Özel Hayat

Karadenizlinin biri Almanya’ya gidiyormuş. Hemşerileri “Orada yiyecek, içecek pahalıdır” demişler. “Bir şeyler al da öyle git!” O da tecrübeli hemşerilerinin dediğini tutmuş. Biraz hamsi konservesi, mısır unu, yağ, peynir, fasulye alıp torbaya koymuş. Tam hareket edeceği gün aklına keçisi gelmiş. İçinden, “Şu keçiyi alıp Almanya’ya götürsem ne olur?” demiş.

—Sabahları sütünü içer, yoğurt yapar yerim. Koca Almanya’ya neler sığdı da, bir keçi mi çok gelecek!

 Almış keçiyi çıkmış yola. Tophane’de bir hemşerisini bulmuş. O da Almanya’ya dönüyormuş. Arabası da varmış. Keçiyi koymuşlar arabasının bagajına ve çıkmışlar yola…

Alman sınırına gelince gümrükçüler arabayı aramışlar. Bagajda keçiyi görünce sormuşlar:

—Bu nedir?

Karadenizli cevap vermiş:

—Köpektir!

—Nasıl köpektir?

—Süs köpeğidir!

Alman gümrükçü gülmüş:

—Ya bu boynuzları nedir?

Karadenizli o zaman dikilmiş:

—Ben kimsenin özel hayatına karışmam!

İTCAĞIZ ÖLÜP GİTTİ

O GÜN Adana’da bir evde ziyafet hazırlığı vardı. Hanım erkenden kalkmış ve akşam yemeğinin hazırlıklarına başlamıştı. Biraz sonra kapı çalındı. Elinde bir sepetle bir adam geldi. Köyden mantar yollamışlardı. Hanım keşke Allah’tan bir çuval altın isteseydi. Bu kadar iyi bir tesadüf olurdu. Ziyafet sofralarının en nadide yemeğini pişirtecek ve misafirlerine sunacaktı. Ama mantarın bir de sakıncası vardı: “ya zehirliyse?” Aşçı “Kolay hanımefendi!” dedi. Pişirdikten sonra bir lokma kapıdaki ite veririz, eğer ölürse zehirli, ölmezse zehirsizdir!” Hanımın bu işe aklı yattı ama bir taraftan da üzülüyordu. Eğer mantar zehirli çıkıp da köpek ölürse vicdan azabı çekerdi. Ama başka da çare yoktu. Akşama doğru aşçı müjdeyi verdi:

—Hanımefendi it ölmedi!

 Ohhh! Çok şükür! Biraz sonra misafirler birer ikişer sökün ettiler. Sofrada kuş sütünden başka her şey vardı. Ve bir de mantar yemeği… Hele mantar gayet de nefis ve leziz olmuştu. Herkes evin hanımına mantarın nefasetini söylerken hizmetçi kulağına eğildi:

—Hanımefendi aşçı sizi görmek istiyor!

Acaba ne vardı? Hanım sofradan kalktı ve kapıya doğru gitti. Aşçı kapıda dikilmiş duruyordu. Hanımı görünce fısıldadı:

—Hanımefendi it öldü!

Aman Allah’ım! Dünya kadıncağızın başına yıkıldı. Şimdi ne olacaktı? Sofrada mantardan yemeyen yoktu. bir şeyler yapmak lazımdı ve kadıncağız yaptı. Hemen uşağı karşıdaki eczaneye yolladı ve bir şişe müshil ilacı, hintyağı aldırdı, hintyağına bir takım içkiler karıştırarak bir kokteyl yaptı. Şimdi mesele bu garip kokteyli misafirlere içirebilmekti. Ancak bu sayede sindirim başlamadan onların hayatını kurtarabilirdi. Yemeğin sonunda “Size bir sürprizim var!” diyerek ayağa kalktı:

—Bir içki hazırladım! Ama bu içkinin özelliği bir defada içmenizdir. Sürprizi daha sonra açıklayacağım.

Hizmetçi elinde kadehler dolu tepsiyle geldi. Herkes birer kadeh aldı ve bir dikişte içti. Tadını pek anlamamışlardı ama biraz sonra o muhteşem ziyafet sofrası birbirine girdi. Karnını tutan helâya koşuyordu. Evin içi bir karışmıştı ki sormayın! Helâların ve banyonun önünde davetliler kuyruğa girmişlerdi. Evin hanımı bitmişti, perişandı! Ama hiç olmazsa misafirlerinin hayatlarını kurtardığını sanıyordu. Davetlilerde oturacak hal kalmamıştı. Neye uğradıklarını şaşırmışlardı. Birer ikişer müsaade alıp gittiler. Kadıncağız son misafiri de uğurladıktan sonra mutfağa indi ve aşçıya “Nasıl oldu?” dedi. “Köpek nasıl öldü?” “Nerede şimdi?” Aşçı da çok üzgündü. Dövüne dövüne başını salladı:

—Sorma hanımcığım, sorma! Şu karşıki evin arabası var ya, çiğnedi geçti itcağızı!...

 AÇLIK

Karnı acıkmıştı. Bir sandviç aldı. Duvar kenarına oturup yemeğe başladı. Gözü bir köşede cilveleşen horozla tavuklara ilişti. Horoz kovalıyor, vay! diyerek sandviçini yemeye devam etti. Sandviçi bitmek üzereydi ki… Horozun besili bir tavuğu yakalamak üzere olduğunu gördü. Aynı anda elindeki kâğıdın içindeki kırıntıları yere serpiverdi. Bunu gören horoz, tam mutlu anı yaşayacakları sırada tavuğu bıraktı… Ve yemek kırıntılarına koştu. Soluk soluğa yemeğe başladı. Bu manzarayı gören adam ellerini açtı, başını göğe çevirdi:

“Allah’ım, sakın beni bu horoz kadar aç bırakma!” dedi.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Memduh Nihat Arşivi