Tarih tekerrürden ibarettir.

Bazı olaylar vardır ki, sonucu ne olursa olsun insanı mutlu eder.
 Malum Fransa da çıkarılan yasadan bahsedeceğim.
 Türk milletinin Ermenilere soykırım yaptığını her fırsatta iddia eden Fransa, Bu sefer konuyu biraz daha ileri götürerek, “Her kim Fransa da Ermenilere soykırım yapılmamıştır derse, bir yıl hapis veya kırk beş bin avro para cezasına çarptırılmasını öngören bir yasayı onayladı ve kabul etti.”
 Tabi bizi mutlu eden bu çıkan yasa değil.
 Türk halkının bu konuya gösterdiği hassasiyet ve duyarlılıktır bizi asıl mutlu eden.
 Fransa’da yaşayan Türklerden tutunda, Devletimizin başı Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın, bu ucube yasaya karşı takındıkları tavırdandır.
 Dahası dış işleri bakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Büyük devlet adamı edasıyla yaptığı açıklamalar insana güven veriyor.
 Hele, hele Sayın başbakanımızın, Türk tarihinden örnekler verirken duygulanmamak mümkün değil, insan sanki o günleri tekrar yaşar gibi hissediyor kendini.
 Başbakanımız, Kanuni Sultan Süleyman’ın Fransuva’ya mektubunu okurken ne derseniz deyin, insan gururlanıyor.
 “Ben ki Sultanlar Sultanı, Hakanlar Hanı, Hükümdarlara taç veren, Allah’ın yeryüzündeki gölgesi, Akdeniz’in ve Karadeniz’in ve Rumeli’nin ve Anadolu’nun ve Azerbaycan’ın ve Şam’ın ve Halep’in ve Mısırın ve Mekke ve Medine’nin ve Kudüs’ün  ve bütün Arap diyarının ve Yemenin ve nice memleketlerin sultanı ve Padişahı Sultan Beyazıt Hanın Oğlu Sultan Selim Hanın oğlu Sultan Süleyman’ım. Sen ki Fransa vilayetlerinin Kralı Fransuva’sın.
 İşte sözün bittiği yer burası.
 Hani hep diyoruz ya, tarihi tarihçilere bırakalım diye,
 İşte Türk tarihi, işte Atalarımızın gurur veren parıltısı.
 Ve Fransa’nın aciz durumu.
 Bu günkü Fransa cumhurbaşkanı Sarkozy’nin dedeleri, Türklerin sayesinde esaretten, kölelikten kurtulmuş bir kapıkulu.
 Osmanlı, her ne kadar Fransa Krallarını  özgürlüğüne kavuşturmuş olsa da, Fransa, her fırsatta Osmanlı’yı ve cumhuriyet döneminde Türk milletini sırtından vurmayı marifet sanan, tarihi karanlık güven bunalımı yaşayan bir devlettir.
 Türk milleti karşısında, tarih den de gelen aşağılık duygusundan bir türlü kurtulamayan Fransa, her fırsatta bu necip millete nankörlük yapmaktan geri durmuyor.
 En son Maraş’ta bacımın örtüsünü el uzatan bu ingin millet karşısında dik duran tüm yöneticilerimi kutluyorum.
 Milli birlik ve bütünlüğümüze katkı sağlayan muhalefet partilerimizi ve onların başkanlarını da kutluyorum.
 Meyveli ağaç taşlanır derler.
 Fransa Türkiye’nin yükselişini durdurmak için elinden gelen çabayı gösteriyor.
 Avrupa birliği çalışmalarında sürekli Türkiye’ye karşı olumsuz tavır takınan Fransa, şimdi sert kayaya çarptığını anladı.
 Ortadoğu da stratejik konuma sahip güçlü bir Türkiye’yi kaybeden herhangi bir ülkenin bu bölgelerde rahat etmesi mümkün değildir.
 Bizim Fransa’ya uygulayacağımız ambargoların en önemlisi, halkımızın bu günkü tepkisini devam ettirmesiyle mümkündür.
 Halkımızın Fransız mallarını boykot etmesi, onları diz çöktürmeye yetecektir.
 Fransız markalı, Fransız patentli mal ve ürünler, internet ortamında tanıtılmaktadır. Hepimiz, millet olarak en azından Fransız mallarını almayarak tepkimizi göstermek zorundayız.
 Millet olarak birlik ve bütünlüğümüzü korumak ve birbirimize kenetlenmek adına bazen böyle olayların, zarardan çok faydası oluyor.
 Azerbaycan halkından tutunda, Dünyanın her neresinde bir Türk yaşıyorsa, bu gün yüreği vatan sevgisiyle çarpıyor.
 Ermeni diasporası karşısında acze düşen Fransa parlamentosu, bir gün yine bu milletin önüne diz çökecek ve yardım dileyecek.
 O gün bizim çocuklarımız Fransız yöneticilere ne der bilmem ama bildiğim bir şey var ki,
 Tarih tekerrürden ibarettir.

  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Demirayak Arşivi