
Lokman Koyuncuoğlu
Başka bir açıdan Mustafa
Yayınlanma:
Hayati önem taşıyan konular uzun uzun tartışılmayı ve çözüm yolları bulmayı beklerken, yine Türkiye’ye özgü bir durum ortaya çıktı. İki alakasız konu birden gündemimize damdan düşer gibi giriverdi. Biri Hüseyin Üzmez vakıası, diğeri de Mustafa filmi.
Şimdilik Hüseyin Üzmez’le ilgili bir şey demeyelim ancak Cuma günü Konya siyasileri ve gazeteci arkadaşlarla seyrettiğimiz Mustafa filmi üzerine birkaç kelam edebiliriz. Bir film üzerinde bu kadar çok konuşulmasını görünce ya yapımda ya da senaryoda etkileyici unsurlar olduğunu düşünürsünüz. Bende biraz bu duygularla gittim açıkçası filme. Ancak yakın geçmişte birazda zorla okuduğum “Şu çılgın Türkler” benzeri bir kahramanlık yapıtı beklediğimi itiraf etmeliyim. Böyle bir şey olamadığını tümüyle bir hayat anlatıldığını bilmelisiniz.
Hep film diyorum ancak bu yapım için iyi bir televizyon belgeseli tanımı yapılmalı. Özellikle ilk bölüm tümüyle belgesel formatında çekilmiş. Devamındaki esintiler daha derli toplu bir görüntü çiziyor ama yapımı belgesellikten kurtaramıyor.
Bu yapımın Türkiye’de tartışmaya sebep olan yanları ise oldukça önemli. Daha film vizyona girmeden yapılan sponsorluk tartışması güncelliğini hala koruyor. Özellikle Turkcell ve Doğan Medya Grubu tartışmasının geçmişte birazda zorunlu olarak kapatılmış bir boyutunun olduğu ve tekrar gün yüzüne çıkmış olmasıyla bazı konuların daha da netleştiğini söyleyebiliriz. Bu tartışmanın daha uzun süreceğini tahmin edebiliriz.
İkinci ve önemli tartışma ise filmin içeriği senaryosuyla ilgili olanı. Burası önemli tabi.
Gazetelerde yer alan habere göre ADD filme büyük tepki göstermiş. Özetle şunları söylemişler; Film neden Atatürk'ün karga kovalama sahnesiyle başlıyor. Uzun boylularla yan yana göstererek kısa boyuna vurgu yapılıyor. Günde bir büyük rakı içiyordu denilerek bir ayyaş portresi çiziliyor. Son Padişah Vahdettin'e neden vatan haini muamelesi yapılmıyor”
Aslında eleştiriler bunlarla da sınırlı kalmayabilir. Farklı dünya görüşünden bu filmi seyreden herkesin kendine göre bir eleştirisi olabilir. Olmalıdır da ayrıca. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı ile ilgili daha da söylenecekler olmalı. Filmi seyreden tarihçi arkadaşlarda filmin bazı tarihsel eksiklikler taşıdığını, yeni bir şey söylenmediği kanısını taşıyor. Sinema eleştirmenlerinin söyleyeceklerine girmiyorum bile. Önemli olan bunu tartışılabilecek zeminde algılamak. Önyargı ve tabulardan uzak konuşmak tartışmak gerekir. Bu bağlamda “Mustafa” ya özel hayat bağlamından bakılsa bile çok önemli özeleştiriler olduğunu düşünüyorum.
Eğitim hayatı boyunca inkılap tarihi dersleri alan öğrencilerin de bu filmi mutlaka görmesi gerektiğine inanıyorum.
