Eee, Ne yapalım Konya böyle!

Global mali krizin dipleri göründü görünecek derken herkeste ciddi bir tedirginlik var. Dünyada ekonomik olarak sıkıntının nereye varacağını kimse kestiremiyor. Zaten kestirilebilecek bir durumda değil bu. Geçen hafta söylemiştik dönem “alın teri” dönemi diye. Buna öz sermayeyi de ekledik mi, işlem tamam olur. Krizmiş, felaket senaryolarıymış, bizden uzak olur.

Alın terinin zirvede olduğu, Anadolu sermayesinin tam bir gövde gösterisi sunduğu MÜSİAD 12. Uluslar arası fuarı hafta sonu yapıldı. Uluslararası borsaların çökme psikolojisinden çıkamadığı, piyasaların dip yaptığı bir ortamda, Anadolu girişimcileri yeni pazarların zirvesini zorluyordu.

Fuarın bu yılki mesajı çok önemliydi. Sanal para imparatorluğunun çöktüğü, ekonomi teorisinin yeniden yazılacağı bu günlerde MÜSİAD’ın gösterdiği “çalışmadan olmaz, alın teri olmadan asla” ne kadar önemli bir mesaj içeriyor. Dünya finans sisteminde bu duruş ne kadar temsilcisiz olsa da; aslolan budur.

Konya’nın, şartlar ne olursa olsun umudunu yitirmeyen dirençli işadamların bu fuara katkısı da inkar edilemez. Bu fuarda bin metrekare ile en çok stand kiralayan şehir de Konya. Daha ne yapsın Konya?

Bu kriz bir kez daha gösterdi ki, işbirliği ve güçlü ortaklıklar kuramayanların bu ortamda fazla şansları olmayacak. Oysa biz bu ortaklık meselesini çok önceden keşfetmiştik ve muazzam bir güçle dünyaya meydan okumaya hazırlanıyorduk. Olmadı. Bazı küçük kafalı, bencil ve beceriksiz kişiler, tüm zamanların üzerinde anlaştığı sistemi hırslarının kurbanı ediverdiler.

Neyse ki, iyi niyeti kaybetmeyen becerikli işadamlarımız da var. İşte İttifak Holding. Bu fuarda en güzel stand ödülüne layık görülen İttifak Holding hem ortaklığın nasıl yapılacağının en güzel örneği olurken, hem de bir işin nasıl zirveye taşınacağının göstergesi oluyor. Selva Makarna, İmaş Makine, Seha Yapı ve Adeselerle İttifak Grubu, Konya’nın yüz akı.

Konya’dan fuara katılan firmalara şöyle bir bakarken; sektörel olarakta ne durumdalar bir düşünelim. Türkiye’deki en büyük yağ tesislerinden birine sahip olan “Zade” markasını daha geniş tüketicilere ulaştırmak durumunda. Özellikle gıda sektöründe Anadolu’dan çıkanların pazardan pay alabilmesi oldukça zor oluyor. Zade Yağlarının bu konuda uzun yıllar verdiği emeklerinin karşılığını alma zamanı geldiği görülüyor.

Dünyada değişen yağ konseptine uygun hareket eden Zade’nin başka bir avantajı da bu krizi diğer sektörlere göre gıdanın nispeten az hasarlarla geçirecek olması.

Amatör görünerek profesyonel hareketin adıdır Savaşan Emaye. Herkes Savaşan Emaye’nin sahibi Salim Çokyürür’ü Mısır’a piramitlere gidiyor sanırdı. Ancak O, çoktan Afrika pazarını keşfetmiş, Mali, Nijer, Tunus, Çad’a ulaşmıştı bile. Ekonomistlerin ancak bugünlerde Afrika pazarından bahsettiğini düşünürsek Salim Çokyürür’ün ufkunu anlarız. Fuarda o modern standı da göz kamaştırıyordu.

Genç girişimci Esat Baybal, Baybal Reklamla promosyonda yeni açılımlarla zirve yakınlarında. Bu günlerde dövizin hareketlenmesi, ithalatçılar için olumsuz bir görüntü çiziyor.Böyle kriz anlarında insanların aklına hemen bu tür ihtiyaçları kısmak gelir. Onun için hizmet sektörünün bu boyutunda bir yıl kadar gözle görülür daralma beklenebilir. Aynı şekilde ajanda üretiminde farklı bir tarz yakalayan “Dival” fuarda en çok uğrak mekanlarından biriydi. Yıldırım ailesinin bunda önemli bir katkısı olduğu kesindir.

Kontensan ve kardeş kuruluşu Pakset için durum gıdacılar gibi görünüyor. Ne kadar çok gıda o kadar çok kap demek. Muzaffer Hançerli ve Mithat B.Alim’in ürün çeşitliliğini daha da artıracak projeleri olmalı.

Bera Otel, Doğrular, Saraylı, Molino, Yükselen, Halim Usta ve TÜMOSAN fuara Konya’dan katılan diğer firmalardı. MÜSİAD Konya Şube Başkanı Selçuk Öztürk’ün fuarda söylediği şu sözünü kriz bitene kadar unutmayın “Bu fuar bitmeden yapılan anlaşmalar, reel işadamının havayla, hayalle ve kumarla işi olmadığını bir kez daha ispatladı”