
Kılıçdaroğlu Türkiye seninle dalga geçiyor!
Kabul, gelişi çok normal sayılamazdı; ama geldi ya! Yollarına gül dökenler, şarkı düzenler, yazı yazanlar, O’nun haberini sunarken yüzlerinde güller açanlar (M.Ali Birand) hep aynı şeyi düşündü, geldi ya nasıl gelirse gelsin… Haberleri özenle yapıldı. Video görüntüsü sunulurken üst kısımda kan kırmızı şeridin içine beyaz renkle “Kılıç gibi” yazıldı. Gafları strateji, kıvırmaları taktik olarak servis edildi. “Dansöz” diyene hakaret, yan bakanın gözüne kurşun… Bu şansın kaçmasına izin verirmiydi boyalı jurnal? Bir türlü kimseye yakıştırılamadı. Gandi dendi, aslında İsmet Paşa’yı da andırıyordu. Haliyle Erdal İnönü hık demiş burnundan düşmüştü. Çok şükür Kenan İmirzalıoğlu ve Polat Alemdar’a benzeten çıkmadı. Allah için insan içine girmeyi biliyordu. Herkesle tokalaşıyor, gülümseyebiliyordu. Memuriyetten kalma ciddi adam tipini ekleyince; “Daha iyisini mi bulacağız, yürü be Kemal” dedi birileri, O’da yürüdü. Nereye gideceğini, ne yapacağını bilmeden. Üç beş sosyalizm kokan şiiri okuyuverdi Mercedes arabasına, oval ofisine, Etro gömleğine bakmadan. Batırdığı SSK’yı “Basından arkadaşları”, üç beş aylık torununu sigortalatma işini de nüfuzlu ağabeyleri örttü. SSK’da gerçekleştirdiği kadrolaşmayı gündeme getiren bile olmadı. Ne de olsa O CHP’liydi. Yabancı vakıftan yardım aldığı tespit edildiği halde kapatılması “Teklif dahi” edilemeyen partinin genel başkanıydı. Aleviydi, dedelerine hakaret eden Onur Öymen’i alkışladı. Baktı işler sakat, döndü “Gereğini yapsın” dedi. Ama kendi hiçbir zaman gereğini yapmadı. Beni siyasete getiren Deniz Baykal’dır vefa da İstanbul’da bir semt adı dedi… Basından ağabeyler hep cilaladı, hep yağladı durumu kurtardı. Onların gazıyla Başbakan’ı televizyon ekranlarında düelloya davet etti. Başbakan güldü geçti ciddiye bile almadı. Dosyacımıydı, çantacımıydı bunun lakabı? Her neyse, hemen bir dosya hazırladılar sipariş usulü. Hedef bütçe görüşmelerinde Başbakan’a “Kapak” yapmak. Rezil edeceklerdi Tayyip Erdoğan’ı, küçük düşüreceklerdi. Kayseri’de bir yolsuzluk yapılmış, Konu Büyükşehir Belediyesiyle ilgili. Biri dolandırmış, üç kağıt yapmış kayıplara karışmış, vali bir şey yapmamış, konuyla ilgilenen vali vekili başka yere tayin olmuş… Klasik Kemal ithamları. Aklıma referandumdaki CHP afişi geliyor, O’nun hesabını da hükümetten sormuştu da İçişleri Bakanı kapağın kralını takıp afişi asanların kendi partilileri olduğunu ispat etmişti. Ama yetmemiş anlaşılan; Kemalimin fesat dünyası, pardon hayal dünyası bu olayı Türkiye Büyük Millet Meclisi kürsüsünden söylemesine engel olamadı. Belgeliydi iddia, Kemal bu belgesiz konuşur mu? Belgesel Kemal… Başbakan çıktı, Kemal’in gözünün içine baka baka hadisenin aslını anlattı. Olaya konu olan şahısla ilgili Kayseri Büyükşehir Belediyesi gerekli suç duyurusunu çok önceden yapıp adamı yakalatmıştı. Kemal’in iddialarına konu olan şahıs şu anda da cezaevinde ve muhtemelen bütçe görüşmelerini TV’de canlı izleyip ve koğuş arkadaşlarına hava atıyordur; “Kemal bile peşimde!” Mehmet Ali Birand bu haberi verirken kan kırmızı bandın içine yine beyaz harflerle “kılıç gibi” yazabilecek mi dersiniz? Hiç sanmıyorum “sünepe gibi” sanki daha uygun. Solcu kardeşler Kemal Kılıçdaroğlu CHP tarihi için elbette bir dönüm noktasıdır. Nereden döndüğünüzü bilemem ama Genel Başkan sıfatlarının asgarisini taşıyan birini bulursanız acilen bir dönüm noktası daha oluşturup bu Kemal’den kurtulun. Tamam hayat monotonlaşacak, daha az güleceğiz ama siyasette ciddiyet ister sevgili dostlar. Bak yine aklıma geldi; çok yaşa emi Kemal, Allah canını almasın…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.