
Ali Demirayak
KÜRTAJ VE EVRİM TEORİSİ!
Yayınlanma:
Sayın başbakan insan yaşamı için çok önemli bir konuya parmak bastı.
Kürtaj.
Ana rahminde cenin oluşmaya başladığı andan itibaren o bedenin sahibi artık bir kişi değil iki kişidir, kimse o cana kıyma hakkını kendinde göremez.
Çünkü bebek canlıdır ve öldürülemez.
Bunu söyler söylemez malum retçi grup kuyruğuna basılmış gibi aynı anda ses çıkarmaya başladılar.
Sen buna karışamazsın!
Sen kimsin!
Bu beden benim istediğimi yaparım! gibi daha neler, neler sıraladılar…
Her ne hikmetse bu hükümet herhangi bir konuda bir karar açıklasa hep aynı gruptan olmaz, oldurmayız, yapamazsın sesleri yükseliyor.
Anlamadığım konu ise bu zevat insan hakları diye köprü altına sıkışmış bir köpek için dünyayı ayağa kaldırır, bir mazgala düşen kedi için belediye başkanından tutun, o bölgede yaşayan herkesi insafsızlıkla yargılayarak isyan ederler.
Güya etrafa İnsanlık dersi verirler.
Amaç:
Hayvanlar ölmesin!
Feryat figan öyle yüksek sesle ifade edilir ki, Sanki başkaları önüne gelen hayvanın Kuyruğunu kulağını kesip, kellesini koparıyor sanırsınız.
Hayvanların ölmesini kim ister, kim kıyar dilsiz hayvana.
Kadın hakları konusunda iki laf etseniz yine kuyruklarına basıldığını anlarlar ve yine aynı ağızlardan yüksek perdeden sesler yükselir.
Kadın haklarından siz ne anlarsınız diyerek, onun haklarını ancak biz belirleriz tarzında her kanaldan ayrı ayrı ahkam keserler.
Bizde hep merak eder dururuz ve bu kadın hakları konusunda hassas çağdaş işbirlikçilere sorarız,
Kardeşim bir araba fuarında her arabanın kaputunun üzerine yarı çıplak bir bayanı oturtmaktaki maksat ne ola ki?
Kadının arabanın kaputunda ki rolü nedir?
Bu Bir kadın teşhirciliği değil mi?
Bu hareket kadını kullanmak değil mi?
Nerede kadının hakları?
Cevap hazır: Efendim bu beden benim istediğim gibi kullanırım!
Yok böyle bir şey.
Edep diye bir şey var, toplum ahlakı diye bir şey var, çoluk var çocuk var.
Kimse yatağını sokağa seremez!
Bir zamanlar Refah Partisi iktidar olmuş, Büyükşehir belediyelerinin bir çoğunun belediye başkanlıklarını kazanmışlardı.
O zamanın siyasileri ve belediye başkanları dediler ki;
Biz genel evleri kapatacağız, kadınlarımızı bu pislikten kurtaracağız, onlara hak ettikleri bir yaşam şekli temin edeceğiz, Onlar da sonuçta bu toplum da bir anne, kız kardeş, abla, hala, teyze, onlar da insan..
Ama ne mümkün!
O gün genelevlerin kapatamazsınız diye Dünyayı ayağa kaldırdılar.
O günkü başkanları çağdışı ilan ettiler,
Kadın özgürdür dediler,
Hepsi bir anda genelev savunucusu oluverdi.
Bu beden benim, istediğim gibi kullanırım dediler…
Ben hatırlıyorum da yine o günlerde de ekranlarda kedi, köpek kurtarma operasyonlarının geniş haberleri veriliyordu.
Çağdaşlığın göstergesiydi sanki köpek kurtarma..
Arkasından zina yasak olmaktan çıktı, gayri ahlaki ilişkiler serbest hale getirildi, sonuçsa istenmeyen çocuklar.
Şimdi ise konu KÜRTAJ..
Konuya bahis olan Köpek canı değil, insan canı.
Talep edilen şey, insanlar ölmesin, öldürülmesin.
Hiç kimse kimsenin canına kast edemez, İnsan hayatı kutsaldır.
Ama o meşhur bildik dernekler ve onların sözcüsü gazete ve köşe yazarları, kadın haklarından yine kadının bedeninden söz etmeye başladılar kürtaja karşı özgürlük istediler. Üç dakikalık zevki için karnındaki bebeğine ölüm emri veren kadının hangi ahlaki tarafını kim ne için savunur vallahi anlamakta zorluk çekiyorum.
Sormak geliyor insanın içinden;
Köpeklerin yaşaması için yırtınan çağdaş insanlar(!)
İnsan hayatı için neden olumsuz tavır takınıyorsunuz? İnsanın insan olarak üremesinden neden rahatsız oluyorsunuz?
Bize, hiç anlamasam da, yıllarca evrim teorisinden bahsettiler.
Acaba evrimleşmek dedikleri bu mu ki?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.