
Bir belediye başkanı
Hicvin bir babası varsa Neyzen Tevfik’tir. Siyasi hicivde ucu bucağı belirsiz okyanus misalidir üstat. Hemen herkesin bildiği dizeleri hatırlatayım istedim:
“Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler;
Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus dediler...
Künyeni almak için, partiye ettim telefon:
Bizdeki kayda göre, simdi o mebus dediler!...”
Yerel siyaset şehrimizin gündemi. Belediyelere başkan seçilecek, meclislere üye. Partilerin güçleri malum ama yerel siyasette adayların kişilik özellikleri ön plana çıkıyor. Liderinizin karizması da bir yere kadar... Ben de bir portre çizeyim dedim hayalimde. Dizilerin başında yazan ifadeye benzer bir sunum yapayım: Bu yazıda geçen kişi ve kuruluşların gerçek hayatla ilgisi yoktur, tamamıyla hayal ürünüdür…
Kapatın gözlerinizi ve hayal edin… Bir belediye başkanı düşünün ki, önceki görevi olan üst düzey bürokratlığında katıldığı önemli toplantılarda görüşünü soranlara abim ne diyorsa benim fikrim de o desin… Bir belediye başkanı düşünün, emrinde çalışan personelin neredeyse hepsiyle kavgalı, sorunlu olsun… Samimi görünenlerin durumu ise çıkar üzerine kurulmuş ilişkilere dayansın. Öyle bir başkan düşünün ki kasası dolu belediyeyi beş yıl içinde borç batağına saplasın. Yönettiği ilçenin kronik sorunlarına neşter atmasın, alt yapıyı görmezden gelsin, janjanlı işlerde kurdele kesip poz versin… Öyle bir başkan düşünün ki, görev süresi olan beş yıl boyunca köklü bir soruna sağlam bir çözüm bulmuş olmasın. Nerede duracağını iyi hesap etsin, yeri gelince bir sivil toplum örgütü başkanını arayıp “Abi belediye meclisine almamızı istediğiniz isimler var mı?” diyecek kadar manevra kabiliyeti yüksek, yeri geldiğinde kırk yıllık siyasi duruşunu mevki için inkar edebilecek kadar unutkan olsun. Dar gelirliyi sevmesin, hep ezsin… Hükümet mikro kredi projesini baş tacı ederken, bölgesindeki küçük üreticiyi sıkıştırıp sınır dışı etsin. Sorunlara çözüm üretip halkını kanalize etmek yerine tuhaf uygulamaları dayatsın, baskıcı tavrı politika haline getirsin. Siyaseti milleti için değil kendisi için yapsın. Her konuya vakıf görünsün ama hiçbir soruna çözüm bulamasın. Halkla iç içe poz versin ama derdini anlatmaya çalışanı dinlemesin azarlasın. Başkasının yaptığı işlerden pirim yapmayı çok iyi bilsin, her yapılanı belediye yapıyormuş gibi göstersin. Gazeteci sorduğunda sıkı cevap versin, etkilesin, adam sokak sokak mahalle mahalle tanıyor memleketi dedirtsin. Verdiği cevap araştırıldığında gerçeklerle hiç de uyuşmadığı anlaşılsın. Siyasetin bütün ayak oyunlarını bilsin. Gerekirse en yakınına da kumpas kursun. Hedef ciddi, küçük başkanlıktan “Büyük” başkanlığa sıçrasın. Değerleri istismar etmek bindiği en sağlam dal olsun. El çabukluğu marifet, uyanıklık şiarı olsun. Olsun, olsun da olsun… İstermisiniz durduk yerde bir daha başkan olsun? Vesselam…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.