Memduh Nihat Ada
Memduh Nihat Ada

Güzel yeğenim

Küçük bir kıza değil, yetişkin bir genç kıza yazar gibi, annene yazar gibi yazıyorum. Kabul etmelisin ki dede, anneanne ve babaanne büyük çınarın ana gövdesi, annen, baban, dayı, teyze ve halaların o ağacın büyük dalları, sen ve akranların ise o büyük çınarın genç ve diri dallarısınız. Bizi geçmiş, siz geleceksiniz. Bizim meyvelerimiz siz, sizin meyveleriniz topyekûn gelecek ve umutlardır. Gözümüz, kulağımız, ümidimiz sizlersiniz.

Asla ve asla çocukluğu elden bırakma. Çocukluğunu sonuna kadar yaşa. Bisiklete bin, evcilik oyna, nazlan, şımar… İçindeki ateşi söndürme. Çocukluğunu yaşayamamış olan insan üç kere profesör olsa da sağlıklı bir insan değildir.

Yanlış yaptığında ve bir insanı üzdüğünde özür dilemekten çekinme ve yoluna devam et. İnandığını sonuna kadar savun ama kendini savunurken tartıştığın insana hakaret etme. Sana ne söylerlerse söylesinler sen kimseyi aşağılama. Yanlış yapmaktan korkma! Yanlış ve hata yapmadan hayatını tamamlamış insan yoktur! Her yanlışı, her hatayı yap ama her ne olursa olsun asla ve asla yalan konuşma. Çünkü yalan,  tüm hayatımızı zehirleyen çok çirkin bir eylemdir.

Güzel yeğenim…

Senden birkaç şey isteyeceğim.

Öncelikle her ay –derslerin ağır oluşu bahanesine sığınmadan- bir kitap okumalısın. İlk kitap olarak sana Edmondo De Amicis’in “Çocuk Kalbi” kitabını tavsiye ediyorum. Bana da annelik yapan annene söyle bu kitabı sana alsın. Ve tabii okuyup bitirdiğinde bu kitaptan ne anladığını, beğenip beğenmediğini bana yazacaksın. Sana başka bir tavsiyemde şu: Her okuduğun kitap için, kendin ve gelecek için, bir deftere not düş. Yıllar sonra, bu defteri yalnız sen okuyacak olsan bile tahmin edemeyeceğin kadar mutlu olacağından eminim. Hem sen okumayacak olsan bile muhakkak ki birileri okuyacak ve seni güzellikle yad edeceklerdir.

Bu isteğimi o uzun boylu ve yakışıklı babana söyleyeceksin. Sana fesleğen çiçeği alsın. O çiçeğe sen bakacak, her sabah okula gitmeden o çiçekle konuşacak, yapraklarını okşayacak ve o çiçeği öpeceksin. İnanıyorum ki çiçek de senin bu sevgine kulağına fısıldayacağı “sır” kelimelerle cevap verecektir.

 Son isteğim senin kendi başına yapacağındır. Her gece yatmadan önce, bir dilim ekmeği, camının önündeki pervaza ufalayacaksın. Sen uyurken, bir kuş gelecek sabahın erken saatlerinde. O senin ufaladığın ekmeklerden yiyecek ve yavrularına taşıyacak. Ve sana kendi dilince dua edecek. Hepsi bir dilim ekmek ama bu sevgi ve paylaşımın sana kattıklarını hesap ettiğinde ne kadar avantajlısın değil mi? Biliyor musun, kuşları ben sana benzetiyorum… Cıvıl cıvılsın, özgürsün ve alabildiğine güzelsin.

Allah her insana, başkalarına vermesi için bir şeyler vermiştir. Bu yazıdır, resimdir, müziktir, dinlemek ve anlamaktır, ağaç dikmektir, güzel söz söylemek veya tebessüm göstermektir… Sakın ola ki benim verecek hiçbir şeyim yok diyerek nankör olma. Hiç ama hiçbir şeyimiz olmadığını düşündüğümüz anlarda bile şayet gönlümüzde vermeye yani paylaşmaya dair bir kıpırdanış varsa, güler yüzle vereceğimiz bir bardak soğuk çok şey ifade eder. Ve ben inanıyorum ki sen o soğuk suyu insanlardan esirgemeyecek olansın. 

Ömrün olur gelecek yıl Adapazarı’na gelirsem, seninle beraber birkaç saat çıkar dolaşır, bir yılın özlemini gideririz.

Söylemiş miydin?… Sen zambağın tam ortası kadar, sen yaşamak kadar güzelsin…

Seni özlemle ve sevgiyle kucaklıyor, alnından ve saçlarından öpüyorum.

Dayın Memduh Nihat

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Memduh Nihat Ada Arşivi