
ATİLA AĞABEY BORU MU BU?
Neye şaşıracağımıza şaşırdık, yerin altından çıkan silahlara mı? Yoksa bunları hafife almayı politika haline getirenlere mi?
Deniz Baykal İstek Vakfı arazisindeki kazılarda ele geçirilen silahları değerlendirdi. Ama ne değerlendirme. Aynen aktarıyorum: “LAV silahı diye bir şeyler sanki büyük bir askeri tehdit teşkil edecekmiş gibi anlatılıyor, anlaşılıyor ki bazıları özenle yeraltına gömülmüş mermisi olmayan boru, niye gömüldü kim gömdü? TSK, ben gömmedim. Bu konu aydınlatılmalıdır” Atilla Kart Bey kahır çeken bir milletvekilidir. Partili partisiz herkesin sempatisini kazanmış bir büyüğümüzdür. Partiler üstü bir duruşu da vardır. Siyasi görüşünü paylaşır veya karşısında olursunuz ama adamlığına, insanlığına kimsenin söz söyleyemeyeceği karakterde bir politikacıdır. Bazen böylesi memleket meselelerine dertlenince Atilla Bey’e haddimizi de zorlayarak “Ağabey” serzenişinde bulunuruz. O’da kıyamaz bize cevap lütfeder. Sorularımızı milletin adına yanıtlar. Dedim ya meşhur oldum budalası değil, milletinin hizmetinde bir vekildir Sayın Kart. Saygıdeğer büyüğüm, kıymetli vekilim ne diyorsunuz Bay Baykal’ın açıklamalarına. Umarım Siz de grup salonunda avuçlarınızı patlatıncaya kadar alkışlamamışsınızdır. Birileri yerin altına silah gömmüş. Üstelik krokisi, yeri belli, devletin savcısı bunu tespit etmiş, kazdırmış silahları bulmuş. Genel Başkanınız da “Boru” diye geçiştirmiş, yargıya taraf olmuş hızını alamamış yargılananları da bir ucundan aklayıvermiş. İlginç olan Bay Baykal’ın silah uzmanı kesilip; boruya silah diyenleri hemen enselemesi. Dedim ya şaştık kaldık Deniz beye; Lav silahı ne demek çeşmecinin elindeki bildik boru ne demek. Şaşırma Aydoğan şaşırma Deniz Baykal’a da politikacı, devlet adamı diyorlar, ne var bunda şaşıracak… Atilla Ağabey gerçekten 21. Yüzyılda yer altına silah gömenleri hoş gösterebilecek bir düşünce tarzı, siyasi açılım, ahlaki mesnet var mı? Abi silah ne işe yarar? Neden gömülür toprağın altına? Bir gün çıkarmak için elbette, çıkınca ne olacak? İnsanlar öldürülecek. Unutmayın Mardin’de katliam yapanların ellerindeki de boruydu, yitip giden canların acısı Bay Baykal’ı hiç mi etkilemedi? Yargılama sürecinde yaşandığı iddia edilen olumsuzluklar başka bir şeydir elbette. Varsa usulsüzlük varsa kötü muamele ortaya konur suçlular cezalandırılır. Ama esası kaybetmeden yapılır bunlar. Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın eşi kocasından uçurduğu bilgileri servis yapıyor, üstelik çok da pak sayılamayacak Bay Paksüt bununla ilgili kendisini uyarıyor ama ana muhalefet bu olayı görmüyor. Bu hukuk tezgahına gık bile demiyor. Ama iş Ergenekon Savcılarına gelince bir gürlüyor bir gürlüyor mangalda kül bırakmıyor. Baykal böyle bir ucubeliğe neden imza atıyor. Son günlerin flaş sorusu da bu. Hukukçunun adı Zekeriya olunca Baykal her türlü olumsuzluğu bir bir sıralıyor, Paksüt denilince süt dökmüş kedi misali… Sütün bozuk mu pak mı olduğu elbette zamanla anlaşılır. Boruların da ne amaçla gömüldüğü ortaya çıkar. Adalet isteyen Bay Baykal umarım hak ettiğini bulur. Sevgili Atilla Ağabey Siz milletin yüreğinin nasıl attığını iyi bilirsiniz. Önder Sav saçmaladığında duruşunuz, çabanız takdire şayandı. Umulur ki partinizin bu patinajlarına bir açıklık getirilir ve biliyorum ki Siz bu işe el atmazsanız Bay Baykal saygın partinizi gizli bir cephanelik çukuruna gömüp yok olmasına sebep olacaktır. Baykal’ın paradoksunu Size soruyoruz Atilla Ağabey, Siz de lav silahına boru mu diyorsunuz? Demokrasi dışına çıkmayı hoş görmenin cumhuriyetçilik olduğunu mu düşünüyorsunuz? Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili’nin ve eşinin tavırlarını normal mi? Genel Başkanınızın atış menziline giremeyen Paksüt ailesi sizce de korunuyor mu? Bay Baykal neden böyle davranıyor. Her konuda patlayan frenine birileri balans ayarı mı geçmiş? Nihayet; bu CHP bu Baykal ile gider mi?
Aman karıştırılmasın bizimkiler “Boru” değil efendim soru, cevaplarınızı anlayışınıza sığınarak bekliyoruz. Saygılarımızla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.