
Sapla Saman, GATA ile Cami ve Ayakkabı ile Türban!
Âlem adamlar var memleketimizde! Hepsi de memleketin mümtaz makamlarında oturuyorlar hem de. Aslında sadece Türkiye’nin değil, dünyadakilerin de bu tür değerli şahsiyetlerden istifade etmeleri lazım… Bunlardan birisi de Mustafa Akaydın. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı… Başkanı Akdeniz Üniversitesi eski görevinden ve üniversiteler arası kurulu başkanlığından da hatırlıyoruz. Memleketimizin bil-umum kronik problemlerinin neden çözülemediğini Akaydın gibi nevi şahsına münhasır kişilerden anlayabiliyoruz. Başbakanın (bence zamansız bir şekilde başlattığı) eşi Emine Erdoğan’ın başı kapalı bir vaziyette GATA’ya hasta ziyaretine gidemediğine ilişkin sitemi önce MHP’liler ile AKP’lileri birbirine düşürdü, sonra yavaştan yavaştan CHP’liler de geri kalmamak için kendilerini göstermeye başladılar. Ve en ilginç çıkış, girişte bahsettiğimiz Akaydın’dan geldi. Aristo’ya bile taş çıkaracak bir mantık yürütme ile sayın Akaydın buyurdu ki: “Camiye ayakkabı ile giriliyor mu ki, GATA’ya türban ile girilsin?” Değil mi yani? İşte olay bu kadar basit!.. Aynı mantık ile önermeler türetmeye devam edelim… Havaalanına hızlı tren girebiliyor mu ki, tren garına uçak girsin, değil mi efendim? Ya da Amerika Irak’a girebiliyor da biz niye Yunanistan’a giremiyoruz? Bu arada Akaydın’ın profesör unvanına da sahip olduğunu hatırlatalım! (Profesörlere karşı gittikçe önyargılı olmaya başladım!). Yalnız hakkını yememek lazım, sayın Akaydın camiye nasıl girileceği konusunda bilgi sahibi olduğunu gösterdi… Demek ki neymiş, camiye ayakkabı ile girilmezmiş!.. Bir taraftan partinin genel başkanından Cübbeli Ahmet Hoca’ya “insani bir tavırla” geçmiş olsun mesajı, diğer taraftan partinin belediye başkanından da “pes yahu” dedirttirecek bir kıyaslama… Bu ne yaman çelişki sayın partililer?! Şaka bir tarafa, sayın Akaydın’ın yaptığı, “Allah Allah diye hücuma kalkan bir ordunun” mensuplarının bile karşı çıkacağı, aklı ve mantık yoksunu bir kıyas işte..! Güler misin, ağlar mısın? Ben de merak ediyordum, koca koca adamlar küçücük problemleri neden çözemiyorlar acaba diye! Yahu bırakın kim nasıl giyinirse giyinsin, sen kendine bak? Gerçekten ayakkabıyı çıkarmamak senin için vazgeçilmez bir ilke ise, tamam, camiye ayakkabı ile gir (ayakkabın temiz olsun yalnız, ya da kirlettiğin yerleri temizlemen lazım!). Bu kadar basit… GATA’ya ya da başka bir yere, başı kapalı bir şekilde girince kıyamet mi kopacak? İşte Akaydın örneğinden anlıyoruz ki, koca koca adamların mantığı küçücük problemleri bile çözemeyecek kadar sığ ve aciz… Problemlere nasıl bir mantıkla yaklaştıkları ortada! Aferin, tebrikler, helal olsun sayın başkan..! Antalyalı dostlarım, böyle başkanı her zaman göremezsiniz… Keyfini çıkarın!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.