
Alevi, Rüşvetçi, CHP'li: Güvenilir
Bu Balyozcular âlem adamlarmış... Tamam, planda dehşet verici senaryolar var. İstanbul’da iki yüz bin kişiyi karşılarına almışlar, tepelemekten bahsediyorlar. Öyle heyecanla anlatıyorlar ki, sanki kendileri bu halkın askeri değiller. Sanki onların maaşları bu halkın vergileri ile ödenmiyor. Sırf içeride başarılı olmak için Yunanistan’la savaş bile çıkarmayı düşünmüşler. Tamam da, sizin hedefiniz “iç tehdit”. Gariban Yunanlıların ne suçu var? Bunlar korkunç şeyler. Bir de akla mantığa sığmayan düşündürücü notlar var. Balyoz planı kapsamında bürokratlar fişlenmiş. Her birine notlar düşülmüş... Taraf gazetesinde yayınlanan fişleme notlarını incelediğimizde, CHP’li olduğu belirtilip de güvenilir olmayan, AKP’li olduğu belirtilip de güvenilir olan kimse yok. Buradan anlıyoruz ki, CHP cuntacıların sevdiği bir parti.. Haliyle AKP de sevmedikleri bir parti... Bu neyse de, asıl trajikomik olan ne biliyor musunuz? Güvenilirlik kavramının cuntacılar için ne anlamda kullanıldığı... İşte güvenilir olarak değerlendirilen bürokratlar için düşülen notlardan birkaç tanesi: “Alevi, rüşvetçi, CHP’li, güvenilir.” “Para ve kadına zaafı var, kullanılmaya devam edilebilir.” “Çerkez, kadın düşkünü, iş yapar, çalışmaya istekli.” “Bursalı göçmen, CHP’li, Mason, her türlü görev verilebilir.” Şunlar da güvenilir olmayan bürokratlar için düşülen notlardan seçmeceler: “Solcu, dik duruşlu ve adil, güvenilmez.” “İmam Hatipli, seçimde AKP’ye oy verdi, güvenilmez.” “AKP’ye yakın, olumsuz.” Alevi, CHP’li ya da mason olmak güvenilir olmanın önünde bir engel değil elbette ama para ve kadına zaafı olan, rüşvetçi olan bürokratlara hangi mantıkla “güvenilir”, dik duruşlu ve adil olarak düşünülen bir bürokrata hangi mantıkla “güvenilmez” notu düşülüyor? Cuntacılar, görevden alacakları ve onların yerlerine atayacakları elemanlar için de benzer bir mantık güttülerse, darbe sonrası ülkenin halini varın siz düşünün! Bir fişleme hadisesi de gazetecilere yönelik. Bir kısmı, muhtemelen demokrasiden yana tavır koyacakları tahmin edildiğinden “tutuklanacaklar”; bir kısmı da postal meraklısı oldukları düşünülerek “kullanılacaklar” kategorisinde değerlendirilmiş... Gazetecilerden bir kısmı kendileri için “kullanılabilir” notunu görünce ne yaptılar acaba? Bir gazeteci için, cuntacıların “kullanılabilir” değerlendirmesi yapması kadar utanç verici bir durum olamaz herhalde. Bazılarını kazara listeye almış olabilirler, ya da yanlış bir değerlendirme yapmış olabilirler. Ama liste yayınlandıktan sonra hiç sesini çıkarmayanlar kendilerini kullandırtmayı kabul etmiş sayılmazlar mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.