Taraf gazetesi yazarı Önder Aytaç; aldığım ölüm tehditlerim çok arttı

Dün gece Taraf gazetesi yazarı ve polis akademisi öğretim üyesi Prof. Dr. Önder Aytaç’la beraberiz.

O anlatıyor biz dinliyoruz,

Konumuz uluslararası terör, PKK…

Bazen konuşurken dili düğümleniyor, gözleri buğulanıyor,

Bu o televizyonlarda izlerken gördüğüm gözünü budaktan ayırmayan Önder Aytaç’da, onla karşı karşıyayken beklide onda en son görmeyi umduğum şey beni şaşırtıyor,

Hocanın gözleri buğulanıyor, sesi çatallaşıyor

Niye mi?

PKK’nın yayın organı Fırat Haber Ajansına konuşan PKK elebaşlarından Murat Karayılan, Önder Aytaç’ı açık hedef göstermiş,

Gözü yaşarıyor ama ölüm korkusundan falan değil, koruma talebinde bulunmamasına rağmen çevresini kuşatan dostları onun gönüllü korumalığına talip olmaları,

Bu onu çok duygulandırmış,

Biz otururken peki arkamızda uzakta oturup bizi uzaktan eli telsizli izleyen resmi korumanız değil mi diye soruyorum,

Hayır, korumam değil bir dostum diyor,

Önder Aytaç, mevcut şartlar altında 12 Eylül’de yapılması planlanan referandum için “bu şartlar altında ben bir referandum olacağına inanmıyorum” diyor. Gelelim terör konusuna nasıl bitecek diyoruz,

Aytaç, “Türkiye’de ciddi bir vesayet sorunu var, bu çözülürse tüm sorunlar çözülür” diyor,

Biraz açarsak demokratik yapı içinde asker görev yerine, polis görev yerine, hükümet görev yerine oturacak herkes işini yapacak, yönetimde herkes halkın seçtiklerine saygı gösterecek, kimse durumdan vazife çıkartıp ülkeyi yönetmeye kalkmayacak, kalkamayacak.

Evet kalkamayacak.

Asıl sorun bu,

Mevcut kısa dönem için teröristbaşı Öcalan’ın,

İmralı’da iyice izole edilmesi gerektiğine inanıyor, istihbaratın tek elde toplanması gerektiğini belirtiyor, yani İngiltere’de iç istihbarata MI5, dış istihbarata MI6 bakar diyor

İsrail’de dış istihbarata Mossad, iç istihbarata Şin Bet bakar diyor,

Peki Türkiye’de

Hepsine tek elden MİT bakar!

Bir ayrıntıya da dikkat çekiyor, “zaten iç istihbaratın % 87’ni polisin topladığını, geri kalanını da MİT ve diğer kaynaklar” olarak özetliyor.

Yani MİT içerde yetersiz, yeterince fonksiyonel değil,

5 bin personeli var, polis istihbaratı da yaklaşık 5 bin kişi ile çalışmakta,

O zaman iç ve dış istihbarat ayrılarak MİT sadece dış istihbarata yoğunlaşmalı diyor,

Aytaç ekliyor, sınırlarımız içinde de

Sınır Polisi Teşkilatı kurulmalı ve sınırlar polise devredilmeli diyor, Kırsal Polisi Teşkilatı kurularak, jandarmaya işten el çektirilmesi gerektiğini söylüyor,

EEE peki, asker ne yapacak,

Profesyonel orduya geçecek, hantal yapı fonksiyonel hale gelecek,

Dağlara gidecek Polis Özel Timinin de kısa vadede PKK’ya hareket alanını ciddi anlamda daraltacağına inanıyor,

Ama asıl çözüm, profesyonel orduya geçilmesi diyor,

Diplomasinin bittiği yer savaş başlangıcı diyen Aytaç,

Arada kalan bölgeyi de terör alanı olarak tanımlıyor,

Aytaç’ı dinlemek büyük zevk daha çok şeyler de anlatıyor

Onu dinlemeye gerçekten doyum olmuyor,

Diğer anlattıkları da başka bir yazının konusu olsun.