
Ali Demirayak
PKK SAVAŞI NASIL BİTER?
Yayınlanma:
Birileri soruyor…
Koskoca devlet nasıl oluyor da bir avuç çapulcu ile baş edemiyor diye.
NATO’nun ikinci büyük ordusu,
Her türlü silah imkanına sahip.
Tank, top, tüfek, uçak..
Neden bu iş bitmiyor, otuz yıl olmuş, hala her gün şehit veriyoruz.
PKK militanları için ise sadece bir “mekap” ayakkabıya sahip diye propaganda yapılıyor.
Bu kadar basit mi gerçekten?
Dağlarda beş bin kişi barındıracaksın, ekmeğini suyunu vereceksin, ve otuz yıl bir düşünce etrafında genç beyinleri yıkayacaksın, ailesinden, evinden barkından koparıp dağlarda ölümüne mücadele vereceksin, ekmeğini yiyip, suyunu içtiğin memleket evladına kurşun sıkacaksın.
Hatta öyle ki kardeşini dahi öldürmekten geri durmayacaksın.
Önce, kardeşin kardeşe sıktığı kurşunun hangi davaya hizmet ettiğini, Kürtlerin ve Türklerin bilmesi lazım.
En kısa yoldan PKK’nın dağlarda verdiği silahlı mücadelenin br Kürt davasıymış gibi lanse edilmesi bana çok inandırıcı gelmiyor..
Nedeni çok basit.
Bu savaşın görünen tarafları kim?
Kürtlerle (PKK), Türkler!
Kürtleri de sözde PKK temsil ediyor.
Peki PKK’nın arkasındaki güç odakları kim?
Ben, bir kısmını sayayım isterseniz.
Başta ABD olmak üzere, Sovyetler birliği, Ermenistan, İran, Irak, Suriye ,Kıbrıs Rum kesimi, İsrail, Yunanistan, Almanya, Fransa, İsviçre, İsveç, Hollanda, İtalya, yani tüm Avrupa dersek hiç abartmayız.
Bu ülkelerin PKK’ya nasıl destek verdiklerini tek tek burada sıralamaya herhalde gerek yok, çünkü mayınların İtalyan, silahların Rusya ve Amerika’dan, bölgesel kayırmacılığın İran, Irak, Suriye, Siyasi sığınma ve sözde demokratik hak gerekçesiyle Avrupa devletlerinin TV yayınlarına varana kadar her şeyi PKK lehine kullanmalarından, kimin bu işin içinde ne kadar parmağının olduğunu göstermeye yetiyor.
Dahası öldürülen PKK’lıların bir kısmı ermeni, Suriyeli ya da daha başka uyruklular çıkıyor. Ama, ne yazık ki PKK’nın öldürdüğü insanların yarısı Kürt.
Dünyanın uyuşturucu trafiği ise adeta Dünya Devletleri tarafından PKK’ya ihale edilmiş.
Bu kadar destek olmasa, PKK dağlarda bu kadar yıl terörü besleyebilir mi?
Mümkün mü?
Mümkün değil.
Öyleyse Kürt kardeşlerimizin de aklını başına alması, gelişen olaylar karşısında sağduyulu düşünmesi lazım.
Yıllarca kucak kucağa yaşamış, kız almış, kız vermiş, akraba olmuş iki milleti birbirine düşürerek çıkar sağlamaya çalışan üç beş kafir millete çocuklarınızı heba etmeyin.
Gerçekten Kürtlerin, Türkiye Cumhuriyetinden alacağı bir yaşama hakkı varda alamıyorsa, işte Türkiye Cumhuriyeti parlamentosu onlara açık mücadelelerini orada yapsınlar.
Onları biz destekleyelim, her kim bu topraklarda yaşamak istiyorsa her türlü insani haklarını üzerinde barındırarak yaşasın.
Bu memlekette Kürt ve Türklerin oyu ile seçilip görev yapmış başbakanlar var, yarıda olacak.
Kürtlerin haklarını savunmak, Çanakkale de bize kurşun sıkan Yunana düşmez ki..
Kurtuluş savaşında Maraş’a çıkan Fransız iti nasıl oluyor da bu gün Kürtlerin haklarını savunur gözüküyor, Kürtlerin dostu oluyor.
Yine kurtuluş savaşında Kars, Ardahan, Iğdır, Tuçeli, Van, Bitlis, Bingöl tarafında Kürt katliamı yapan Ermenilerin bu gün dağlarda PKK ile kol kola, güya Kürt halkının özgürlüğü adına Türk ve Kürt halkına kurşun sıkması sizce Kürtlere olan sevgisinden mi?
Tarihte, Ermenilerin Kürt dostu olduğu hiç görülmüş mü ki bu gün Ermeniler Kürtlerin dostu gibi davranarak Türkiye’ye karşı yapılan PKK terörünü destekliyor.
Tüm Dünya’ya demokrasi ihraç eden(!) bu meşhur devletler gerçekten Kürt halkını seviyorlarsa desteklerini demokratik yoldan versinler.
Silah satarak, can alarak değil.
Bunun ötesinde, PKK’nın güç bulmasında Türkiye’nin doğu ve güneydoğusundaki arazinin sarp yapısı PKK’nın oralarda rahat yuvalanmasına imkan tanıyor. Düzenli ordu bu arazi yapısında hiçbir zaman iş görmez, Düzenli orduda böyle sarp arazi yapısından dolayı asker her zaman açık hedeftir. Hiçbir ülkede terör belasına karşı düzenli ordu ile bir yere varamaz.
Yani iş öyle herkesin halledin bu meseleyi bitsin dediği kadar kolay bir mesele değil.
Demek ki Türkiye’nin karşısında sadece “Mekap” Ayakkabılı üç beş çapulcu değil, Türkiye’nin yeniden bir Osmanlı olup, Dünya’ya hükmetmesini istemeyen küresel Türk düşmanı güçler var..
Demek ki, bu konu üç beş çapulcunun yapacağı iş değil, her nerede farklı bir ırk veya mezhep varsa onun üzerinden hesap kitap yapan küresel güçlerin Dünya üzerindeki oyunuymuş.
Önce bunu bir anlayalım.
Bu güçler hiçbir zaman ellerini doğrudan ateşe sokmazlar, sürekli maşa kullanır, kardeşi kardeşe kırdırırlar.
Bu güçler, birde terörü organize eden lider sultasını iyi beslerler, İyi beslerler ki sözlerinden dışarı çıkmasınlar, öldürmede, tetiğe basmada tereddüt etmesinler.
İnsanları dağda silahlı mücadeleye çağıran elebaşlara bakın ya denizlerde kız arkadaşlarıyla keyif sürüyorlardır, Ya da güya silahlı mücadele verdikleri Türkiye’nin en lüks mekanlarında gönül eğlendiriyorlardır.
Onlar, gariban vatandaşımı dağlara sürerken kendi çocuklarını bu devletin özel kreşlerine gönderiyor, üniversite çağındaki çocuklarını ise burslu okutuyorlar.
Sonuçta bu Türkiye’de terör biter.
Bu terörü bitirecek tek unsur ise Kürt vatandaşlarımızdır, onların sağduyusu ve kalplerindeki imandır.
Kimse ikili oynamayacak.
Herkes dostunu seçecek ve kiminle yaşamak istediğine karar verecek.
Ya Ermeni, ya da Türk.
Ya Hristiyan, Ya da Müslüman..
Burası Türkiye, herkes tarafını seçmekte özgür.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.