DİNDAR GENÇLİK..

                Nereden, nereye geldik.
 Daha düne kadar onuncu yıl marşını söylemek ilericilik gösterisi gibi algılanıyordu, şimdi neredeyse gericiliğin simgesi gibi bakılıyor.
 Geçen yıllarda 19 mayıs gösterilerinde genç kızların giyecekleri eteklerin diz boyu ölçüsü manşetlerden ilan edilirdi, buna itiraz edenler gerici, yobaz olarak yaftalanırdı. Şimdi ise daha medeni ve kapalı alanlarda kutlamaların yapılması konuşuluyor.

               Hiç unutmam bir televizyon kanalı namaz kılan gençlerimizi ana haber bültenlerine taşımış ve işte yakaladık der gibi haber yapmış, laik bir ülkenin milli eğitiminde öğrenci olan Müslüman gençlerin namaz kılmalarını suç unsuru olarak değerlendirmişti.

Daha önceleri namaz  kılmak için yer talep ettiğimizde yüzümüze bakmayan, Her şeyi parayla satan, yaşam merkezleri diye adlandırılan bazı yabancı alışveriş merkezleri dahi, şimdilerde kimsenin göremeyeceği alt katlara  mescit açıp, güya Müslümanların ihtiyaçlarını karşılayarak, onları AVM’lere çekmek için,  namaz satmaya başladılar...

           28 şubat sürecinde muhafazakar insanların evlerine yapılan baskınlarda; ele geçirilen deliller diye takke, tesbih, Kuran-ı Kerim ve rahleler gösterilirdi. Okullarımızda, Çocuklara cinsel eğitimin ilkokul çağlarında ders olarak okutulması teklif edilmiş, din dersleri mecburi ders olarak okutulması mahalle baskısı sayılmış, din dersleri seçmeli ders olarak okutulmaya başlatılmıştı. Şimdilerde bu isteklerde rafa kalkmış gözüküyor.

                Bir tarafta haydi kızlar okula diye kampanyalar başlatılırken, diğer taraftan Üniversitelerdeki başörtülü Müslüman kızlar okullara alınmayarak eğitimleri engellenmiş, ikna odaları kurulmuş, yüzlerce genç kız okullarından ayrılmak zorunda bırakılmıştı. O günlerde kapılarda nöbet tutan rektörler, daha şimdilerde asli görevlerini yapar oldular.

Cumhuriyetin Kuruluşundan başlayarak günümüze kadar devam eden, Cumhuriyet Halk Partisi’nin de desteğiyle devam eden bu din baskısı ve dindar gençlere yapılan zulüm artık kırılmaya başladı.

                En son Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “DİNDAR GENÇLİK YETİŞTİRECEĞİZ” ifadesi Müslümanların yüreğine su serperken, din düşmanı laikler tarafından büyük tepkiyle karşılandı. Yeryüzünde yaşamanın gayesini, Allaha iman olarak görenlerle, Alemler kurulduğundan beri Allaha ve onun emirlerine karşı,  belli bir zamana kadar izin verilmiş şeytanla ortak hareket edenler,  yine itiraz ederek görevlerini yapmaya başladılar.

                Aslında, dine karşı bu tür karşı duruşlar, her devirde yaşanmış karşı duruşların aynısı ve tıpkısı. Değişen sadece zaman ve kişilerdir. Bundan dolayı din sahipleri, son yaşanan din karşıtlığını doğal karşıladılar. Yeryüzünde, Hak ve batıl, her zaman karşı karşıya gelmiştir. Müslümanlar bu tür olaylar karşısında Allahın Kuran’da belirttiği “Hak geldi batıl zail oldu” ayetinden güç alırlar.

                Son yıllarda Ak Partinin geliştirdiği “Halka ve Hakka” hizmet anlayışıyla yaptığı siyaset Türkiye’de zemin bulmaya başladı. Dünyada esrar, eroin, hap ve içkilerle uyuşturulan ve yok olmaya yüz tutmuş, çürümüş bir geçliğin karşısında dimdik ayakta duran, tarihini ve inancını omuzlarında gururla taşıyacak bir Türk gençliği hepimizin ortak dileğidir.

                Çalmayan, çaldırmayan, her beş vakit Allahın huzuruna çıkarak namazını kılan, Cömertlikte önde giden Anne ve babasına itaat ve sevgi gösteren, vatanını ve milletini seven, Hakkı üstün tutup haksızlığa karşı savaşan, Komşusu açken tok yatmayan, Allah’ı ve Peygamberi seven bir gençten kime ne zarar gelir.

