Bu konu çoğu kez gündemimize geldi, kanaatimizi paylaştık. Konya’ya yeni üniversiteler kurulması ilk kez bu çapta masaya yatırıldı ve sonuçta alındı.
Konya milletvekili Sami Güçlü’nün çabasıyla bir araya gelen Konya protokolü ve programa Ankara’dan katılan YÖK, DPT, MEB temsilcileri ile üniversite konusu enine boyuna konuşuldu.
Selçuk Üniversitesinin ev sahipliği yaptığı toplantıda Konya’ya yeni üniversitelerin neden gerekli olduğunu dile getiren Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek, genç ve kaliteli bir şehir nüfusu için yeni üniversitelerin kaçınılmaz olduğu kanaatinde.
Halen üniversite dosyaları YÖK’te bulunup karar aşamasında olan Konya Ticaret Odası Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi ile, Mehir Vakfı’nın Konya Bilim ve Teknoloji üniversitelerinin mini tanıtımlarından anlıyoruz ki, her iki üniversitede şartları yerine getirip sadece onay beklemekte.
Özellikle Bakanlık ve DPT temsilcilerinin Konya’ya açılacak üniversiteler konusunda oldukça istekli olmaları önemli bir kazanç. Her iki kurumunda temel beklentisi eğitim kalitenin artması ve Türkiye’nin üniversite oranının yükseltilmesi. Gerçektende Türkiye gelişmiş ülkelere göre üniversite oranlarında oldukça gerilerde iken Konya’da nüfus ve diğer şartlar göz önüne alındığında Türkiye ortalamasının gerisinde.
Şöyle genel hatlarıyla rakamlara bakarsak; Mesela Amerika’da toplam 4 bin üniversite var, Türkiye’de bu sayı 31’i vakıf 84’ü devlet toplam 115. Nüfus kıyaslaması ile Türkiye’nin sahip olması gereken üniversite sayısı 800’ü buluyor, şimdikinin nerdeyse 8 katı. Hal böyle olunca yeni üniversitelerin ısrarla tavsiye edilmesi gerekirken, maalesef iş bürokrasiyle olabildiğince zorlaştırılmış.
Konya’da YÖK’e başvuran her iki kurumda çok uzun zamandır açılma teyidi bekliyor. Ancak buna nasıl bir isim bulacaksak (Akademik oligarşimi, Pastayı paylaşmamak mı, Anadolu’nun gelişmesini engellemek mi) ne dersek diyelim, bir türlü geçerli izin alınamadı.
Nihayetinde devlet ortaöğretimde özel okul kavramını desteklerken, yüksek öğretimde bunun engellenmesi, ya da yavaşlatılması nasıl algılanabilir ki. Nasıl algılanacağı ile ilgili şimdi çok uzun sözler söylemek gerek ama en iyisi susmak.
Dünya ile rekabet halindesiniz ancak yüksek öğrenimde, kendi halkınızın eğitim almasını engellemek için elinizden geleni yapıyorsunuz. Bu nasıl bir yurttaşlık nasıl vatanseverliktir? İşte böyledir. Adı vatanseverliktir de işlevi kendinden başkasına yaşam hakkı vermemektir.
Toplantının önemli mesajları bu işe gerçekten önem veren işadamlarından geldi. Özellikle Tahir Büyükhelvacıgil’in “Bu ülke sanayicisinin farkında değil ve sanayici bu şehirde hak ettiği ilgiyi görmüyor” serzenişleri ne kadar haklı. Her gün gazete sayfalarında kalifiye eleman arayan ilanları gördükçe sizin de içiniz burkuluyordur.
Konya Şeker ve Pankobirlik başkanı Recep Konuk ise güç birliği ile bu konuda ne yapılması gerekiyorsa yapalım derken, İstanbul’daki 27 Ankara’daki 10 üniversiteye gönderme yaparak biz sadece tek üniversiteyi mi hak ediyoruz serzenişini dile getirdi.
İttifak Holding Başkanı Seyit Mehmet Buğa ise günün sözünü söyleyerek mesajını verdi; YÖK üniversite için izin versin de kime verirse versin, biz Konya’ya üniversite kuran herkese destek oluruz ifadeleriyle bu konuda Konya’nın birlikte hareket ettiğinin somut işaretini gösterdi.
Hemen her konuşmacının sözleri önemliydi. Burada hepsinden bahsetme imkanımız maalesef yok. İşi üzerine vazife alan ve geçmiş tecrübeleriyle anfide hocalık tecrübesini gösteren Sami Güçlü, Konya’nın önemli bir konusunu en üst düzeyde ele almakla çok iyi etti.
Bundan sonra yapılacak iş Konya’nın yeni üniversiteleri için topyekun hareket etmek. Bunu da kimse esirgemez sanırım.
Mevlana diyor ki; Akarsu neredeyse orası yeşerir; nerede gözyaşı dökülürse, oraya rahmet iner.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.