Hırka ve Lokma

İslam Tasavvuf anlayışında önemli bir noktadır “Bir hırka, bir lokma” anlayışı. Üzerinde yıllardır tartışıla gelmiş bu yaklaşımın İslam’ın ruhu göz önüne alındığında, denge ve vasat halde olma ile doğrulanabileceği kanaatindeyim. Esasen insana yaşaması için zaruri ihtiyaçlarının karşılanması yeterli olacaktır. Bu zaruri ihtiyaçların başında beslenme ve giyinme gelmektedir. Hırka ve lokma bu iki zaruri ihtiyacı anlatan bir derinlik taşırlar.

Bugün okullarda öğretilen zorunlu ihtiyaçlar yukarıda bahsi geçen beslenme ve giyinme ile birlikte barınmadır. İleriki öğretim aşamalarında bu tanımdan yola çıkılarak “ekonomi” tanımı da yapılır. Ekonomiyi, “Sınırsız ihtiyaçların sınırlı kaynaklardan sağlanması faaliyet” olarak tanımlayan günümüz dünyası belki de evvel emirde hatalı bir başlangıç yapmıştır. Yine okullarda özellikle enerji kaynaklarının bitebilecek olduğu, bu kaynakların sonlu olduğu ve bu nedenle var olan kaynakların tasarruflu kullanılması gerektiği belirtilir. Yani, insanoğlunun sınırsız ihtiyaçları sınırlı kaynaklarla karşılanmalı, bunun için tasarruf edilmeli mesajı verilerek eğitim süreci yürütülür.

Kaynakların sınırlı olduğu yaklaşımı, milyonlarca yıldır insana yeten dünyanın varlığı ile tezat değil midir? Yakın zamana kadar bilinmeyen doğal gaz, taze bir enerji kaynağı olarak kullanılıyor olmasına rağmen biteceği konuşuluyor nedense. Yarın, başka bir kaynak bulunmayacağını da kimse söyleyemez. Yenilenebilir enerji kaynakları, güneşin muazzam yapısı, keşfedilmemiş madenler ve özellikleri her an yeni bir kaynak elde edebileceğimizi gösteriyor.

Dünya’yı ve Dünya’nın içinde bulunduğu sistemi mükemmel yaratan Allah (cc) için “kaynakları sınırlı yaratmak” muhaldir. Onun gücünde, zihnimizin alamayacağı kadar çok dünyaya yetecek kaynak yaratmak basittir. Nitekim İbrahim Suresinde ‘Allah’ın nimetlerini saymaya kakışsanız sayamazsınız.’ İfadesi bunun en güzel kanıtıdır. Bu durumda,” kaynaklar bitebilir insanın ise sınırı yoktur o yüzden tasarruflu ol, israf etme” yaklaşımı yerine kaynaklar sınırsızdır ancak insan kendine sınır koymalıdır, ihtiyaçlar sonsuz gibi görünse de bu fiziki olarak mümkün değildir, bunu bilerek tüket ve buna göre yaşa” demek çok daha isabetli olacaktır.

Sınırlı ihtiyaç, sınırsız kaynak; bu yaklaşım insana aynı zamanda psikolojik bir rahatlama da getirir kanısındayım. Benim ihtiyaç duyduğuma elbet ulaşabilirim düşüncesi çalışmayı ancak ezmemeyi, haksızlık yapmamayı sağlar değil mi?

Bu yazıya nereden başladık? Geçen yıl bir haberi arşiv için saklamışım; Ekim 2011 tarihli bir araştırmaya göre, lüks tüketim sektörü krize rağmen yüzde 13 (on üç) civarında büyüme göstermiş. Bir yıl bile geçmedi, lüks tüketim sektörü canlanarak ve hacmini artırarak devam ediyormuş. Radyodaki haberi söylüyorum. Zaten malum arama motoruna da yazınca veriler geliyor ekrana.

Lüks tüketim sektörünün artması demek sınırsız ihtiyaçları olduğunu düşünen insanların, bitmekte ve tükenmekte olan sınırlı kaynakları bir an önce paylaşmaya niyet etmeleri demektir sanırım. “Lüks tüketim nedir?” diye soranlar varsa, lüks tüketim vergisi hangi ürünlerden alınıyor, bir baksınlar derim.

Peki, hırka ve lokma bu işin neresinde? O da Müslümanların derdi olmalı. Kimilerinin anladığı gibi bir kenara çekilip beklemek ve silinmektir demiyorum. Tam tersi, Müslüman üstündür. Üsttür. Müslüman’ın kıymetli ve ederi olan bir kişiliği vardır. Durmayı, miskinliği, tembelliği kendinden uzakta gören kişidir Müslüman. Azizdir, çalışmayı da aziz bilir. O yüzden ruhban sınıfı yoktur. Hayatın tam da ortasında kendi kimlik ve kişiliğini, yaşama yansıtarak varlığını devam ettiren kişidir Müslüman. Bu nedenle, hırka ve lokma, dengenin, vasatın, ortanın sembolüdür. Evin önündeki ırmaktan abdest alırken, israf etmeyen kişidir Müslüman. Şu durumda, oturduğumuz evlerden, bindiğimiz arabalara, soframızda artan ekmekten, harcadığımız vakte kadar kişiliğimize uygun bir anlayışı kabul ettirmenin çabası içinde olmalıyız.

Babaannem şöyle dua ederdi: “Rabbim, çok verip azdırma, az verip şaşırtma.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hakan Bahçeci Arşivi