En büyük talih kuşu İslamiyeti bilmektir

Düşünmek, insana acıdan başka bir şey vermez. Buna rağmen hala düşüncenin loş dehlizlerini kendimize mesken tutuyorsak, daha iyi ve daha soylu yaşamak için ona duyduğumuz ihtiyaçtandır. Her gün yüzümüze yeni çizgiler ekliyor ya da mevcut olanları biraz daha derinleştiriyor olsa da, insan doğasını ve bilincini henüz yitirmemiş olanlarımız için, düşünmek tüm onurlu eylemlerimizin başını çeker. 
    Sonsuz gençlik için doğal ve yapay yollar arayışına karşıtlık içinde kaçınılmaz yaşlılık, ölümsüzlük arayışına karşıtlık içinde kaçınılmaz ölüm, sınırsız bir özgürlük arayışına karşıtlık içinde fiziksel yasalar ve toplumsal kurallar adına zorunlu tutsaklık, sınırsız gereksinimler ve düşlere karşıtlık içinde ise oransal yoksulluk gerçekleri ile karşı karşıyayız.
 
 Düşünüyorsam eğer, varoluşsal acılarımla yüzleşiyorum demektir. Bunlarla yüzleştiği halde intihar kavramını anımsamayan birileri varsa aramızda, onlar ya sahici ve derinlemesine düşünmeyen kimselerdir ya da güçlü bir teselli kaynağına sahiptirler. Başka bir deyişle, düşündüğü halde beynini kemirip duran varoluşsal acılarına teskin edici yanıtlar bulamamış olan birinin özellikle dünyadan kam alma yaşını geçtikten sonra intihar etmeye niyetlenmemesi normal bir davranış olarak görülemez.
 
 İşte tam da bu noktada, dinin yaşam için ne denli önemli bir öğe ve koşul olduğu gerçeği ortaya çıkmaktadır; ancak desteksiz ve içi boş bir avuntudan söz etmiyorum. Gerçekten Allah’ın sözlerine dayanan İslamiyet’in temelde insanın doğal acılarına yanıt vermek üzere gönderilmiş sahici ve doyurucu bir tanrısal ileti olduğu, böylelikle anlamsız ve gereksiz hale getirdiği intihar eylemini yasaklamış olduğu noktası ile ilgilenmekte yarar görüyorum. Şayet dinimiz “dünya-ahiret bütünlüğü” ekseninde intiharı anlamsızlaştırmamış ve yasaklamamış olsaydı, bugün pek çoğumuz hayatta olmayabilirdi. İslamiyet yeryüzünde yemyeşil hayat bitirmek ve yaşadığımız hayatı Allah ve sevdikleri ile birliktelik içinde sonsuzlaştırmak için bağışlanmıştır. O, gereksinim ve düşleriyle sınırsız, ancak olanca varlıkları ile bile sınırlı ve yoksul olan biz zavallı fanilerin başına konabilecek en büyük talih kuşudur. Çünkü bize, zamansal ve mekansal sınırları olmayan bir “özgürlükler ve nimetler ülkesi”nin bilgisini ile müjdesini vermektedir.
 
 Gençliğin ışıltıları ve düşlerinizle sarhoş halde gezerken o malum acılardan bihaber olabilirsiniz; ama onlar hiç kimseye çok uzak olmayan bir gelecekte sizi de kıskıvrak yakalayacaktır. Kendinize sormanız gereken soru, engelsizce gelip çatacak olan o vakit ne yapacağımız konusunda duygusal ve düşünsel bir hazırlığımızın olup olmadığıdır… 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mert Aslan Arşivi