
HDP BARAJI GEÇER Mİ ?
Değerli okuyucular her ne kadar artık siyaset ile ilgili yazmayacağım desem de inanın içinde yaşadığımız süreç bu kararımı adeta zorluyor. Farkındaysanız memleket her zamankinden daha bir tuhaf gelişmelere sahne oluyor. Neredeyse her hafta hayatını kaybeden birileri için rahmet dileyerek başlıyoruz yazılara ya da bitiriyoruz. Gerisini siz düşünün artık.
Bu haftaki yazıda hem bölge halkının düşüncelerini iyi okuyabildiğimi, hem de genel olarak Türkiye’de ki seçim atmosferini göz önüne alarak seçimlere parti olarak girmeye karar veren Halkların Demokratik Partisini yazmak istedim.
2015 Genel seçimlerine parti olarak girme kararıyla tartışmalara yol açan Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) 7 Haziran seçimlerine bağımsız olarak girmemesi Ankara siyasi gündemini bu kararıyla epeyce meşgul etti ve halada ediyor.
Türkiye’de gözler HDP’nin 7 Haziran genel seçimlerinde yüzde 10 seçim barajını aşıp aşamayacağına çevrildi.Öncelikle ilk olarak net söylemek istediğim şey şu: HDP’nin barajı aşabilmesi için bugüne kadar Kürt siyasetinin Türkiye genelindeki en yüksek oy oranına ulaşması gerekiyor. Bu, diğer partilerden HDP’ye oy akışının olmasıyla mümkün. Bu durumda bütün dengeler değişecek. AK Parti, CHP ve MHP’nin kazanacağı milletvekili sayısının azalması HDP’nin ise artması anlamına geliyor. HDP’nin barajı aşması durumunda 50’nin üzerinde milletvekili çıkarabileceği tahmin ediliyor fakat parti yönetiminin hedefi barajı geçip 72 milletvekili çıkarmak. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise Anayasa değişikliğinin yapılabilmesi için 400 milletvekili istiyor. AK Parti’nin 400 milletvekili çıkarabilmesi seçimlere bağımsız adaylarla değil de parti olarak girecek olan HDP’nin barajın altında kalmasına bağlanıyor. Parti yetkililerinin her platformda “Biz bu barajı aşarız, ha gayret” demesi bir tercihten çok bir dileği ve hedefi işaret ediyor. Silahlı bir örgütü Ortadoğu gibi bir coğrafyada 30 yıl, meşru siyasi ayağını 25 yıldır ayakta tutabilen siyasi aklın çözüm sürecini bırakıp kaostan medet umacağını iddia etmek her şeyi yanlış okumaktır. Bu da birilerinin hevesinin kursağında kalması demektir. Hele de Demirtaş’ın geçtiğimiz günlerde dediği gibi, ‘’Dananın kuyruğunun kopacağı bir zamandayız. Fakat biz Kuyruğa değil Danaya talibiz’’.
Seçim barajının yüksek olması, darbe yönetimince konulması, temsil adaleti ve siyaset ahlakı bakımından ayrıca tartışılabilir elbette.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.