                Başbakanımıza bu konuda destek vermemiz gerektiğine inanıyorum. Onun,“Dindar gençlik yetiştireceğiz” ifadesinin, en çok Ak Gençlik  tarafından destek görmesiyle bir anlam kazanacağına inanıyorum. Bildiğimiz üzere her siyasi partinin bir gençlik teşkilatı var. Hatta 1980 öncesi Türk siyasetini, partilerin bu gençlik teşkilatları yönlendirirdi.

*Akıncılar,

*Ülkücüler,
 *Solcular,
 *Mücadeleciler,
 *Alperen ocakları
 *Milli gençlik teşkilatları,
 *Devrimci gençlik.

               Yukarda saydığım ve daha nice gençlik teşkilatları kendi ideolojilerini hayata geçirebilmek için yıllarca mücadele ettiler, kimi faşizm ile, kimi kapitalizm ile, kimisi kominizim ile, kimi de din ile. Hatta bu uğurda birçok gencimiz, inandığı değerler noktasında hayatlarını feda ettiler. 

21. Yüzyılda, bilgi çağındayız.  Başbakanımızın Dindar gençlik çağrısına ilk olarak Ak Parti gençliğinin sahip çıkarak destek vermesini bekliyorum. Tayyip bey’in bu çok önemli çağrısına, toplantılar, paneller, açık oturumlar v.b etkinliklerle gençlerimizi, “Dindar gençlik” bayrağı altına toplamamız gerekiyor.

Gençliğimize destek açısından, Ak partinin düzenlediği siyaset akademisi kurslarına Dindar gençlik derslerinin de ilave edilmesini yetkililerden  talep ediyorum. Eskiden bizler Konya’da bu tür çalışmaları kendi imkanlarımızla yapardık. Okul harçlıklarımızdan biriktirdiğimiz paralarla, sedirler, Araplar, saman pazarı ve uluırmak mahallelerinde, pek kullanılmayan evleri kiralar, dini bilgisi yüksek ağabeylerimizi buralara davet eder,  bizlere burada “Dindar gençlik” dersleri vermelerini sağlardık. Onlarda bizim bu taleplerimizi hiç karşılık beklemeden seve, seve kabul ederlerdi.

Tabi ki, dindar gençlik yetiştirmek için bu günde yapılacak mücadeleler, öyle çok kolay  mücadeleler olmayacak, bunun için gerçekten başbakanımıza yakışan,  gençlik teşkilatlarının büyük çabası gerekecek. Ak Parti gençliğinin her konuda olduğu gibi bu konuda da büyük başarılara imza atacağına inanıyorum.

İnanıyorum çünkü bu gün imkanlar daha geniş,  Şayet gençlerimiz ola ki siyaset akademilerinde ders alma imkanı bulamaz ise, eski mücahit arkadaşlarımızdan zengin olup ta şu anda müteahhitlik yapan bir çok tanıdıklarımız il teşkilatlarında görev yapıyor,  Siyaseti Allah rızası için yaptıklarını her fırsatta ifade eden bu arkadaşlarımız,  gençlerimize hemen bir ev döşeyip, ilk dersi,de kendilerinin vereceğine kalp den inanıyorum.

Karşılığında dünyalık bir beklentisi olmayan, bu davaya gönül veren, yıllarca, Hak yol İslam, Tek yol İslam diyerek İmam hatip liselerinde mücadele vermiş bu zengin ağabeylere, gençlerimiz için yapacakları bu fedakar hizmetlerinden dolayı  şimdiden huzurunuzda teşekkür ediyorum.

Genel başkan Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından, öncelikle  Ak parti gençliğine tevdi edilen bu görev,  Ak parti gençliğinin  omuzlarında hak ettiği yere oturacaktır.  Çünkü bu yol, Müslüman’ın davasıdır, ve bu davanın bu günkü sahibi Ak Gençliktir.       Ak gençliği Allah yoluna yönlendirmek  ona destek vermek ise her Müslüman’ın birincil görevidir..

Yıllardır yüzüstü sürünen bu davayı, ayağa kaldırma görevi, ünlü şairimiz Necip Fazıl Kısakürek tarafından,  Sakarya şiirinde sizlere yıllar öncesinden vermiş bile…

İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su;
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.

Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek;
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?
 Kafdağı’nı assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!
 Sakarya, saf çocuğu, masum Anadolu’nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!
 Sen ve ben, gözyaşıyla ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!
 Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kıvrıl, ben gideyim, son Peygamber kılavuz!
 Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya;
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya! ..
 
 Necip Fazıl Kısakürek

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Demirayak Arşivi