
Mevlanasız bir Türkiye ruhsuz kalır
Bu yıl farklı bir 17 Aralık olmasını beklemek her anlamda Konya’nın hakkı. Hoşgörü şehri Konya için Türkiye’nin geçtiği bu kırılgan dönem en uygun zamanlamaydı. Muhtemelen Başbakan Erdoğan için de Şebiarus gecesi yapacağı konuşmanın omurgası bu olacaktı. Henüz her şey bitmiş değil elbette ancak ciddi bir yara aldığı da açık.
Anayasa Mahkemesinin DTP’nin kapatma kararını vermesi hiç kimse için sürpriz olmadı. Sağduyulu beklenti, bu sürecin zamanlamasıyla ilgili. Bir ülke için yapılması düşünülen devrim niteliğindeki bir hareketin, pek çok çevreden, sekteye uğratılması beklenebilirdi elbette. Ancak, bu ülkenin barışa bu kadar yakın bir adımı kalmışken hemen her şeyin ard arda gelmesi şaşırtıcı gelmiştir olayları doğru yorumlayanlara.
Perşembe akşamı Başbakan Erdoğan’ın Türkiye için, pek çok kişisel riski alıp yola çıktığı bu ülkelerin anaları ağlamasın düşüncesinin yansımalarını Konya’da derinlemesine dinleyeceğimizi biliyorum. Çok önemli mesafeler alınmış bu yolda, her ne taraftan gelirse gelsin anlaşılmaz engellemeler gerçekten bu ülkenin geleceği açısından çok üzücü.
Hani 3 Ekim’de Ak Parti Kongresinde çok etkileyci bir konuşma yapmıştı Başbakan Erdoğan. Hani kulaklarda yankılanan şu cümleleri vardı “Bu ülkenin tarihinden, Ahmet Yesevi'yi, Hacı Bektaş-ı Veli'yi, Pir Sultan'ı, Hacı Bayram Veli'yi çıkartmaya kalkarsanız, onları görmezden gelirseniz, onları yok sayarsanız bu ülke öksüz, yetim, köksüz kalır. Yunus Emre'siz bir Türkiye dilsiz kalır. Mevlanasız bir Türkiye ruhsuz kalır.”
Gerçektende Mevlanasız bir Türkiye ruhsuz kalır. Bu 17 Aralık’ta Konya’dan tüm Dünya’ya verilecek bu barış mesajı için çok önemli bir fırsattı. Her ne kadar 3 Ekimdeki heyecan son günlerdeki gelişmelerle kurutulmaya çalışılırsa da artık, Türkiye için pek çok şeyden geri dönüş yoktur.
Son 10 günde yaşananlar Türkiye’nin karamsarlık içine girişini haksız kılmıyor. Toplum kesimleri arasında kurduğunuz iletişim ve bir birini anlama çabaları yok sayılıyor. Tokat’taki şehidin babasının dediği gibi “Benim oğlum şehit oldu ama bu kan dursun, demokratik açılım devam etsin de, başka kanlar dökülmesin” Bu sene Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun çabasıyla da pek çok dışişleri bakanı o gün Konya’da olacaklar. Türkiye’nin hem doğuya hem batıya nasıl insan hakları ve medeniyet bilinci ile hareket ettiği ortaya konuyor.Bunu bir kez daha görmek isteyenler için sadece Mevlana’yı dinlemeleri yeterli.
Başbakan Tayyip Erdoğan, Türkiye’de yakın zamanlarda olup bitenlere inat, devam edecektir bu sevdasını Konya’da anlatamaya.
Konya’dan evrensel barış mesajını almak isteyenlere Mevlana’nın dizelerinden açık çek verecektir. Gönlü ve ruhu kapalı olanlar zaten açıkça niyetlerini ortaya koyuyorlar, onlara değil Mevlana, Şems ve Konevi bile kafi gelmez.
Evet, Türkiye için yüzyıllık bir barış hareketinin olup biten her şeye rağmen, yeni işaretlerini Başbakan Erdoğan’dan Mevlana’nın şehrinden almaya istekli o kadar çok insan var ki. Bu yılki hoşgörü ve barış mesajı hiçbir zaman bu kadar önemli olmamıştı.
İşte Konya bunun için anlamlı, Mevlana bunun için bu ülkeye ruh katıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.