22 Temmuz seçimi pek çok noktasıyla Türk demokrasi tarihindeki yerini alacaktır. Bunları şimdi uzun uzun konuşacak değiliz. Ancak kesin olan bir şey var; Türk insanı artık kendisine dayatılan sunni hiç bir şeyi yemiyor. Demokrasinin tam da bu anlamda ne ifade ettiği bir kez daha tezahür etti ya, ne kadar sevinsek azdır.
Pazar 21.00’de kalkması beklenen yayın yasağının 2 saat önce kalkmasıyla nerdeyse o saatte seçim sonucu kesinleşmiş oldu. Kon TV’nin Seçim 2007 programına konuk olduğumuz için, ilk gelen sonuçları orada değerlendirdik. Selçuk Üniversitesi hocalarından Şaban Çalış’la ilk sonuçları gördüğümde tepkim şöyle oldu; Hocam bu iş bitmiştir. Ak Parti 345,CHP 110 ve MHP’de 70 civarı vekil alırlar.
Saat 19.00 civarı yaptığımız yorum buydu, küçük değişikliklerle bu gerçekleşti. Bu sonucu kimin bekleyip kimin beklemediğini duayen gazeteci büyüklerimiz tartışa dursun, biz bir kez daha altını çizeceğimiz tespitimizi yapalım; Halk kendisine hiç bir şeyin dayatılmasını istemiyor, kendi içinden gelenlere yapılan haksızlığa nasıl tepki vereceğini çok iyi biliyor.
Bu seçimin kırılma noktası bence burası. Bundan sonra Türkiye’de halk ne istiyorsa bu olacak demektir. Bundan daha demokratik, daha huzur verici, daha insanı rahatlatıcı bir şey olur mu? Kim halk için çalışır, halkı anlarsa, halk kendini yönetme yetkisini ona verecektir. Hiç hileye hurdaya gerek yoktur. Halk için çok çalışan kazanacak, halkı kendi emelleri için kullanmak isteyen bu düşünce batıp gidecektir. Halkını gerçekten seven ve içinde en ufak bir hesap olmayanlar için daha ne olsun ki....
Dün, bu halk kararıyla ilgili alelacele yazılmış olsa da çok güzel yazılar vardı Türk medyasında. Asıl bu gün yazılanlar çok önemli. Halkı yok sayıp onlara yığın muamelesi yapanların ne diyeceği çok önemli. Aslında pek çoğunun diskalifiye edilme zamanı çoktan geçti ya, bu seçim belki buna da vesile olur.
Başarısız siyasetçi istifa ederken, taraflı anket şirketi bundan sonra iş alamayacakken, isabetsiz ve halka rağmen yorum yazan gazeteciler de bu işi bırakıp, meslek saygınlığına daha çok zarar vermemeliler.
Pazar gecesi Kon TV’de akşam saatlerinden gece yarısı 03.00’e kadar işte bu halka rağmeni konuştuk Mustafa Kara’nın yönettiği programda; Şaban Hoca ve Sefa Özdemir’le.
Bir ara yayına katılan Konya’nın bu seçimdeki dört önemli aktörünün üzeriden çok önemli bir yük alınmış gibiydi. Kısa süre önce il Başkanı olan Faruk Dügen, her şeye rağmen %65 oy ve 13 vekili Ankara’ya gönderirken vazifesini tamamlamanın mutluluğu içindeydi.
Partilerinin kendilerine yüklediği bir nevi ağabeylik görevini bu süreçte çok iyi yöneten Sami Güçlü ve Hasan Angı’da gecenin sevinçli iki yüzüydü. Onlar bu yeni dönemin çok daha zor geçeceğini biliyorlardı şüphesiz; ama bu kadar büyük bir zaferle meclise girmenin gururunu yaşama hakkını da teslim etmeliyiz.
Büyükşehir Başkanı Tahir Akyürek ise, 28 Mart seçimlerinden daha çok sevinmişti bu sonuçları görünce. Her zamanki naifliği ile “biz zaten biliyorduk, bu kadar gerginliğe hiç gerek yoktu” diyordu. Yeni vekil Ayşe Türkmenoğlu’nun eşi Bünyamin Türkmenoğlu’nun “Başkanım yayında vekillerden çok siz konuştunuz” sözünü iltifat olarak alması da güzeldi.
Her şeye rağmen kazasız ve demokrasi erdemi içinde atlatılan bu seçimde Konya’yı temsil edecek tüm vekillere buradan başarılar diliyorum. Demokrasiyi içine sindirmiş herkes mutlaka Türkiye için iyi şeyler yapma telaşı içinde olacaktır. Demokrasinin ne demek olduğunu tüm dünyaya gösteren Türk halkı da bu seçimde yürekten bir tebriği hak ediyor.
Mevlana Diyor ki: Hiddet ve şehvet, insanı şaşı yapar; ruhu doğruluktan ayırır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.