Sekiz yıllık kesintisiz eğitim Anadolu çocuklarının canını ne çok yakmış, ne hayalleri umutları bitirmişti.
Şimdi birkaç haftadır Türkiye’nin gündeminde olan 4+4+4 kademeli eğitim görüşmeleri herkesin gerçek niyetini ortaya koyması açısından önemli bir gösterge oldu.
Mecliste eğitim komisyonunda yaşanan kargaşa ve kavgalar gerçekten Türkiye’nin geldiği yer itibariyle üzüntü verici. Türkiye bu görüntüleri de bu davranış şeklini de hiç hak etmeyen bir ülke. Peki ne oluyor da oluyor bunlar.
Özellikle CHP’li vekillerin takındığı tutum tam ibretlik. Bu konuda Eğitim komisyon başkanı Nabi Avcı’nın görüşlerini dinledim. Gerçekten çok şaşırtıcı ama CHP’den beklenen hareketler. Şunları söylüyor komisyon başkanı Nabi Avcı;
“CHP’liler için elinizden gelen geleni yapın, kürsü işgali yapın, konuşturmayın dendi. CHP bu yeni tasarıda düzeltme ve yeni şekil vermek değil, tümüyle değiştirmek istiyor. Komisyon çalışmasını engellemek demokratik hak ama bunu şiddete başvurmadan yapmalı, kafamıza kırtasiye maddeleri attılar. Kemal Kılıçdaroğlu’dan tek tek mesajla komisyon odasına yönlendirildiler.”
Komisyon Başkanı Nabi Avcı’yı dinleyince CHP’nin bu konuda neden bu kadar ısrarcı olduğunu tahmin etmek zor değil. Onlar Türkiye’nin değiştiği kabul etmiyorlar. Yeni Türkiye’ye anlamıyor ve algılamıyorlar. Sanırım bütün mesele bu.
Bu yeni düzenlemeyle ilgili hükümetin halkı tam bilgilendirmediği, olayın tam olarak ne olduğunun anlaşılamadığı görüşleri var. Doğru bu, haklı bir görüş olabilir. Ancak temelde bir gerçek var. O da şu; bundan sonra Türkiye’de her öğrenci ilk dört yıldan sonra istediği okula gitmekte özgür olacak. İster meslek lisesine gidecek, ister karma, ister imam hatibe, isterse devlet okuluna. Bunun detayları konusunda bilgilendirme eksiği olabilir ama temelde problem yok. Herkes bu sistemi çocuğu ve ülkesi için en ideal sistem olarak görmeli.
Elbette daha iyi metotlar yöntemler olabilir. Ancak Türkiye gibi bir ülkede eğitimin temel yapı taşları değiştiriliyorsa bunu sadece alkışlamak gerekir. Ayrıntılar nasılsa daha sonra düzenlenir.
Bu sistemde ilk dört yıldan sonra her çocuk temel eğitimin yanında istediği seçmeli dersleri alabilecek. İsteyen bilişim dersini tercih edecek, isteyen spor, isteyen güzel sanatlar, isteyen din. Daha ötesi var mı bunun. İkinci dört yılda seçmeli derslerde başarı olanlar son dört yılda bu alanlarda eğitim veren liselere geçecek. Herkes keyfine göre eğitim alacak. Tüm dünya bunu uygularken, karşı çıkmak ortaçağ karanlığında kalmak gibi bir şey açıkçası.
Türkiye genç nüfusu çok yoğun bir ülke olmakla övünür ama gençlerimiz berbat eğitim sistemi yüzünden pek çok sıralamada nerdeyse hep sonlarda yer alırlar. Geçenlerde açıklanan Avrupa İngilizce öğrenme araştırmasında Türkiye son sırada kaldı. Aynı şekilde hafta sonu İstanbul’da yapılan Dünya salon atletizm şampiyonasında ilk madalyamızı aldık diye övündük. 30 milyon genç nüfusu olan bir ülke 50 yılda ilk madalyasını almış. Bu durum güzel sanatlarda da böyle, diğer teknik alanlarda da böyle.
O halde öğrencileri hemen 9-10 yaşlarında yeteneklerine göre ayırmak gerekir. Bu sistemin temelinde de bu var. Yok bu sistem tümüyle imam hatipler için yapılıyor diyenlere son 30 yılda Türkiye’nin eğitimde başarısını sormak lazım.
İsteyen tabiî ki imam hatibe gidecek, başbakan çıkaran bir okul kim bilir başka neler neler çıkarır. Hep birlikte göreceğiz inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.