Geçtiğimiz haftalarda harareti yüksek bir seçim yaşamıştık. Ak Parti Konya İl Başkanı çok da alışık olmadığımız yollardan seçilmişti. Zira görevde ki başkanın isminin yanında Genel Merkezin destek verdiği bir başka aday daha vardı. Hiç bilmeyen birine anlatsak bu hikayeyi, “Hangisi seçildi tahmin et” diye sorsak ne cevap verir? Ya görevdeki seçilmiştir ya da genel merkezin desteklediği aday diyecektir. Hayır doğru seçenek üçüncü şık: “Para dik düştü” ve Mustafa Çevik başkan oldu; şimdilik…
Faruk Dügen Ağabey sevdiğimiz bir büyüğümüz. Selçuk Öztürk ise MÜSİAD’dan başkanımız. Her ikisi de değer verdiğimiz memleket evlatları. Faruk Ağabeye saygısızlık etmeden Selçuk Öztürk’ü desteklediğimi ifade etmiştim. Faruk Bey’de bizim duruşumuzu ve Selçuk Beyin adaylığını demokrasi çerçevesinde değerlendirdi bir kırgınlık yaşamadık. Geçen hafta ziyaretimize geldi, lütfetti şeref verdi. Yaklaşık iki buçuk saat sohbet ettik. Selçuk Beyin adaylığında bir olumsuzluk görmediğini ifade etti, ya Çevik’in adaylığı?
Süreci baştan sona dinledim Faruk Bey’den. Geçenlerde kaleme aldığım “Çok Çevik Hareketler Bunlar” yazımda ifade ettiklerimi bir kez de Sayın Dügen’den işittim sanki. Affınıza sığınarak söylüyorum siyasetin kirli yüzüydü karşı karşıya kaldığım, Faruk Beyin temizliği, saflığı, davaya ve arkadaşlarına bakışının yanında muhataplarının ince hesaplarla kurdukları kumpasın farklı bir boyutuydu anlatılan. Pek çok şeyini feda edebileceği dava arkadaşlarının kurdukları tezgah üzmüştü sevgili Dügen’i. Abi-kardeş yakınlığında anlatılan hadiseleri açıkça yazmayı inanın çok isterdim ama Faruk Bey’in muhabbetine sadakatsizlik etmemek adına yazamıyorum. Konya’yı hizmetle buluşturmak için harcanması gereken beyin enerjisinin ayak oyunları için kullanılmasını da kınıyorum, içime sindiremiyorum.
Yaşananlardan sonra genel merkezin Selçuk Öztürk ismini telaffuz etmesini ise daha da anlamlı buluyorum. Zira Faruk Beyi tasviye edenler O’nun çok güvendiği arkadaşlarıdır. Ak Parti Genel Merkezi bu oyunu fark etmiş ve en başından çok yerinde bir müdahale yapmıştır. Konya’yı “Şuna buna bırakmamıştır.” Omuz omuza yürüdükleri arkadaşlarını bile gözlerini kırpmadan saf dışı edebileceklere partinin kapısını kapatabilmek adına Selçuk Öztürk ismini ortaya atmıştır. Parti kazansın diye Konya kazansın diye…
Ben seçim öncesinde Sayın Öztürk’e duyulan ihtiyacın seçim sonrası çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. Hele böylesi kirli paslı operasyonların içinde isminin tertemiz kalması, ayak oyunu yerine Sayın Başbakan’ın çizgisinde yer alması, Faruk Bey’in genel merkez tarafından aday gösterilmesini saygıyla karşılayıp feragat edişini Konya için geleceğe umutla bakma vesilesi olarak değerlendiriyorum. Önce de yazdım yine tekrar ediyorum Konya’nın akil adamlarının ve Faruk Ağabeyin yapması gereken Öztürk’ün elini havaya kaldırmaktır. Böylelikle Ak Partinin Konya’da adam gibi bir İl Başkanı, Faruk Dügen gibi zor zamanlarda sistemi rahatlatan düzgün bir Ağabeyi olacaktır.
Geçen hafta üstadım Mustafa Tatlısu yazısında çok önemli noktalara işaret ediyordu. Konya kısır siyasi kavgaların düzlüğü değil, tarımın, ticaretin, sanayinin ovası olmalıydı. Bitirilecek hızlı treni, mavi tünelle suya kavuşacak bereketli toprakları vardı. Ak Parti Konya Milletvekillerinin tümüne bedel Konya sevdalısı bir Başbakan’ı vardı. O Başbakan Selçuk Öztürk diyordu ama Konya Teşkilatını emanet ettiği ağalar beyler kapalı kapılar ardında dolaplar çeviriyorlardı. Mustafa Çevik’den aday olmayacağı sözünü duyan Başbakan Çevik’in son dakika hamlesi karşısında kızgınlığını O’nun yüzüne karşı sarf ettiği sözlerle dile getiriyordu…
Ak Parti Konya Teşkilatının sağduyulu mensuplarına bir görev düşüyor değerli okurlar. Bu komediye son vermek. Anlaşılıyor ki Sayın Çevik Konya’nın da Genel Merkezin de aradığı başkan değildir. Çevik’in böylesi bir operasyonu tek başına yönetemeyeceği de açıktır. Her kim onunla birlikte Konyayı küçültecek eylemlerin içine girdiyse; yaptığından dönmeli, özür dilemelidir. Genel Merkezle uyumsuz bir il başkanının memlekete hayrının olması beklenemez. Mustafa Çevik Konya’nın önünü açmalı tartışılan bir il başkanı olmamalı, partisinin kendisi yüzünden yıpranmasına izin vermemelidir. Bunda ihmal gösterip süreci zorlarsa karşılaşacağı sonuç bellidir. Tabi şimdi etrafında veya arkasında olanların onu tanımayacakları da…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.