
Maskeler düşüyor!
Kabul edelim ki Başbakan Erdoğan her türlü desteği vermesine rağmen bu iktidar döneminde sportif başarılarda beklediklerini göremedi.
Hükümet, bu konuda ekonomik ve sosyal elinden ne geliyorsa yapmasına rağmen maalesef, sporda Türkiye, son 10 yılda ekonomik, siyasi ve pek çok alanda yakaladığı yükselişe aynı oranda sportif karşılık göremedi. Bunun sebepleri ve yapılması gerekenler yeni dönemde daha derinlemesine irdelenecektir.
2020 olimpiyatları adaylık sonucunun açıklandığı gece Türkiye, dünya ile başka bir rekabet içindeydi.
Bunun sadece bir sportif organizasyon olmadığını herkes biliyor. Küresel aktörlerin dünyada olup bitenlere müdahale şeklini değiştirdiği son 10 yılda, bu tür taraflı ve satın alınmış kararları sıklıkla görmeye başladık.
Senegal Olimpiyat komitesi başkanının, sponsorlar yüzünden Japonya’yı desteklediğini Başbakan Erdoğan’a açıkça söylediğini dün okuduk. Özellikle bazı geri bırakılmış ülkelerde bunun örnekleri çok açık ortada.
Bazı bilmemiz gereken durumlarda var maalesef. Mesela Katar ve Suudi Arabistan’ın durumu. Elbette bu saatten sonra Mısır’dan bir beklentimiz olamaz ama Katar’ın gerekçesi tam ibretlik. “Olimpiyatları düzenleyen ilk Müslüman ülke” olma payesini kendileri alacakları için İstanbul’a oy vermemişler. Sevsinler Katar seni! Sen kim ilk Müslüman topluluk kim?
Katar dediğin neresi, kimdir Katar? Irkı ne cinsi ne? Kaç insan yaşar, toprağın ne kadar arkadaş? Hani insan daha fazlasını söylemek istiyor ama susalım. Suud zaten belli Mısır olaylarında ipliği pazara çıktı, küçük bir vicdanları olsa İstanbul’u desteklemeleri gerekirdi.
Bunları görüp üzülmek mi gerekecek? Hayır bilakis, Türkiye’nin tutturduğu eksenin ne kadar isabetli olduğunun sağlaması yapılıyor bu yaşananlarla.
Düşünsenize. Sadece orada yapılan sunumda bile İstanbul, Madrid ve Tokyo’ya açık fark attı. Biri parasızlıktan kıvranıyor, biri radyasyonla boğuşuyor. Üstelik Tokyo dünyanın en pahalı şehri. Kim gider oraya. Normal şartlarda İstanbul’un kaybetmesi için olağandışı sebepler olması gerekirdi. Evet zaten bu heyet olağan dışı sebeplerle bilinçli bir karar verdi. Bu kararın İstanbul’un aleyhine olması onlar açısından gayet normal, ancak dünyadaki diğer insanlar açısından hiç normal ve inandırıcı değil. Türkiye şimdiki görüntüsüyle, dünya düzenini kurgulayan küresel güçlerin maskelerini düşürüyor.
Bu maske düşürme, Suriye katliamı, Mısır darbesi ve olimpiyat tercihinde net ortaya kondu. Şimdilerde dünyada adil bir paylaşım, hakkaniyetli bir yönetim isteyen halkların Türkiye’ye sevgisinin artması bundandır.
Peki içimizdeki Japon severlerin, İstanbul’un kaybetmesinden duyduğu mutluluk nerden geliyor? Asıl cevap burada. Dünyanın pek çok bölgesinde bu tür küresel sermaye tetikçisi kendi vatanına düşman işbirlikçiler mevcut. Bu sıra Türkiye’de yoğunlaşmalarının sebebi, Türkiye’nin her uluslar arası organizasyona dahil olması ve klasik alışkanlık dışında hareket etmesi sebebiyledir.
Olimpiyatlar öyle bir gösteri zeminidir ki, bunun Türkiye’ye kazanımlarının ekonomik getirileri bir yana, siyasal çarpanı çok büyük olacaktı. Çünkü 200 ülkeden 12 bin sporcu, milyonlarca turist ve milyarlarca izleyici için müthiş bir gerçek enformasyon…Dünya’ya hem barış hem demokrasi modeli olacak Türkiye için 2020 olimpiyatları küresel güçler tarafından risk edilmedi.
Bundan sonrası için bir şeyler söylemek çok zor. 2024 olimpiyatları için İtalya, Roma ile Roma imparatorluğunu, Fransa, Paris ile Fransız devrimini, ABD, Washington ile modern çağların global ve derin başkentini aday yapmaya uğraşacaklar. Fakat İstanbul bir medeniyet ve hayat merkezi olarak, masum, mazlum ve mahzun olanların parlayan yıldızı olarak hep gönüllerde olacak. Bize yetecek olanda budur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.