
Türkiye kuralları yeniden yazıyor
Bugün hafta köşeme Amerika'da yayın yapan New York Times gazetesinin ilginç iddiasını taşıyorum.
New York Times gazetesinde çıkan bir yazıda, Türkiye'nin Orta Doğu'daki iktidar oyununda olumlu ve çatışmalardan kaçınan bir üslupla kuralları yeniden yazdığı yorumunda bulunuldu.
Gazetenin 04.11.2009 nüshasında "Türkiye'nin Doğuşu ve Yükselişi" başlığıyla yer alan yazıda, Amerika'nın Irak savaşındaki başarısızlığının, Türkiye'yi, Orta Doğu'dan Balkanlara, Kafkaslara ve Orta Asya'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada bağımsız bir aktör olarak öne çıkma yönünde harekete geçirdiği ifade ediliyor.
Ortadoğu uzmanı İngiliz yazar Patrick Seale'in makalesinde, "Amerika'nın Irak'taki başarısızlığı, Türkiye'yi üstündeki Amerika yanlısı deli gömleğinden kurtulmak ve Orta Doğu'dan Balkanlara, Kafkaslara ve Orta Asya'ya kadar uzanan geniş bir coğrafyanın tam ortasında bağımsız bir aktör olarak öne çıkmak yönünde cesaretlendirdi" ifadelerine yer veriyor.
"İran ve İsrail'i yayılmacı ve mevcut güç yapılarına meydan okuyarak gerginliği ve hatta korkuyu artıran değişim yanlısı güçler olarak gören Türkiye'nin, buna karşılık kendisini istikrarı sağlayan ve her yöne barışı ve istikrarı yayma eğiliminde bir ülke olarak" tanımladığını belirten yazar, "Türkiye nüfuzunu güçten çok diplomasi yoluyla artırıyor. Komşularıyla ekonomik bağlar kuruyor ve bölgedeki süreklilik arz eden ihtilaflarda arabuluculuk yapmayı öneriyor" ifadesini kullanıyor.
Türkiye'nin son zamanlarda Kuzey Irak'taki Kürt yönetimi ve Ermenistan ile ilişkiler ve bölücü terör örgütüyle mücadele politikalarında belirgin bir yumuşama yaşandığını ileri süren yazar, AK Parti'nin iktidara gelmesinin ardından Arap dünyasının büyük sevgisini kazanan ve AB üyeliği konusunda elini güçlendiren Türk diplomasisinin son yıllarda bazı başarılar elde ettiğine dikkati çekti. Yazıda, söz konusu diplomatik başarıların ardından, "Artık bazı kişiler sözü 'AB olmadan Türkiye'nin, Türkiye olmadan da AB'nin geleceğinden söz edilemez' (???) demeye kadar vardırdı" deniliyor.
Araplar açısından yaşanan en büyük gelişmenin Türkiye ile İsrail ilişkileri arasında ortaya çıkan soğumanın olduğunu belirten gazete, Türk-İsrail ilişkilerinin, en çok, Türklerin İsrail'in Filistinlilere yaptığı acımasız baskıdan duyduğu, Gazze savaşıyla doruğa çıkan rahatsızlık sebebiyle zarar gördüğü kaydediliyor.
Yazıda Türkiye-İsrail ilişkilerinde tam bir kopma yaşanması olasılığının düşük olmasına karşın, İsrail'de sertlik yanlısı Başbakan Binyamin Netanyahu ile Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman işbaşında kaldığı sürece ilişkilerin iyileşerek eski haline dönmesi ihtimalinin de az olduğu görüşüne yer veriliyor.
Türkiye'nin "Rusya ve Orta Asya'daki petrol ve doğal gaz üreticileriyle, enerjiye aç Avrupa pazarlarını birleştiren enerji merkezi bölgesinde" belirleyici bir rol oynadığı belirtilerek bunun Türk diplomasisini destekleyen önemli bir unsur olduğu vurguluyor.
Yazının sonuç paragrafında ise, "Öyle veya böyle, güç kazanan bir Türkiye, Orta Doğu'da oynanan iktidar oyununda, olumlu ve çatışmalardan kaçınan bir üslupla kuralları yeniden yazıyor. Türkiye, çalkantılı ve her an tutuşmaya hazır Orta Doğu'daki ışık veren çok az bölgeden biri" ifadeleri yer veriliyor.
ABD’den Türkiye’ye KUŞ BAKIŞI!!! Böyle bir manzara çıkıyor.İçten nasıl görüyorlar bilemeyiz,tabi.
Avrupa’da azalan nüfusu ile bunu böyle görüyorsa.Bunu da ayrıca düşünmek lazım.
Türkiye, dış politikası sinerji oluştursa da; bizim ıskaladığımız bir konu var.
Ne demek istediğimi anlayan hatta daha fazlasını da düşünen okurlar olmuştur muhakkak.
Vesselam.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.