Evet, sizin bana soracağınız soruyu, sizin yerinize ben kendime sordum… Cevabını da ben vereyim: Kimsem kimim, kime ne!
Magazine meraklı arkadaşlarım kim olduğumu araştıradursunlar. Sadece şu kadarını söyleyeyim, dağdan inip karşınıza gelmiş değilim, merak etmeyin. Aslında dağdan indim de, benim inişim şu anki ülke gündemindekinden farklı. Uzun hikâye, belki yeri gelince anlatırım.
Şimdilik, meselelere farklı bakmayı, araştırmayı, yazı yazmayı, paylaşmayı, hayatı kolaylaştırmayı seven birisi olarak bilin yeter…
Ben de size “sorarlarsa iyi biliriz” dedirtmeye çalışacağım. Bu sadece öylesine söylenen bir laf olmasın istiyorum. Bakalım başarabilecek miyim?
İlk defa bir Konya sitesinde Konyalı dostlarla beraber olacağız. Bir Konyalı olarak beni de heyecanlandırıyor sizin karşınızda olmak. Tabii ki muhataplarımız sadece hemşehrilerimiz olmayacak, uzaylılar da beni okuyormuş gibi (gülmeyin belki de okuyorlardır!) büyük bir sorumlulukla yazı yazmaya çalışacağım.
Yazı yazmak değişik bir duygu. Hele yazmak bir tutku haline gelmişse, kimsenin okuyup okumaması bile umurunuza olmaz. Gecenin bir vaktinde aklınıza bir şey gelir, bunu yazmam lazım dersiniz, kalkar içinizi kâğıda dökersiniz...
Çünkü içinizdeki isyanı ancak bu şekilde bastırabilirsiniz. Ve sonunda rahatlarsınız.
İnsanları okuma ile birlikte yazmaya da yönlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Çünkü yazmayı kendini geliştirme ile eşdeğerde tutuyorum. İnsan yazdıkça, yazmak için düşündükçe kendini geliştirecektir.
Hemen aklınıza gelen soruyu tahmin edeyim: Yıllardır bir şeyler yazan ama kendini geliştirmek bir tarafa önyargılarına ve ideolojik saplantılarına esir olmuş “yazarlar” ne olacak peki?
İdeolojik körlük ya da ideolojik saplantı dediğimiz şeye ne kâr etmiştir ki, okumak ve yazmak bir etki yapsın. Gerçeği göz göre göre reddedenler, aka kara, karaya ak diyenler tarihin her döneminde olmuştur, bundan sonra da olmaması anormal bir şey olur.
Onlar da saplantılarını ortaya koyarak rahatlıyorlardır belki de…
Evet, sevgili dostlarım, yalnız şuna dikkatinizi çekelim, biz burada sadece kendimizi rahatlatmak amacı ile olmayacağız. Bu köşedeki yazıyı okurken harcayacağınız zamanın hesabını düşüneceğiz ve sizlere bir şeyler katabilmek için çalışacağız.
Yazıyı okumaya zaman ayırdınız ama baktınız ki yalan yanlış bilgiler var veya okumaya değer bir yazı değilmiş… Bu sefer de siz eleştirilerinizle beni düzeltmeye veya bana yeni fikirler vermeye çalışacaksınız.
Böylelikle yapılan iş ya size ya bana ya da her iki tarafa yaramış olacak…
Anlaştık mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.