Batıda düello vardır, doğuda adama pusu kurarlar

Siyasi parti liderleri her gün bir ilde,

Seçim sandığı yaklaştıkça, siyasi tansiyon da artıyor.

Muhalefet bir yanda, başbakan bir yanda,

Başbakan Yüzde 47 altı başarısızlık diyerek çıtayı yüksek tutuyor,

Baykal Başbakanı Recep İvedik yapmış,

Akşam haberlere bakarken bazen yüzüme mutesni bir gülümseme geliyor,

Bazen kızgınlık,

Bazen kızarıklık,

Bu tür bir seçim havası Avrupa’da var mı bilmiyorum,

Londra’da 3 yıl yaşadım,

İngiltere’de bir genel seçim, bir belediye seçimlerine canlı şahitlik ettim,

Ne böyle bir meydan mitingi, ne böyle politize bir ortama şahit oldum.

Benim hoşuma gidiyor.

Doğu’lu olmak farklı,

Hani bir reklâm vardı ya,

Anlayışı farklı….kültürü farklı diye,

Aynen doğu öyle bir yer işte,

Büyük İskender’e bile, doğululardan başka kimse “Büyük” unvanını vermedi,

Hükümdarların kutsal sayıldığı doğuya gelince bir daha da geriye dönmedi,

Doğu toplumları alanlarda, meydanlarda siyaseti seviyor,

Demirel; “40 tane Cumhuriyet meydana inmeden seçime girmem” dermiş,

Kaç tane miting izledim, siyasi parti liderleri takip ettim,

Demirel’in meydanlara hâkimiyetine hayrandım.

Koca meydanı susturur kendini herkese dinletirdi.

Devamı malum; Süleyman hep başbakan.

Ahmet Altan,

Doğu batı kıyasını yaparken,

“Batıda düello vardır, doğuda adama pusu kurarlar” diye yazdığı zaman,

Göbeğimi hoplata hoplata baya bir gülmüştüm.

Mubala mı, gerçek mi?

Kim bilir,

Neresinden bakarsan bak farklıyız işte batıdan,

Siyasetimizde, kavgamızda,

Sanayi devrimini görmeden 20 yy ayak basan,

Okumaktan çok konuşarak fikir sahibi olan,

Kahve kültüründe bezenen,

Mesleksiz,

Sınıfsal bilinci gelişmemiş bol bir toplumun elbette siyaseti, demokrasisi de farklı olacak.

Doğu toplumlarında farklı yürür işler.

Bak, İran’da da seçimler aynı, meydanlar ağzına kadar doluyor.

Pakistan keza öyle,

Sudan’da da

Demokrasisi gelişmemiş tüm toplumlarda bu böyle  

İstanbul, 1453 kadar Doğu Roma’ya başkentlik ederken,

Bizans hep kahpeliklerin, kepazeliklerin, adam kayırma, rüşvetin merkezi değil miydi?

Gövdenin üstünde kellesini uzun taşıyanlar,

Adımlarını alabildiğince yavaş, bir kuğunun suda süzülüşü edasıyla atabilenlerdi.

Kendi kendime zaman zaman sorasım gelir

Acaba? Batılılar da doğuya gelse, kendilerinden çıkıp hepten doğulumu olurlar.