Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu

Yasin Aktay'dan tartışılacak twiter mesajları

    Cuma akşamı Yasin Aktay Konya’da konferanstaydı.Ankara’daki düşünce kuruluşları ve İstanbul TV’lerinde sıkılıkla gördüğümüz Hoca’nın Konya paylaşımları oldukça önemliydi.
     Üç saate yakın dinamik bir kitleye hitap eden Yasin Hoca, gündemdeki hem her konuda önemli değerlendirmeler yaptı. Anlattıklarının tümünü paylaşmamız çok zor elbette. Ancak o gece twitter’da söylemlerinin önemlilerini paylaştım. Bakalım bu söylemleri siz de önemli bulacak mısınız?
  
Devlet temelli anlayıştan,vatandaş temelli bir anlayışa geçiyoruz.
Yeni anayasanın devlet değil, millet merkezli yapılmasının temelini bu söylem oluşturacak. Türkiye son 10 yılda gözle görülür bir şekilde vatandaşını önemsiyor, bundan sonra vatandaş çok daha değerli olacak. Kıymetimizi bilelim! 
 
Her şeyin arkasında Amerika var demek İslam itikadına aykırıdır
90’lı yıllarda daha çok bilinç altımıza giren bir düşünceydi bu. Şimdilerde bunu hem Amerika, hem İsrail hem başka güçler olarak çeşitlendirebiliriz. Allah’ın sıfatlarına ters bir söylem bu. Her şeyin arkasında hiçbir zaman yaratılmış bir şey olamaz. Bunu böyle düşünmekte Müslüman için İslam’ın temel dinamiklerine ters düşünmek olur. Bazı ülkeler güçlü olsalar bile onlara yücelik yakıştırması Müslüman’a yakışmaz dahası itikaden tehlikelidir.
  
80'lerde demokrasi küfürdür söylemi, Suudi Arabistan’ın  İran’a karşı bir tuzağıydı. Bizde bu tuzağa düştük.
İslam ve Demokrasi 80’lerde başlayan ve yakın zamana kadar süren bir derin tartışmaydı. İran devrimine karşı olan Suudi Arabistan merkezli yayınlar Türkiye’de bunu işlemişlerdi. İslam varken demokrasi küfürdür gibi. Şimdiki nesile anlatamayacağımız bir tartışma. İslam ve demokrasi aynı kategoride nasıl yer alırlar sorusunu o zaman soramadığımıza bakmayın. Şimdi herkes bunun farkında. Üstelik bu söylemi üretenlerin hala totaliter yönetime sahip olup demokrasiyi halklarına veba gibi yaklaştırmamaları da olayın özeti sanki. Fakat kaçış yok, Arap Baharı mutlaka İslam Baharı’na dönüşecek ve sanal kutsallığı kendilerinden olanlar kaçacak çöl arayacak.
 
Libya lideri Kaddafi’yi iki konuda takdir ettik Çağrı ve Ömer Muhtar filmleri. Fakat Kaddafi elindeki imkanlarla Hollywood'u satın alırdı. Yuh O’na… 
Bu iki filminden yapımcısı Mustafa Akad yakın zamanda öldü. Allah rahmet eylesin, iyi işlere imza attı. İslam Alemi’nin iki baş yapıtını Kaddafi yaptırmış. Sevinsek mi üzülsek mi. Libya çöllerine gömdürdüğü 20 ton altınla Hollywood’u satın alacağı kesin. En azından “Cesur Yürek” ayarında bir İstanbul’un Fethi. “Yüzüklerin Efendisi” çapında birkaç medeniyet filmi yapılabilirdi. Bunların hiç birini yapmadı ve bir lider için en kötü şekilde, halkı tarafından öldürüldü.  Kaddafi şimdi ne yapıyordur ki?
  
Yalan söylemenin kişiye en büyük cezası; karşısındakilerin de hep yalan söyleyeceği ve onlara inanmayacağı kuşkusudur.
Ruhumuzu acıtan bir cümle. Yalan söylemenin en büyük cezası işte bu. Düşünsenize bir kez yalan söylediniz mi, içinize hep karşınızdaki acaba yalan söylüyorsa kuşkusu girecek ve hep bu şüpheyi taşıyacaksınız. En iyisi hiç yalan söylememek, karşınızdakinin yalan söylüyor şüphesi çekilecek bir psikoloji değil. Kendimiz için geçse bile çocuklarımıza bunu vermeliyiz. Güven önemlidir. Güvenmek güzeldir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi