Türkiye’nin önde gelen 60 internet haber sitesi temsilcisinin iştirak ettiği toplantıya Konya’yı temsilen katılmak bize nasip oldu. Davet Başbakanlık kanalından mayıs ayı için gelmiş, fakat Sayın Başbakan’ın yoğun programı sebebiyle 5 Haziran’a ertelenmişti.
Haliç Kongre Merkezinde Sayın Hüseyin Çelik karşıladı bizleri. Kısa bir konuşma yaparak partinin medya ile ilgili görüşlerini paylaştı. Sert eleştirileri çekinmeden açık yüreklilikle dile getirdi. Gazetecilerden cevap veren çıkmayınca sükut ile ikrar etmiş olduk söylenenleri. Fatih Çekirge, Hadi Özışık göze çarpan önemli isimlerdendi.
Sayın Başbakan salona girdiğinde ister istemez bir hareketlenme oldu. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Bey’ de eşlik ediyordu. Çok kez yakından takip etme fırsatı bulduğum Recep Tayyip Erdoğan’da yorgunluk belirtileri görmedim desem yalan olur. Tabi dikkate alınması gereken bir nokta var: Şili’den Türkiye’ye acilen gelip bir hafta boyunca günlük birkaç saat uyuyan, hem uluslar arası hem de ulusal politikanın merkezinde bulunan biri için görüntüsü gayet diri ve güçlüydü. Yanımızdan bir başka toplantıya katılmak üzere ayrılması da temposu hakkında fikir veriyordu.
Açılımı anlattı Sayın Başbakan, “Kendinizi karşınızdakinin yerine koyup öyle bakın” dedi. Defalarca “Bu problemi çözmeliyiz, analar ağlıyor, gençler ölüyor” dedi. İnternet medyası ile ilgili görüşlerini de ifade etti, verdiği değerin altını çizdi. Ama yorum bölümleri için “"Ben yorumlara bakmıyorum ama geçenlerde getirmişlerdi bir göz atayım dedim. Ben kendimden utandım, çünkü oradaki ifadeler hakaret de değil. Ailemden geçmişimden geleceğime öyle küfürler vardı ki bunların tarifi mümkün değil. Bunlar insanı katil bile yapar” ifadesini kullandı. Sansür değil otokontrol önerdi. Sözleri salondan da destek buldu.
Satır aralarında anladığım şuydu. Açılım milletimizin tarihin derinliklerinden beri getirdiği bir tavırdır. Çanakkale’de birlikte süngü takanlar bu gün birbirlerine silah çekemezler. Ayrılık gayrılık yeni dönemin fitneleridir, milli birlik ve kardeşlik projesiyle özümüze dönelim; yine kardeş olalım. Elbette bu kardeşliği tesis edebilmek için araya sokulan nifak tohumlarını da tek tek ortaya çıkarıp yok etmeliyiz, projenin faaliyet alanı da buradadır. Son tahlilde; internet habercileri bu büyük buluşmaya, bu büyük kaynaşma projesine nasıl katkı yapacaklar? Kendilerini hangi konuma yerleştirecekler? Mesele budur.
Konya’da takip ettiğim yerel siyasetçiler ile karşılaştırdım Sayın Başbakan’ı. Basın toplantılarındaki Belediye Başkanı, İl Başkanı, Milletvekili figürlerini irdeledim tek tek. İfade etmeliyim ki; Sayın Başbakan’ın dünkü toplantıdaki samimiyetini, içtenliğini pek çok yerel politikacıda göremedim. Belki de Tayyip Erdoğan’ı gönüllere sultan yapan özelliği “Olduğu gibi görünen” bir lider olmasıdır.
Malum medyanın “Asabi” gösterme çabalarının deşifre edildiği bir de olay yaşadık toplantıda. Meslektaş, Ak Parti yerine AKP deyip arkasından da “Gelecekte koalisyon görünüyor, bizimle iyi geçinin” formatında bir cümle kurdu. Sayın Başbakan önce Ak Parti düzeltmesini yaptı ve soruya mütebessim bir cevap verdi. Hürriyet Milliyet tayfasının, Sedat Ergin’in çizdiği “sinirli, asabi Başbakan” tiplemesine hiç rastlamadık toplantıda, birinin bu gerçeği millete anlatması lazım diye düşündüm o yüzden bu örneği kaleme aldım.
Küçük bir anekdotla bitireyim yazımı. Toplantıya yalnız katıldığım için fotoğraf makinemi yanımda getirmiştim. Sayın Başbakan ile tokalaşma sırası geldiğinde hemen yanımdaki arkadaştan resmimizi çekmesini rica ettim. Tokalaşırken arkadaş bir türlü resmi çekmeyi başaramadı. Tayyip Bey elini çekerken bırakmadım, haliyle ne oluyoruz kavilinden bir bakış attı “Sayın Başbakanım, arkadaş bir resim alacak” dedim. Makineyi verdiğim kardeş yine beceremeyince, “Bir dahaki sefere fotoğraf çekebilen bir muhabir getir” deyip espriyi patlattı. Bize de inşa Allah demek düştü…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.