TAPU SENEDİ İLE EVLİLİK

Daha önceki yazılarımda olduğu gibi, karşı cinsle ilişkiler konusuna ilişkin bugün anlatacaklarım da “genellikle” doğrudur. “Genellikle” sözü, aktarılan bilginin yüzde yetmiş ile seksen oranında doğruluk payı içerdiği anlamına gelir. “Okula genellikle arabamla giderim.” demek, “Okula her gün arabamla giderim.” demek değildir. 
Bir erkek aldatıldığı zaman aklına gelen ilk şey sevdiği kadının kendisi ile yaşadığı romantik ilişki eylemlerini başka biriyle de yaşamış olduğudur ve bu onu çılgına çevirir; oysa aynı durumdaki bir kadın kendisini sabahleyin camdan dışarıya baktığında evinin önündeki arabasının çalınmış olduğunu gören birinin yaşaması gereken şokun içinde bulur. Eğer öyle değilse, gardlarını baştan alarak evlenmek istedikleri erkeğin kendilerinden üstün olmasını, bu bağlamda örneğin iyi bir bölgede ( İstanbul, İzmir, Ankara veya Antalya’da olması makbuldür) güzel bir evi, lüks bir arabası, dolgun bir maaşı, diğer bayanlara ömür boyu üstünlük taslamaya yarayacak bir gösteriş unsuru olarak parlak bir kariyeri veya statüsü olmasını neden istesinler ki?

Kadının evliliği, sağlam bir mantığa dayalıdır. Kurduğu birliktelikte kendini özdeşleştirdiği şey, erkekten ziyade onun taşınır-taşınmaz maddi varlıklarıdır. Hedefindeki erkek çoklukla bir insan olmanın gerisine düşer, gözüne bir tapu senedi, bir araba, bir maaş gibi görünür. Ara sıra da bir insan suretine girer.

 Eminim eş bulmak için televizyonlardaki evlilik programlarına katılan bayanları izlemiş olan hiç kimse, söylediklerimi şaşırtıcı bulmamıştır.

Tersinden bakıldığında, erkeklerin aksine kadınlar arasında kendinden daha düşük profilli birine aşık olma ya da böyle biriyle evlenme oranının yok denecek kadar az olmasını daha iyi kavramak mümkün hale gelir. Demek istediğim şu ki, örneğin memur bir bayanın bir semt pazarcısı, bir inşaat işçisi, bir su tesisatçısı ya da bir garsonla evlendiği görülmüş bir iş değildir. Bir inşaat işçisi ne kadar yakışıklı ya da iyi kalpli olursa olsun, onun gözünde ve kalbinde evlilik için somut bir seçenek oluşturamaz; ancak erkekler dünyasında bunun pek çok örneğine rastlanabilir. Çünkü aslında normal bir erkeğin bir kadından romantik ve erotik sevgi dışında önemli bir beklentisi yoktur. Bu ise, kadının bakış açısından bin kez daha masumdur.

Karşı cinsle ilişkiler üzerine yazan İlhan Uçkan’ın sözleri dikkate değerdir: “Bir kadın eşini kendisini aldattığı zaman değil, genellikle maddi ihtiyaçlarını karşılayamadığı zaman terk eder.”

Yazımızın başlığı, bayan okurların ilgisini daha çok çekmiş olabilir mi?.

 

 

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mert Aslan Arşivi