
Ali Demirayak
Defne Joy Foster
Yayınlanma:
Kadın hem evli hem de iki yaşında çocuğu var, yani o bir anne, hem de saat gecenin üçü ve sevgilisinin kucağında vede içkili vede astım hastası. Aslında kucaktan kucağa atılacak değil,şefkatle başı okşanacak ilacı verilecek,sağlığına itina edilecek bir konumda.Ama bizim popstar laiklerimiz öyle demiyor.
İçkinin günahlığını yargılamıyor,
Sen nasıl annesin demiyor,
Sen nasıl bir eşsin demiyor,
Kıpır kıpırdı diyorlar,
Çok hareketliydi diyorlar.
Şimdi acılılar içindeler,
İsyan ediyorlar.
Nedenmi?
Aslında kendilerini çok eğlendirdiğinden bahsetmek istiyorlar.
Çünkü mutlu oldukları ellerindeki oyuncakları, ellerinden alındı, neşeleri yarım kaldı, eğlencelerine katık yaptıkları bal kavanozu kırıldı.
İsyanları ona.
Hiç kimse Defne Joy Foster’in ortaya çıkan yaşantısından bahsetmiyor, onun bir anne olduğunu kimse hatırlamıyor, umurlarında da değil zaten.
Onlar için iyi dans eden, iyi kıvıran bir oyuncakları yok oldu,
Acıları ona.
Aradan birkaç gün geçsin hele, onlar zaten kendilerine yeni oyuncaklar bulurlar.
Ama hiç kimse o adı dahi zikredilmeyen tatlımı tatlı ana kuzusuna kesinlikle bir anne bulamaz.
Ona hiç kimse gerçek anne de olamaz.
Bu zevatın öyle bir kaygısıda yok zaten
Öyle olsaydı biri çıkar bu çocuğun akıbeti ne olacak diye bir soru sorardı.İki yaşında bebeği olan anne neden saat üçlerde bilmem kimin evinde içkili halde olur diye akıllarında bir soru işareti olurdu.
Laik yaşam tarzı bu sorulara engel olabilir belki,
Ama Annelik adına bu sorular sorulamazmı?
Sorulur elbet.
Başka sorularda sorulur.
Yıllardır içki bütün kötülüklerin anasıdır diyen bizim hocalarımız değil mi?
Kuran’da içkinin ve zinanın haram olduğunu din alimlerimiz hep söylemezler mi?
Bunların Allah’ın emirleri olduğunu her Müslüman bilmez mi?
Bunlar Kuran’da yazmaz mı?
Yazar…
Mevtanın yaşamı hakkında iki laf edeyim desen anında karalama kampanyası başlatır aynı zevat.
Hemen denir ki: ayıp, sizin zaten ölüye de saygınız yok.
Allah’ın emirlerini telkin edenlere gerici derler, yobaz derler onları kendi yaşam alanlarına da sokmazlar, hor görürler. Vefat edip hareketsiz kalınca da yobaz telakki ettikleri imamların önüne getirirler.Hadi görevini yap.
Ne görevi?
Oku işte ne bileyim ben, sen devlet memuru değil misin?
Maaşını benim verdiğim vergilerle alıyorsun mecbur okuyacaksın der gibi. Elbette namazda kılınsın duası da yapılsın, ama bu iki yüzlülüğü anlayamadım ben hiç. Cami önüne toplanıp o taktıkları koca koca kapkara gözlüklerin arkasındaki kara düşünceyi çözemedim bir türlü.
‘Bu bizim hayatımız sana ne?’ diyemez kimse.
Bir yaşlı amca gördüm televizyonda mikrofona konuşuyor: Ta Edirneden geldim çok seviyordum onu diyor. Bir başka kişiye uzanıyor mikrofon daha ilköğretim yaşlarında bir kız çocuğu. Oda çok seviyordum onu diyor, gözlerinden yaş akıyor.
Anlaşılan yediden yetmişe herkese örnek olmuş bu kızımız!
Sormak istiyorum ;
Defne joy Foster’in ortaya çıkan hayatı Türk milleti için örnek alınacak bir hayat mı?:
Hangi anne baba kendi kızına Foster’in hayatını örnek almasını ister.
Evli bir bayanın şansına kim kalırsa onun evine gitmesi normal mi?
Normal değil tabiki.
İki yaşında bir bebeğin anne sevgisine gecenin bir yarısında ihtiyacı olmayacağını bana kimse söyleyemez.
Cennete uçtu diyor bir başkası o malum mikrofona.
Nasıl bir cennetse bu?
Her geleni bağrına basıyor,
Dans pisti de var mı acaba orada?
Hiç kusura bakmayın, yaşanan bu hayatın karşılığında elde edilen cennet, (sizin kafanızdaki nasıl bir cennetse) Ben sizinle aynı cennette olmak istemiyorum.
Lanet olsun böyle hayata.
İçkiye, kumara, beyazzehire.
Gecenin üçüne lanet olsun.
Lanet olsun sizin dans diye yaptığınız rezilliğe.
Bu hayatı ekranlara taşıyanlara
İki yaşında başlayan yalnızlığa,
Paparaziliğe,
Lanet olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.