Milletimizin karakteristik özelliği hiçbir millete benzetilememesidir. Ne Alman’a, benzer ne İtalyan gibidir. Acem komşudur, Müslüman’dır amma Türk’e benzemez. Arapla yakınlık çok geçmişe dayansa da farklıdır tarzımız. Hayata bakış açımız, sorunları algılama ve çözme biçimimiz uymaz kimseye. Örnek çok; konumuz ulaşım olduğu için Türk tipi çözümü konuşalım: Dolmuşlar. Dünyanın bir başka yerinde bizim kullandığımız manada dolmuş taşımacılığı yok. Ne otobüs ne taksi: “Taksi konforunda otobüs fiyatına…” Çocukluğumuzun taksi dolmuşlarını hatırlıyorum, Konya klasiği “Arçelikleri” bize özgü, bizim tarzımızda uygulamalardı bunlar. Kıt kaynakları en etkili biçimde kullanmaya bundan daha güzel örnek olabilirmiydi? Dar yolların çevik taşımacısıdır dolmuşlar. Trafik yoğunluğu açısından avantajlı, tabi şoförlerin duraklı duraksız her yolcuya atlamasını saymazsanız. Dizaynı, müziği, klaksonu ve özdeyiş kıvamındaki “Özlü sözleriyle” kökleşmiş bir kültürdür dolmuşçuluk. Oda seçimleri gündem işgal eder. Hemen herkesi ilgilendiren konudur kimin Minibüsçüler Odasına Başkan seçileceği. Hatları değerli, kazancı güzel bilinir. Bir dolmuş üç beş ailenin ekmek kapısıdır. İstihdamın güvencesidir. Minibüsçüler Odasının genç bir başkanı var. Sayın Muharrem Karabacak. Düzgün karakterli, çalışkan entelektüel biri. Dolmuşçu esnafına yakıştırılan “Cahil” yaftasının aksine üniversitelidir Muharrem Başkan, beyefendidir, iletişim kanalları açıktır. Örgütüne hakim ve hemen her platformda temsil kabiliyetine sahiptir. Geçenlerde konuğumuz oldu sohbet etme imkanı bulduk. Sektörü konuştuk, sorunları paylaştık. Dertleşmenin ötesinde çözüm önerilerini de dinledik. Öncelikle takdir ettiğimiz bir yönü oldu başkanın; hiçbir konuda başkasını suçlayarak görüş bildirmedi. Herkesle aynı fikirdeyim de demedi. Sorunu tespit edip çözümü söyledi. Görülen o ki başkan projelerini hazırlamış destek bekliyor. Bir soru da biz sorduk. “Sayın Başkan dev bir sağlık kompleksi yapıldı Beyhekim diye, neden dolmuşları orada göremiyoruz?” Muzip bir gülümseme belirdi önce Muharrem Beyin dudaklarında. Lafı çok eveleyip gevelemedi, “Büyüklerimiz henüz bu bölge için dolmuş hattı tahsis etmediler” dedi. Bende “böylesine kapasiteli bir sağlık kompleksine Konyalıyı çekmek istiyorlarsa dolmuşla taşıma yapmak zorunludur” dedim. Başkan, gazeteci olmamızın da etkisiyle “Yorum yapmayacağım” deyip gülümsemeye devam etti. Bundan ala yorum mu olur? Büyüklerimize sormak bize düştü. Neden Beyhekim civarına dolmuş gitmez? Belediye otobüsü çözüm üretiyor elbette ama dolmuş arada kalan zaman dilimi için çok iyi bir alternatif olmaz mı? Tabi vatandaşın ihtiyacı görülürken yeni açılacak hatlarla istihdam da arttırılacak, her minibüs üç aileyi beslese yapacağınız uygulama yerel anlamda ciddi bir istihdam projesine dönüşecek, burada bir olumsuzluk gören varsa bizi uyarsın lütfen. Ne diyelim, büyüklerimiz elbette daha iyi bilir. Muhakkak su akıp yolunu bulacaktır. Ancak kışın kapıyı zorladığı şu günlerde Beyhekim için alternatif ulaşım araçları sunmak en azından değerlendirmeye değer bir fikirdir. İnanmayan Hastane Başhekimine sorsun. Aksini düşünmek bile istemiyorum ama sevgili büyüklerimiz “Dediğimiz dedik…” duruşu sergiler ve kulaklarına pamuk tıkarlarsa, tıkanmış kulaklara ulaşabilmek için sesimizi bir miktar yükselteceğimizi ifade etmeliyim. Daha sonra alınmalar yaşanıyor da, peşinen uyarayım dedim.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.