Anlaşılan seçimler yaklaştıkça daha pek çok kamuoyu araştırması ile karşılaşacağız.
Ana muhalefet bu konuda neler yapacağı konusunda bize iyi bir fikir vermiştir.
Yapacağı şeyi şimdiden söyleyeyim: Gerçeklerden umudunu kesmiş olup doğrulara tutunmak gibi ahlaki kaygıları olmayan herkesin yapma eğilimine gireceği yola sapacaktır.
Yani reel yaşamda gerçeğe dönüşmesi olanaksız olan şeyi masa başında halledip toplumun bilinçaltına hipnotik yanılsamalar pompalayacaktır.
İşte kamuoyu araştırmalarının dünyanın her yerinde kaydedile gelen alışılmış istismar şekli de budur. Çoğunluğu kendi arkasında saf tutmuş gibi göstererek kararsız seçmeni yanına çekmek…
Mikroekonomi, Siyasal bilimler ve Davranış Bilimleri’nde sıkça kullanılan ve “cromo effect” diye de geçen bu olgu, bilimsel terminolojide genellikle “bandwagon effect” (Güçlü Olana Yönelme Etkisi) olarak adlandırılmaktadır.
Kelime anlamı açısından en basit ifadesiyle bireylerin sadece toplumun çoğunluğunun inanması ve yapması nedeniyle söz konusu şeylere inanarak onları uygulaması şeklinde tanımlanmaktadır.
Sırf bu yüzden, bu davranış tam olarak öyle olmadığı halde sık sık “sürü psikolojisi” (Herd Instinct) şeklinde de tanımlanmaktadır. Kural olarak, birilerinin inandığı veya yaptığı şeyler ona inanıp uygulayanların sayısı arttıkça daha hızlı bir yaygınlaşma yeteneği kazanmaktadır.
Anlayacağınız, kendini Gandhi zanneden adam bilimsel çalışmaktadır; ancak küçük bir sorun var: Bu tür masa başı oyunları eğitimli ve bilinçli toplumlarda her zaman ihtiyatla karşılanmakta ve daha önceki örneklerine bakılırsa bizim ülkemizde de çok fazla işe yaradığı söylenemez. Peki ana muhalefet bunu bilmez mi? Yine aynı taktiklere başvurmayacak mıdır? Elbette başvuracaktır.
Toplumdan ümidini kesen her siyasal parti gibi, kendini güçlü göstermeye yarayan tepe taklak kamuoyu anketleri dahil olmak üzere, her yola başvuracaktır.
Yalan söyleyen bir kimsenin kötülük yolunda sınırları olmaz. Başka bir deyişle, yalan ve iftirayı başlıca siyaset tarzı haline getirmiş bir siyasetçi için, toplumsal gerçekliği tepelemeye devam etmekten daha yararlı bir seçenek yoktur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.