
Aydoğan Deveci
OKUR-YAZAR
Yayınlanma:
Gazete yazarlığı pek aktif bir iştir de okurluk durağanmış gibi algılanır. Oysa yazara güç veren okurun desteğidir. Ama okur isimsizdir,
bilinmezdir. Kimi zaman yazarı yerlere göklere sığdıramaz kimi zaman yerin dibine sokar. Ne olursa olsun okur haklıdır demek düşer bizlere.
bilinmezdir. Kimi zaman yazarı yerlere göklere sığdıramaz kimi zaman yerin dibine sokar. Ne olursa olsun okur haklıdır demek düşer bizlere.
Yazılarımız haberkonya.com da yayınlanıyor. İnternet okuru avantajlı; okuduklarını değerlendirebiliyor, takdir ediyor veya yeriyor; okur-yazar yani.
Sağolsun köşemize olumlu olumsuz görüş bildirenler oluyor. Öven var söven yok yeren elbette var. Bu dünyada üretilebilecek en değerli şey düşüncedir dostlar. Bizi eleştirmek namına da olsa düşüncesini bize tahsis edenlere şükranlarımı sunarım.
Son dönemdeki Ak Parti İl Başkanlığı seçimi ile ilgili yazılarımız fazlaca okur mektubu aldı. Tebrik edenler olduğu gibi eleştirenlerde olmuş, ellerine sağlık lutfetmişler, görüş beyan etmişler.
Son dönemdeki Ak Parti İl Başkanlığı seçimi ile ilgili yazılarımız fazlaca okur mektubu aldı. Tebrik edenler olduğu gibi eleştirenlerde olmuş, ellerine sağlık lutfetmişler, görüş beyan etmişler.
Bu günkü yazımı da Siz değerli okurlarıma ve okur-yazarlarıma ayırdım. Dertleşelim istedim, yanlış anlamalara değineyim istedim. Kıymetli dostlar fakir
beş yıldır düzenli olarak gazetelerde yazıyor. Önceden elbette ufak tefek karalamalarımız oluyordu; bir gazeteci dostum ağabeyim sayın Ömer kara gel yayınlayalım deyince bu işlere girdik.
beş yıldır düzenli olarak gazetelerde yazıyor. Önceden elbette ufak tefek karalamalarımız oluyordu; bir gazeteci dostum ağabeyim sayın Ömer kara gel yayınlayalım deyince bu işlere girdik.
Konya Postası'nda yazdık bir süre, malum şimdi www.haberkonya.com Yeni Konya'da devam ediyoruz. Kendimizi gazeteci makamına layık göremedik, aydın unvanı ise ulaşılması güç bir mertebe bizim için. Kendi halimizde ama millet meselelerine duyarlı bir vatandaşlık görevidir yapmaya çalıştığımız.
Bilindiği üzere bir yıldırda SUNTV de "Bıçak Sırtı" diye bir program’da siyaset yorumu yapıyoruz. Bu açıklamaların sebebi bazı okur-yazar kardeşlerimizin eleştirilerinin haksız olduğunu ifade etmek adınadır. Bir kardeşimiz yazımızı gereksiz saçma bulmuş; eyvallah gerçi yorum yazması ilginç; madem yazım gereksiz niye yorum yazıyorsun mübarek. Bu köşede kalmak için üstadım pir diye yalar döker mi insan? diyor okur-yazar... Kim üstad dediklerimiz? Okurlar bilir en çok üstad dediklerim Mehmet Zahid Kotku, Mahmud Es'ad Coşan, Fetullah Gülen, Mustafa İslamoğlu gibi değer verdiğim büyüklerim; Konya Basınından, Ömer Kara, Sefa Özdemir, Mustafa Tatlısu, Uğur Özteke gibi ağabeylerimdir. Yorum yapılan yazıma bakılırsa Tatlısu'ya üstad dememiz eleştirilmiş. Elbette okur böyle istiyor diye bundan vazgeçecek değiliz; eğer okurumuz isimlerini bahşeder bir de üstatlarını bize takdim ederlerse iki satır izahatımızı beyan ederiz. Eleştirilerinize teşekkür ediyorum umarım bizim açıklamalarımıza gücenmemişsinizdir. Zira öyledir; bir yazar kardeşimiz bizim adımızı kullanır köşesinde eleştirilerini bildirir, biz karşı eleştirimizi yazınca alınganlaşır. Beş yıldır hakkını vermeye çalıştığımız köşemize bir isim vermememizin sebebi ne ola? Ceketimizi omuza atıp kalemimizi kırabileceğimizi göstermek içindir. Köşe kapma derdimiz olmadı be dostum bize haksızlık etme. Ama varsa bildiğin yanlış duruşumuz; adresimiz belli buyur gel yeriniz baş üstündedir...
