Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu

Kördüğüm gibi

Türkiye’de eğitim sisteminin değişmesini tartışırken temel bir konuyu atlıyoruz bence. O da okumak ve okutmak.
Gündemin sığ ve kuşatıcı gündeminin dışına çıkmak bugünlerde pek mümkün değil. Siz her ne kadar dışarıda kalmak isteseniz de, bir güç sizi olayların içine atıveriyor.Ancak bu kesintisiz devam eden gündemin dışında bam başka ve mutlaka uğranılması gereken başka bir hayat var. İşte o hayat bir okuma bir hissetme hayatı.
Son günlerde gördüğüm üç önemli kitap. Ortak özellikleri aynı yayınevinden çıkmış olmaları. Benim açımdan bu ancak bir rastlantı. Mola Kitap, Konya’da bir yayınevi. Ancak ne güzel kitaplar yayınlamış bizden habersiz. Biz habersiz!
Mert Aslan iddiası olmadan iddialı eserler ortaya koyan yeni nesil bir yazar. Güllerin Efendisi kitabı bence hak etiği ilgili görmedi okur çevrelerinden. Ancak o durmadan usanmadan yeni ürünler ortaya koymaya devam ediyor.  Son romanı, “Cennette iki yıl”.  Gerçek bir yaşam öyküsüne dayanan bu romanını Mert Aslan, kahramanı annesi ve değerli babası olmak üzere, parasız ve pazarlıksız tüm aşklara adıyor.

Güzel bir Türkçe ve hemen sizi içine alan bir roman. Tekrarı bol TV dizilerinden çok sıkılmışlara Cennette iki yıl iyi gelecektir. Bir hafta dizi beklemeden bitireceğinize emin olun!

Mola Kitap’tan çıkan ve müthiş tasvir ve tanımlamaları olan ve  Peygamberimizi anlatan “Aşkın Peygamberi” kitabının yazarı Eda Bildek. Oldukça yetenekli ve gelecekte çok önemli eserlere imza atması sürpriz olmayacak Bildek’in Aşkın Peygamberi kitabını mutlaka okumalısınız. Diyor ki girişinde; Hakikati bulan kişiler başkaları öyle düşünmüyor diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa, hem çaresiz hem ruhsuzdur.  Hikmetleri kelimelerin kalplerine indiren ve onlara güç veren Allah’a hamd olsun”
Herkesin duyması gereken şu cümleleri mesela unutmaması gerekir eşlerin ve dahi potansiyel eşlerin;

“Hz. Aişe Peygamberimizle (AS) yeni evlenmişti. Eşinin kendisini sevip sevmediğini merak etmekteydi ya da kendisini ne kadar ve nasıl sevdiğini…

Hz. Aişe bu düşüncesini Peygamber efendimizle konuşmadan edemedi. Ey Allah’ın Resulu (as) beni seviyor musun? Evet ya Aişe, tabi seviyorum!

Hz. Aişe dahasını da merak ediyordu, acaba nasıl seviyordu? Hemen sordu; Beni nasıl seviyorsun?.

Peygamber Efendimiz sevgi şeklini tanımladı eşine; “Kördüğüm gibi.”
Bu cevap Hz. Aişe’yi çok sevindirdi, çünkü kördüğüm açılmazdı. Açılmayan, bitmeyen sırlı bir sevgi demekti.

Alacağı cevap O’nu çok mutlu ettiği için Hz. Aişe sık sık sorardı; Ey Allah’ın Resulü kördüğüm ne alemde?

Peygamberimiz, Hz. Aişe’yi memnun eden cevabı verirdi her defasında; “İlk günkü gibi”
Adem’in bağışlanmasına sebep olan isim, Yakup’un Yusuf’a varmak için aracı kıldığı isim, kainatın var olmasına sebep olan isim, Yusuf’u kuyudan, ihtirastan, zulümden koruyan boynundaki muskada yazılı olan isim; İbrahim’in oğlu olan onurlu isim kaslındı bir tek!
Gözlerini yumdu. Kalbine dokundu ve “Muhammed” dedi yazıcı!
Eda Bildek’in diğer bir kitabı; “Fetih1453”  Yazar kitabına, Fatih Sultan Mehmet Han’ın  “Benim gücümün ulaştığı yere sizin hayalleriniz bile ulaşamaz” cümlesiyle başlıyor.

Sağ yanımda sular, sol yanımda aşk. Üstümde bulut.Refakatimde fethi müjdeleyen Akşemseddin’in sesi, içimde şehla bakışlarının dokunduğu kuyu” cümleleriyle bitiriyor.

Kitabın başı ve sonu böyle ama enfes bir anlatışla dolu birde içi var.

Okumak gerek yazmak için, okumak gerek dinlenmek için, okumak gerek yaşamak için…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi