
Hükümetin Kürt açılımı nedir? Boğayı boynuzundan kim tutacak?
Olması gerektiği gibi etkisiz hale getirip boşalan arazileri asli görevlerine çekerken,
En ciddi konunun şuana kadar yanından, çevresinden dolanarak geçti.
Pek konuya yaklaşmadı.
Konuyu ekonomik kalkınmaya paralel olarak millet üst kimliğini Türklük yerine, İslam paydasında koyarak konuyu doğal mecrasında çözmeye çalıştı.
Osmanlı modelini asıl aldı.
Kısmen de olsa, bunda da başarı da sağladı.
Güneydoğuanadolu’da seçimler AKP ile DTP arasında geçti.
AKP tezleri güneydoğu genelinde yüzde 35-40 arasında destekte buldu.
Ancak Kıbrıs sorununda kesin çözümleme yakalayamasa da, Rumları masada kaçak güreşen samimiyetsiz çözüm karşıtı taraf ilan etmeyi başaran hükümet,
Uluslararası topluluğu en azından uzun yıllar konu üzerinde sessizliğe itti.
Bu mecrada çözümsüzlüğü, çözüm ilan eden iç siyaset dinamiklerini de dağıttı.
Şimdi aynı şeyi Kürt sorununda nasıl yapacak.
Kimsenin boğayı boynuzundan tutmaya yanaşmıyor.
Hükümetin planı daha nedir ne değildir anlamış değilim,
Kimsenin anladığını da zannetmiyorum,
Ortada bir ete kemiğe bürünmüş bir plan var mı onu da bilmiyorum.
Geçen gün polis akademisinde içişleri bakanı konu üzerinde bazı bilim adamları gazetecilerle beraber bir beyin fırtınası yaptı. Bunun adına batı da “brain storming” diyorlar, genelde de tink tank kuruluşları yapıyor. Derinlemesine konu masaya yatırılıyor.
Konunun sınırlarını, taraflarını anlamak için bir çözüm modeli öncesi yapılan hatta bazen aylar yıllar süren, bu toplantılar konunun derinliğine göre ülkeyi yâda uluslar arası topluluğun dikkatini bu merkezlere çekerek konunu çözümüne herkesi kulak kesiyor.
Devlet mekanizması, iş dünyası, bürokrasi, akademik dünya bu masalarda zaman ve mekân değiştirerek bir araya gelirler.
Medya bu işin dünyaya servisini etraflıca yapar. Geniş kitlelere olayı tartıştırır. Çözüm arayışının ilk eşiği işte bu süreçtir.
Şuanda hükümet bunun ilk adımını attı.
Ortada çözüm falan yok.
Bu olayda terörist başı eşkıya bile İmralı’da masada tarafta. Kabul etsek de etmesek de öyle.
Burada sürecin kendi adıma Öcalansız olmasından yanayım, ama devlet pragmatik davranacak, davranmalı da.
Öcalan üzerinden değilse de illa bir kanal olacak.
DTP olur mu bu ? Hiç zannetmem. Siyasal olgunluğu yok. Öcalan’ın gölgesi üzerlerinde.
Akil adamlar olur mu.
Süreç çok zor, çok acılı, çok yıpratıcı geçer, hata siyasal suikastlara, cinayetlere gebe kalabilir.
Yer altına inmiş akil adamlar süreci bir şekilde taşıması en mantıklısı gibi.
Şu aşamada olayın tanımı ve deneyimlerle Türkiye olayı kendi devlet geleneği içerisinde -Bu gelenek sadece 80 yıllık değil, 680 yıllık geçmişi kapsayacak şekilde- çözecek.
Boğanın boynuzunu tutmadan bu iş olmayacak.
İşin çok başındayız sadece MHP ayakta.
Onların da biraz itidalli olmaları lazım.
Dağlar kimseye çözüm olmadı.
Biraz bekleyip görelim, fotoğraf daha ortada yok. Her şey için çok erken.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.