Bir başka kardeşim su zammından haberin yok mu diyor. İl başkanlığını yazacağına bunu yazsana. Sende belediyenin adamıymışsın? Hangimiz belediyenin adamı değiliz ki? En muhalifimiz Atilla Kart bile KOSKİ'ye su parası, emlak vergisi öder... Okur-yazarımız haklı, zamları konuşmak ve sebebini sormak lazımdı, atlamışız, özür dileriz. Bu görevin bizden beklenmesi, yazmayınca da belediyenin adamı diye suçlaması vatandaşımızın takdiridir. Halkımız bize hakettiğimizden daha fazla teveccüh gösteriyor. Kimsesizlerin kimsesi olma görevimizi hatırlatıyor; doğru söze ne hacet, atlamışız özür dileriz. Zam ile ilgili yazının sözünü şimdiden veriyorum, gerekli araştırmaları yaptıktan sonra beğeninize sunacağım. Sanki zamın hiddetinden kantarın topuzunu fazla kaçırmışsınız güzel kardeşim; belediyenin adamı lafı bize bir numara büyük olmamış mı? Hatırlayanlar vardır Belediye'yi eleştiren yazılarımızı. Karşehir'in koku problemini, yeni kavşaklardaki olumsuzlukları, Başkanın halkla ilişkilerinin kopuk olduğunu belediyenin bu biriminin görevini yapmadığını... Hiç bişey hatırlamıyorsanız Zafer'e icat edilen yer saati için yazdıklarımızı da unuttunuz.
Bir tespitte bulunmama izin verin. Yazılarımıza iyi kötü yorumlar gelir. Yalnız, Sayın Çevik'i eleştirdiğimiz yazılarımızdan sonra menfi yorumlarda bir artış oldu. Öncelikle altını çizmek istediğim bir husus var; eleştirimiz Sayın Çevik'in şahsına yönelik değildir. Ben Sayın Başbakanımızı beğeniyorum. Eleştirilerim O'nun görüşlerine Sayın Çevik'in değer vermemesinden kaynaklanıyor. Yoksa kendisiyle ne kişisel bir husumetim ne de çıkar ilişkim var. Birbirimizi tanımayız karşı karşıya gelmişliğimiz de yoktur. Benim görüşlerim olabileceği gibi Sayın Çevik'inde düşündükleri vardır ve onları uygulayacaktır. Fakir, bundan Konya kaybetmesin, Konya yara almasın kaygısındadır. Sorsanız Çevik'e O'da Konya için başkan oldum diyecektir... Siyaset böyle bir şey. Biz neden beceremedik; kıvırmayıp lafımızı dik dik söylediğimiz için. Karşılaşacaklarımızı göze almadığımızı sananlar varsa yanılıyorlar, sonuna kadar lafımızın arkasında durmayacak olsak burada ne işimiz var?
Aşık Veysel misali bizim sadık yarimiz okurlarımızdır, okur-yazarlarımızdır. Her ne kadar sürç-i lisan ettiysek affola...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.