Sevsinler

Bilenler iyi bilir,
Gazeteci Fehmi Koru, Başbakan Tayip Erdoğan ve Abdullah Gül’le iyi arkadaştırlar.
Fehmi Koru ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül benim de bir dönem 3 yıl kadar kaldığım aynı evde, Londra’da öğrencilik dönemlerinde aynı evde, ev arkadaşlığı bile yapmışlardır.
Bu arkadaşlık Fehmi Koru’yu haliyle böyle bir dönemde ayrıcalıklı gazeteci konumuna sokuyor.
Koru’nun bu hükümet döneminde ilişkileri hemen hemen tüm bakanlar kurulu üyeleriyle iyidir.
Yıldızı son 6 yıllık hükümet döneminde iyice parladı.
Ancak Koru son zamanlarda biraz şikâyetçiydi.
İstediği kadar yâda umduğu kadar başbakan ve kabine üyelerinden ayrıcalık göremediğinden yakınıyordu.
Yazıların dada zannedildiği gibi değil bana o kadar yakın değiller türünden mesaj içeren yazılar yazdı.
Başbakan’ın uçağının gediklisi değildi.
Arzu ettiği başbakanın onun sadece kızının nikâh töreninde şahitlik yapması değil
Bülent Ecevit’in başbakanlığı döneminde Milliyet Ankara temsilcisi Fikret Bila ile kurduğu gibi bir bağ kurma arzusundaydı.
Ecevit her gün Bila ile telefonda yâda şahsen en az 1 saat görüşürdü.
Tüm Türkiye Başbakanın düşüncelerini en önce Bila’nın köşesinden öğrenirdi.
Gerçi bu durum Bila’yı da biraz bir nevi başbakana eleştiri yapamaz hale getirmişti.
Fehmi Koru yâda Taha Kıvanç mahlası ile kaleme aldığı yazılarının hiç birinde başbakanın gerçekten eleştirecek pek çok farklı açıklaması var iken onları görmedi.
Görmek istemedi.
Bu yönde de kendine atfedilen “yandaş medya kalemi” sıfatı basında ona yakıştırıldı.
Kendisine başbakan’ın atfettiği “Sevsinler, yazıklar olsun şeklinde sözlerine, sesiz kalarak Ntv’de canlı yayında Can Dündar’a “Başbakan cevap hakkını kullandı” şeklinde yumuşak ifadelerle olayı geçiştirmeye çalıştıysa da, başbakanın ifadesine bal gibi içerledi, başbakanın lafları turp gibi ümüğüne dizildi.
Bunu beklemiyordu.
Başbakandan bir özür, bir geri adım bekledi.
O da gelmedi, gelmeyecekte.
Peki, başbakana neden “Obama gibi geldi Bush gibi oldu” diye yazdı Fehmi Koru;
Gerekçesi, başbakan güneydoğu da soruna, çözüme siyasi değil de top tüfekle çözüm arıyormuş.
Eğer bunu samimi ve bilerek yazmadıysa, cahilliğinden yazıyor.
Güneydoğuya yapılan yatırımlar, açılan paketler, ortada Kürtlerden alınan onca oy varken, PKK’nın sözcüsü DTP’nin yerel seçimleri kaybetme korkusuyla orada burada bompa patlatıp şiddet eylemlerine girmesi karşısında, devletten askeri güvenlik tedbirleri almasından geri durmasını mı bekliyor Koru.
Kendi oğlun Acaba Aktütün karakolunda baskın yiyen askerlerin arasında olsa ne derdin.
Aynı Koru 1 Mart tezkeresin de ABD’nin Türkiye üzerinden operasyon yapma dışında bir “B” planı yok diye bağıra bağıra yazdı, televizyon televizyon gezerek bu düşüncelerini anlattı. Sonra ABD, Irak’a güneyden Basra’dan askeri operasyonla girerek Bağdat’ı 21 günde teslim aldı geçti.
Demek ki adamların bir “B” planı varmış.
Beni ilgilendiren konu onların bir “B” planı değil, yılda 475 milyar dolar silaha para harcayan bir ülkenin, bir süper gücün bir “B” planı olmaz mı? Fehmi Koru bu saflığı nasıl yapar.
Koru bazen fena düşüyor, bazen de farklı şeyler söylemek isterken sakızı çamura düşürüyor.
Başbakana eleştirisinde haksızdı.
Bence de Koru’yu “sevsinler”
Başbakan ayrıcalık yapmadı diye bu yazılarıyla birilerinin arkasına takılıp biraz hükümete diş gösterip saygınlık arıyorsa gene yanlış yolda.
Koru için başka diyeceklerim de var. Ama onlar da şimdilik kalsın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Taner Aydın Arşivi