Darbe İstiyorum

Özledim… dile kolay 29 yıl geçmiş. Gerçi araya postmodern versiyonu sıkıştırılmış ama açıkçası eskilerin tadını vermedi. Şiddetle yenisine ihtiyaç var. Zira, ülke “demokrasi” diye diye  zifiri bir bataklığın içine sürüklenip duruyor. Bu ahval ve şeraitte aksülamel kalmak hangi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşına yakışır? Üstelik siyasi literatürümüzdeki yılların arasını açmak bizi hantallaştırmaz mı?

Haliyle birikmiş onca suali cevapsız bırakmamak adına  ve de  hünerli sabıklara ve sabıkalılara yeniden huzur temini için bir darbe isteği de bizden olsun, dedik ve kolları sıvadık.

Stratejimizi hazırlarken dikkat ettiğimiz en bariz nokta; 12 Eylül tarihi ile çakışmaması. En yakın darbe günlüklerinden Eylül’ün bir günü olsun da ne zaman olursa olsun deyu, “bence “ ayracı ile ne 12’sinde ne de 12’sinden evvel ilân etmek istedik.

Malum olduğu üzere darbelerimiz temel çıkışı itibariyle her daim Atatürk İlkeleri ve İnkılâpları’nın muhafazası namına cereyan ettirilmiştir. Gerçi ihtilal ile siyasilere yasak konulması, CHP  de dahil bütün partilerin kapatılması, basına sansür konulması, TDK ve TTK’nın kapatılması, YÖK^ün kurulması, toplumu birleştirici etken olarak din derslerinin zorunlu hale getirilmesi, siyasi tartışmaların yasak olması sebebi ile müstehcen ve asparagas haberler döneminin başlamış olması… vs konumuz sınırlarında  değil. Bu tür cereyanların ne ölçüde cereyanda kaldığı hakkında yorum yapmayacağız. Lakin  bu durum yine de ucundan gönderme yapmamızı engelleyici bir etken de değil.

Bizim darbe teşebbüsüne girişmemizdeki asıl maksat; 12 Eylül 1980 döneminde sıkıyönetim komutanlığıca çıkarılan bir takım ilginç yasaların ne kadar yerinde olduğu ve bunun devamı yönündeki talebimizden kaynaklanıyor.

Nedir bu ilginç yasalar?

—“Düğünlere izin verilmiştir ancak düğünlerde aşırı taşkınlık yapılmaması gerekmektedir.”

—“Yayalar yaya kaldırımından yürüyecek, karşıdan karşıya geçişler yaya kaldırımından yapılacaktır. Ana caddelere at arabaları girmeyecektir aksine hareket edenler…”

—“İl ve ilçeler temiz ve düzenli tutulacaktır. Her çeşit malın ucuza satılması sağlanacak, tartı ve ölçü aletleri denetlenecektir….”

--“İlde bütün esnaf dükkanlarının önüne çöp kovası koyacak….”

 

-“E 5 karayolu üzerindeki bütün evler beyaza boyanacaktır. Zira evler çirkin, derbeder ve iptidai bir görünüştedir…”

--“Çocuklara milli kültüre, örf ve adetlere uygun düşmeyen isimlerin konulması yasaktır…”

--“12 Eylül’den önce cadde, sokak, meydan ve parklara verilmiş milli bütünlüğümüzle bağdaşmayan ad ve levhalar derhal değiştirilecektir…”

Evet... bir siyasi darbenin bende calib-i dikkate sebep olan toplumsal yanları bu ve benzerleri. 80 ve sonrası bugünleri düşündüğümüzde bu çeşit bir darbe isteğinde haksız bulmuyorum kendimi. Çünkü; Atatürk’ün karakteri ve alışkanlıkları üzerinden değil de, sadece neredeyse şahıs adedince siyasi izdüşümlerine sebep olan o meşhur ilkelerine sığınılarak topluma asıl düzeni verecek ve standartları bir nebze de olsa yükseltecek bu tip hususlar hep göz ardı edildi.

Misal;

Atatürk,1937 yılının bir bahar günü Atatürk Orman Çiftliği’ne doğru giderken evvelden o arazi üzerinde yer alan bir iğde ağacını göremeyince “coğrafi çevre mi insanlar üzerinde etki yapar, yoksa insanlar mı o çevreye egemen olur”  diye sormuş ve kendi sorusunu yine kendisi şu şekilde cevaplamıştı.”İnsan zekâsının her şeye gücü yeter, doğaya da egemen olur.”

Sorduğu küçük iğde ağacı hakkında -ki etrafındakiler bunu önemsiz bir mesele olarak görüyordu- bilgi alamayınca yeşilliğin özlemini Kurtuluş Savaşında çok çekmiş olan Atatürk, ağaçların korunması ve bakılması hakkında uyarıda bulunmuştu.

Afet İnan tarafından bize aktarılan bu rivayet parçanın hayli cüzi kısmıdır ama buradan hareket ederek “değerler” ve “olması gerekenler”üzerine bir bütüne varmaya çalışıldığında elimizdekinin “olmaması gerekenler” olduğu hakkında yeterli veriye ulaşırız.

İşbu sebeplerle bir darbe istiyorum, lâkin özelliklerini yukarıda özetle geçtiğim o çeşit bir darbe..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Huriye Karnap Arşivi