Lokman Koyuncuoğlu
Lokman Koyuncuoğlu

Yerli duruş, orantılı güç

Bu hafta sonu Konya yine oldukça hareketliydi. Mevlana etkinliklerinin başlamasının yanında Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan’ın MÜSİAD Konya şubesi GİK programı merkezli ve bununla birlikte diğer odaların etkinliklerine katılması önemli konu başlıklarıydı.

Bakan Çağlayan’ın cumartesi akşama kadar ki programında iş dünyasıyla alakalı pek çok konuda önemli sayılacak açıklamalar yapmış olması basına yansıdı. Ancak bazı konular belki bu yoğunluk sebebiyle gözlerden kaçmış olmalı. Ayrıca MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Bolat ve Konya Şube Başkanı Selçuk Öztürk’ün de oldukça önemli sayılabilecek tespitleri bu yoğun gündem arasında hak ettiği ilgiyi tam göremedi.

Bakan Çağlayan’ın “Bir Türkmen ilinden başka bir Türkmen iline geldik. Kendimizi Konya’da evimizde gibi hissediyoruz” cümleleri önemli mesela. Cumhurbaşkanı Gül ile Türkmenistan gezisinde bulunan Bakan Çağlayan, hükümetin Türk Dünyasına yeni dönemde daha yoğun ilişkilerde bulunulacağının işareti verdi. Bu konuyu daha uzun irdelemek gerekir. Çünkü doğal kaynaklar ve enerji zengini Orta Asya ile ilişkilerimiz şimdilerde çok daha yakın temaslara ihtiyaç duyuyor.

“Konya’yı evi gibi görmek” nisbeten siyasi bir cümle olsa bile, Sanayi Odası başkanlığından gelen Bakan Çağlayan’ın Konya’nın sanayi gücünü önemsediği, önceki dönemlerde teşvik başta olmak üzere Konya’nın bazı konularda “es” geçildiğinin sinyallerini verdi. Tabi yeni dönemde bu teşvik meselesinde çok daha anlaşılır kriterlerle özellikle sektörel teşviklerle avantaj sağlanacağı kesin. Burada yine gözlerden kaçan şu kriterler önemli. Teşvik uygulanacak sektörler için, yüksek teknoloji kullanmak, yüksek katma değer üretmek ve uluslar arası rekabet edebilecek güçte olmak temel şart. Kimseye haksızlık etmeden ülke kaynaklarını yerli yerinde kullanmak işte tam da bu olsa gerek.

IMF’in Türkiye’nin olmazsa olmazı olmadığı, meslek lisesi oranının %70’lere çıkarma gerekliliği, Merkez Bankasının mutlaka faizi indirme şartı, sanayi bilgi sistemi ve sanayi envanteri çıkarılmaya başlanması gibi konular Bakan Çağlayan’ın üzerinde durduğu diğer önemli konu başlıklarıydı.

MÜSİAD Genel Başkanı Ömer Bolat’ın Mevlana’dan naklettiği “ Artık yeni şeyler söylemek lazım” sözü de üzerinde uzunca konuşulacak türden. ''Cari açığa karşı yerli malı kullanımı konusunda ülkenin bilinçlenmesi gerekiyor. Çocuklarımızın işsiz kalmaması için üretimde ve tüketimde Türkiye'de üretilen malların kullanımını özendirecek kampanyalar düzenlenmelidir. Üretici, üretiminde yerli mallarını kullanmalı, vatandaşlar ve özellikle kamu, ithal ürünlere karşı hayranlığı bırakmalı. Yerli ürünlerimize sahip çıkmalıyız. Güçlü bir Türkiye için bunu bilinçlendirme ile sağlamalıyız'' sadece bu cümle bile yeterli Ömer Bolat’ı anlamak için.

Bakan Zafer Çağlayan’a çok iyi bir Konya anlatımı yapan Şube Başkanı Selçuk Öztürk’ün “Konya’nın sivil havaalanı, endüstri bölgesi, serbest bölge, lojistik köy, limanlara demir yolu ulaşımı, KOBİ Borsası, Teknik Üniversite gibi Konya’nın temel ihtiyaçlarını bir çırpıda sıralaması güzeldi. Ancak daha önemlisi, büyüyen Türkiye ekonomisinin %70’ini sadece üç büyük şehrin çektiği, diğer Anadolu şehirlerin kalan küçük kısmı paylaştıkları ifadeleriydi. Gerçekten de Türkiye’nin orantılı büyümesini kimseden duymuyoruz. Bunu sadece Konya telaffuz ediyor. Orantısız büyümenin açacağı sosyal ve ekonomik yaraları tahmin etmek zor değil. Onun için Türkiye’de yatırımları Anadolu’ya daha çok yaymak gerek.

Belki şaşırmayacaksınız; ama Bakan Çağlayan’ın cevap vermediği tek soru buydu.

Mevlana Diyor ki: Daima akıp giden küçük dere, ne pislenir ne kokar.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Lokman Koyuncuoğlu Arşivi