Zaten sinemaya gittiğinizde sizi iki tarih kokan film daha karşılıyor. Ünlü Komedyen Ata Demirer’in “Osmanlı Cumhuriyeti” günlük hayattan sıkılan yetişkinler için iyi bir eğlence olabilir. Diğeri ise Nesli Çölgeçen’in Türkiye’nin bağımsızlığı için binlerce insanın şehit düştüğü, genç-yaşlı, kadın-erkek demeden düşmana karşı tek vücut direndiği Kurtuluş Savaşı’nın son tanıkları, Gazi Ömer Küyük, Gazi Yakup Satar ve Gazi Veysel Turan’ın günlük yaşamları ve savaş yıllarına dair anıları Son Buluşma’da gözler önüne seriliyor. Bu film ise yine özellikle çocuklar, gençler ve herkes için. Son Buluşma ve Mustafa’yı seyredince artık önemli bir tarih problemini aşmış olursunuz
Şimdilik Hüseyin Üzmez’le ilgili bir şey demeyelim ancak Cuma günü Konya siyasileri ve gazeteci arkadaşlarla seyrettiğimiz Mustafa filmi üzerine birkaç kelam edebiliriz. Bir film üzerinde bu kadar çok konuşulmasını görünce ya yapımda ya da senaryoda etkileyici unsurlar olduğunu düşünürsünüz. Bende biraz bu duygularla gittim açıkçası filme. Ancak yakın geçmişte birazda zorla okuduğum “Şu çılgın Türkler” benzeri bir kahramanlık yapıtı beklediğimi itiraf etmeliyim. Böyle bir şey olamadığını tümüyle bir hayat anlatıldığını bilmelisiniz.
Hep film diyorum ancak bu yapım için iyi bir televizyon belgeseli tanımı yapılmalı. Özellikle ilk bölüm tümüyle belgesel formatında çekilmiş. Devamındaki esintiler daha derli toplu bir görüntü çiziyor ama yapımı belgesellikten kurtaramıyor.
Bu yapımın Türkiye’de tartışmaya sebep olan yanları ise oldukça önemli. Daha film vizyona girmeden yapılan sponsorluk tartışması güncelliğini hala koruyor. Özellikle Turkcell ve Doğan Medya Grubu tartışmasının geçmişte birazda zorunlu olarak kapatılmış bir boyutunun olduğu ve tekrar gün yüzüne çıkmış olmasıyla bazı konuların daha da netleştiğini söyleyebiliriz. Bu tartışmanın daha uzun süreceğini tahmin edebiliriz.
İkinci ve önemli tartışma ise filmin içeriği senaryosuyla ilgili olanı. Burası önemli tabi.
Gazetelerde yer alan habere göre ADD filme büyük tepki göstermiş. Özetle şunları söylemişler; Film neden Atatürk'ün karga kovalama sahnesiyle başlıyor. Uzun boylularla yan yana göstererek kısa boyuna vurgu yapılıyor. Günde bir büyük rakı içiyordu denilerek bir ayyaş portresi çiziliyor. Son Padişah Vahdettin'e neden vatan haini muamelesi yapılmıyor”
Aslında eleştiriler bunlarla da sınırlı kalmayabilir. Farklı dünya görüşünden bu filmi seyreden herkesin kendine göre bir eleştirisi olabilir. Olmalıdır da ayrıca. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı ile ilgili daha da söylenecekler olmalı. Filmi seyreden tarihçi arkadaşlarda filmin bazı tarihsel eksiklikler taşıdığını, yeni bir şey söylenmediği kanısını taşıyor. Sinema eleştirmenlerinin söyleyeceklerine girmiyorum bile. Önemli olan bunu tartışılabilecek zeminde algılamak. Önyargı ve tabulardan uzak konuşmak tartışmak gerekir. Bu bağlamda “Mustafa” ya özel hayat bağlamından bakılsa bile çok önemli özeleştiriler olduğunu düşünüyorum.
Eğitim hayatı boyunca inkılap tarihi dersleri alan öğrencilerin de bu filmi mutlaka görmesi gerektiğine inanıyorum.
Zaten sinemaya gittiğinizde sizi iki tarih kokan film daha karşılıyor. Ünlü Komedyen Ata Demirer’in “Osmanlı Cumhuriyeti” günlük hayattan sıkılan yetişkinler için iyi bir eğlence olabilir. Diğeri ise Nesli Çölgeçen’in Türkiye’nin bağımsızlığı için binlerce insanın şehit düştüğü, genç-yaşlı, kadın-erkek demeden düşmana karşı tek vücut direndiği Kurtuluş Savaşı’nın son tanıkları, Gazi Ömer Küyük, Gazi Yakup Satar ve Gazi Veysel Turan’ın günlük yaşamları ve savaş yıllarına dair anıları Son Buluşma’da gözler önüne seriliyor. Bu film ise yine özellikle çocuklar, gençler ve herkes için. Son Buluşma ve Mustafa’yı seyredince artık önemli bir tarih problemini aşmış olursunuz
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.