
İranda son Ayetullahlar
Yazının başlığından İran’da devrim olacakmış falan gibi bir izlenim olmasın,
Ama ana tema Ayetullahların durumu ciddi ciddi bu seçimlerle sarsılacak gibi.
1979 senesi 11 Şubatında ilkokuldayım,
Babam, siyah-beyaz televizyonda haber izliyor,
Neresi olduğunu bilmediğim bir yerde,
Başı sarıklı, siyah cübbeli, yaşlı, karakaşlı sert duruşlu bir adam,
Uçağın merdivenlerinden iniyor,
İnanılmaz bir kalabalık onu karşılıyor…
Yollarda ağlayan insanlar,
Ne dediklerini anlamadığım bir sürü şey söylüyorlar.
O yaşlı adamın yıllar sonra İran’da Ayetullahlar dönemini başlatan,
İran İslam devriminin lideri Ayetullah Humeyni olduğunu öğreniyorum.
Hayatı boyunca Amerikan karşıtlığını çekinmeden üst perdeden sürekli dile getirip, Amerika’yı büyük şeytan ilan eden, bu sert mizaçlı molla, İran’ın Kum kentinde medresede başladığı hayatına, içine kovuşturmalar, sürgünler ve devrimi sığdırdığı hayatı bitip, öldüğünde 80’li yaşlarını sürüyordu.
İranlı İslamcılar adına en büyük adımı, Şia geleneğini oluşturan kayıp onikinci imamın sonuncusu ortaya çıkana kadar, dünyada bir İslam devletinin kurulamayacağına hükmeden Şia mezhebi resmi doktrinine, yeni bir ara formül geliştirerek, yerine “Velayeti Fakih” kavramını koyuvermesiydi.
İşte bu entelektüel devrim ona, sonunda İran devrimini kendisine getirecek ilk ve en önemli kilometre taşını oluşturdu.
Velayeti fakih, düşüncesinden dolayı kendisine karşı çıkan pek çok Ayetullah’a rağmen, 1979 Şubat’ında bir milyonu aşkın insan onu Tahran havaalanına karşılamaya geldiğinde o devlet başkanı sıfatıyla karşılanıyor ve “velayeti fakih” felsefesi böylece çoktan halk nezlinde kabul görmüştü bile.
Devrimin üzerinden tam 30 yıl geçti, köprünün altından çok sular aksa da, velayeti fakih hala yerli yerinde duruyor.
İşte bu ekolün güçlü savunucularından şu anki Cumhurbaşkanı gelenekçi Ahmedinejat’ın koltuğu ciddi ciddi sallanıyor.
Peki neden,
Gittikçe velayeti fakih çerçevesinde güçlenen mollalar,
Anayasanın da üzerinde bir statü sahibi olarak meclisin aldığı kanunları bile ret etme gücüne sahip, sınırsız sorgulanamaz güçleri onları hayli zenginleştirdi.
İşte buna yüksek perdeden, mollalara din adına olmasa da bu sorumsuz güçleri ve zenginliklerine içten içe ayar olanlar, gelenekçi Ahmedinejad’a karşı sandıkta yarışan Musavi, etrafında örgütleniyorlar.
Musavi galibiyetini ilan etmeye çok yakın görünüyor.
Yarın sabah belki “velayeti fakih” değil ise de onun kolcusu olan Ayetullahlar İran’da sorgulanmaları sürecinin başlangıcı olacak ilk sabah namazına kalkacaklar gibi görünüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.