Kocasını çağırıp fısıldadı:

-Karınıza, ağır işitmesinden dolayı merak etmemesini söyleyin. Hiçbir organik bozukluk yok. Yani önemli bir şey değil. Sadece yaşlılık belirtileri.

Adam korkuyla havaya sıçradı:

-Rica ederim doktor, dedi. Ne olur beni bu işe karıştırmayın. Siz kendiniz söyleyin.

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Memduh Nihat Arşivi